Eskişehirspor yönetimi uzun süredir çözülemediği teknik direktör sorununu Cengiz Seçsev'le anlaşarak ortadan kaldırdı. Hayırlısı olsun.
Eskişehir'in yetiştirdiği bir değer olan Seçsev'in kariyerine baktığımız zaman, 2'inci ligde Eskişehirspor'u çalıştırmakta zorlanmayacağını görüyoruz.
Cengiz Hoca şanslı bir adammış. Sezon başından beri Eskişehirspor kötü oynadıkça teknik direktörlerimize sataşıp durduk. Mustafa Özer'in de İlhan Var'ın da bir suçu yoktu aslında. Ancak biz taraftarlar biraz Osmanlı'nın efsanevi savaşçıları Yeniçerilere benzeriz. Yeniçeri size savaşlar kazandırır ancak "İstemezük" diye kazan kaldırdığı da sık görülür.
Sanırım artık herkes yönetimde para olmadığını, parası olan bir yönetimin de ortada olmadığını kabullendi. Hayır parası olan bir yönetim varsa söyleyin; işi gücü bırakıp destekleyelim. Teknik direktörlerin de bu kadro ile bir şey yapamayacağı anlaşıldı. Bu arada 3 şehzade, 2 vezir, 4 sadrazam ve 3 paşanın kellesini aldık gerçi... Ancak şimdi sinirlerimiz – sanırım – yatıştı ve gerçekleri kabullendik. Cengiz Hoca'nın üzerine çullanmaz ve adamcağızı rahat bırakırsak, seneye kuracağı takım için şimdiden – huzur içinde – çalışmalarına başlar. Belli ki seneye de transfer tahtasını açamayacağız. Bu durumda teknik direktörün rahat bir çalışma ortamına sahip olması bizim için her şeyden daha önemli olacak.
Mihallıççık'ın Otluk Köyünde tarlalarını sürerken buldukları Roma dönemine ait mezar taşını satmak isteyen iki vatandaşımız, jandarma tarafından gözaltına alındı. Aslında hikaye tanıdık. Çiftçi tarlasını sürer, pulluk bir cisme takılır ve bingo!..
Muhtemelen Ş.E ve S.E adlı kardeşler "Köyden İndim Şehire"deki Zeki Alasya'nın yaptığı gibi, "doğuz bin doğuzyüz doğsan doğuz" diye para sayacaklarını hesaplamışlardır. Artık hapishânede günleri sayarlar.
Ülkemiz inanılmayacak kadar büyük bir turizm potansiyeline sahip. Yapmamız gereken şey bu potansiyeli gün yüzüne çıkartmak ve para sayma makinesi temin etmek. İnanın, Arap'ın sahip olduğu petrolden çok daha büyük bir yeraltı hazinesi üzerinde oturuyoruz. Jandarma ekiplerini tebrik ederiz. Operasyonun ayrıntılarını bilmiyoruz ancak rastgele bir yol araması olmadığı, planlı bir iş olduğunu belli oluyor. Jandarma vazifesini layıkıyla yerine getirmiş ve zanlıları adli makamlara teslim etmiş. Ancak öğrendik ki adli kontrol şartıyla her iki zanlı da serbest bırakılmış. Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu ne derse, hâkimler ona göre hareket eder. Elbette hâkimlerin geniş yetkileri var ancak kadı efendi de değiller. Kafalarına göre tutum sergileyemezler. Ancak ortada kanunların yetersiz olduğu da açıkça görülüyor. Biraz önce Ş.E ve S.E. kardeşlerden "Zanlı" diye bahsettim. Artık "Şüpheli" deniyor ki bu daha doğru. Biz eskilerde kaldığımız için ağzımız zanlıya alışmış. Ancak bir memlekette adalet reformu "Zanlı – şüpheli" kelimelerinin yer değiştirmesiyle gerçekleşmiyor. Eroin kaçakçılarının adam yerine konduğu, hatta vatansever sayıldığı, tarihi eser kaçakçılarının elini kolunu sallayarak dolaştığı bir memlekette adaleti ara ki bulasın...
Boğaziçi Üniversitesi'nde kendi hâlinde yürüyen öğrencilere yapılan saldırılara tepkiler artıyor. Benim öğrencilere tavsiyem, kesinlikle bu gösterilere katılmamaları. Tepkilerini sosyal medyada göstersinler yeter. Başlarına birşeyler gelmesin maazallah. Son olarak bir görevli (Polis demeye dilim varmıyor) kendisiyle göz teması kuran öğrenciye "aşağı bak" diyor ve çocuğu yaşındaki gence bir temiz girişiyor. Bazıları bu utanç verici hadiyesi savunarak, kendilerini de utanç içine düşürüyor.
Kardeşim polis geliyor, "Aşağı bak" diyerek öğrencileri bir temiz dövüyor, gözaltına alıyor. Gördüklerimize, kulaklarımıza mı inanalım sizin palavralarınıza mı? Şimdi bu utanç verici hadiseyi savunmakla kendisini zorunlu hissedenler, - her zaman yaptıkları gibi – dansözler gibi kıvırıyor. Efendim neymiş? "Polis aşağı bak" dememiş de, "Aşağıdan bak, Orada yol var öğrenci Bey kardeşim. Aşağıdan yürüyünüz bak..." demişmiş...
Hani Kuran'ı Kerim'de "Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de kalın bir perde bulunmaktadır ve onlar için büyük bir azap vardır" der ya; işte e tam olarak öyle. Demek bazılarının kulakları tam olarak mühürlü. Demek bazıları Allah'tan korkmak yerine, Reis Bey Efendisinden korkuyor. Gerçi Kuran'dan bahsediyoruz ya kime basediyoruz? Bunlar Bakara Suresi'nin 7'inci ayetine "Makara Suresi" diye küfür edenlerin soyundan gelmiyor mu?
Transfer tahtasını bilerek açmadılar isteseler açıcaklardı ve bu durumda taraftarın sesini kapamak için cengiz hocayı getirdiler seneye açarlarsa kesin değiştirmek için bahane elde edecekler.
Bizim klubede atama lazım.
hayırlı olsun
Arkadaş yorum yazamıyorum..Tam bitiriyorum yorumu Sistem dışarı atıyor ne oluyor böyle?
OHAL ve KHK ile rektörüğ Cumhurbaşkanı direk atıyor.Anayasada böyle bir madde yok.Meclisde onay gerekmiyormu bu KHK lar için.Yoksa iptal olması gerekmez mi