Son zamanlarda Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'i eleştirmek isteyenler pek bir motive olmuş durumdalar. Baktığımız zaman Büyükerşen'i eleştirenleri 3 ayrı grupta topluyoruz. Birincisi 'Yeleli Arslanlar'...
Bunlar tıpkı bir arslan gibi içleri ve dışları bir olan kişiler. Yaptıkları eleştiriler de o sebepten ötürü art niyetli değil. Elbette demokrasi rejimi eleştiri hürriyeti üzerinde kurulu bir sistem. Kaldı ki siyasetçileri eleştirelim ki, kendilerini geliştirsinler. Böyle eleştiriler yapanlara ancak şapka çıkartılır.
İkinci grupta olanlar 'Kurnaz Tilkiler'...
Bu grupta olanlar Yılmaz Büyükerşen bir kere daha belediye başkanlığına aday olmayacağını var sayıyor. Bu sebepten ötürü de şimdiden Büyükerşen'den sonra gelecek kişi veya kişilere yatırım yapıyorlar. Açık konuşmak gerekirse Yılmaz Büyükerşen'den de eskisi kadar çekinmiyorlar. "Hoca gitsin, iktidara biz geçelim" diyen bu grupta bulunanlar, Büyükerşen'e muhalif olanları da etraflarında toplayarak kuvvetlenmek istiyorlar. Öte yandan da Büyükerşen'in yüzüne karşı gülümsemeyi ihmal etmiyorlar. Tilki gibi kurnaz hareket ediyorlar anlayacağınız.
Üçüncü grupta olanlar ise Sırtlanlar...
Bunlar arslan gibi cesur olmayan, tilki gibi kurnaz olmayan ayrı bir grup... "Emr-i Hakk vaki olsun" diye içlerinden dua ettiklerine kalıbımı basarım. Allah bedduaları boşa çıkarandır. Bu kişilerin Ankara'ya sürekli baskı yapıp, "Şu Eskişehir'e kayyum atayalım" dedikleri kulağımıza kadar geliyor. Akılları sıra ve şimdiden Büyükerşen'in itibarını halk nezdinde düşürüp, olası bir kayyum darbesine zemin hazırlamak istiyorlar. Tıpkı Fetullah amcalarının yaptığı gibi basını ve sosyal medyayı planlı bir şekilde kullanıyorlar.
O yüzden sanki bir yerlerden düğmeye basılmış gibi aynı anda harekete geçmiş durumdalar. İşte son olarak güya İnönü'deki Türk Hava Kurumu arazisine Büyükşehir Belediyesi'nin el koymaya çalıştığına ilişkin haberler.
Arkadaşım yalan olur da biraz destekli olur. Bu sözlerin yalan olduğunun daha saniyesinde anlaşılacağını düşünemiyor musunuz? "Seçmen dediğin saftiriktir, biz ne dersek inanır" diye mi düşünüyorsunuz yoksa?..
Bir diğer palavra da Kumlubel Mahallesi'ndeki bir arazide Büyükşehir Belediyesi'nin halkın paralarını har vurup harman savurduğu yalanları...
Halkın kaç parası gitmiş? diye sorduğunuz zaman sürekli artan rakamlarla karşılaşıyoruz. Önce yalana ufaktan başladılar ve "Büyükşehir halkın 8 milyon lirasını heba etti" dediler, sonra 12 milyon oldu. En son bıraktığımda 20 milyon liralık yatırımın buharlaştığından bahsediyorlardı. Yakında 25 – 30 milyon lira olur...
Palavra atmanın kötü yanı, kendinize inandırmak için sürekli daha büyük palavra atmak zorunda kalmanızdır. Mesela yerli arabadan başlarsınız, uçan yerli arabaya gidersiniz, sonra bir bakmışsınız aya - fezaya çıkıyor palavralarınız. Hani "Yalanları arşa çıkar" derler ya, bir bakmışsınız yalanlarınız galaksiler arasında geziniyor...
O yüzden yakında "Büyükşehir 30 milyon zarar ettirdi" denebilir. Ben bu ülkede, "Almanya bizi kıskanıyor" diyenlere bile rastladım...
Şimdi bazı dostlarımız "Bu CeHaPe'liler bizi hep akçeli işlerden eleştiriyor, biz niye aynısını yapamıyoruz ki?" diye düşünmüşler anlaşıldığı kadarıyla. Yani CHP'li bir belediyeyi halkın paralarını çar – çur etmekle itham etmeye pek heves etmişler.
Tabii gençlerin hevesini kırmamak lazım...
Ancak ortada Büyükşehir Belediyesi'nin bir eksiği yok. Belediyemiz kendisine ait bir araziyi ticari bir merkez yaparak, kendisine gelir elde etmek istiyor. Yani vergisini ödeyen namuslu Eskişehirlilerin maddi yükünü hafifletmek istiyor. Ancak konu bazı teknik sebeplerden ötürü AK Partili meclis üyelerimiz tarafından mahkemeye götürülüyor. Mahkeme de Büyükşehir Belediyesi'nin söz konusu arazi üzerinde böyle bir karar veremeyeceğine hüküm veriyor. Şimdi dava bir üst mahkemlede.
Üst mahkeme belediyeyi haklı bulursa zaten mesele kalmaz. Ancak en kötüsünü düşünelim ve mahkemenin Eskişehir halkının aleyhinde karar verdiğini varsayalım... Bu durumda da hiç bir para havaya uçmuş olmaz. Belediye o bölgeyi ticari açıdan kendisi işletir ve mesele kapanır. Ya da gider bütün Türkiye'nin konuştuğu bir müze yapar. Yapmadıkları şey sanki...
Yani "CeHaPe'li belediye halkın parasını berhava etmiş, milletin onlarca milyon lirası boşa harcanmış" dedikleri mesele bu...
Akçeli işlerle başları belada olanlar, başkaları hakkında iddialarda bulunuyor.
Ne diyelim?
Namuslu taklidi yapmaya heves etmişler amcası...
Zihni Çalışkan başkanlığındaki yeni AK Parti İl Yürütme Kurulu ilk toplantısını gerçekleştirdi. Hayırlı uğurlu olsun...
Yıllardır politikayı takip ederim. Doğal olarak AK Parti de sürekli gözümüzün önündedir. Yerel seçimlerde kısmen başarılı olsalar da Eskişehir'in en güçlü partilerinden birini zaten takip etmek zorundayız. Yani sözü şuraya getiriyorum; AK Parti'yi kurulduğu günden beri takip ediyoruz. Şimdiye kadar gördüğüm en kuvvetli yönetimin bu olduğunu söyleyebilirim...
Eski bir il başkanından tutun, yeni bir isme kadar yönetim kurulu üyelerinin her biri çok iddialı isimler.
Siyasette büyük laflar etmeyi pek sevmem. Çünkü ettiğiniz laf isabetsiz olursa sonradan başınıza kakarlar... Ender olarak büyük iddialarda bulunurum ve genelde isabetli tahminlerim olur. Belki çok iddialı gelecek ancak bu AK Parti yönetiminin büyük başarılar kazanacağını düşünüyorum. Bakalım zaman ne gösterecek?..
daha buzlar çözülmedi hele buzlar çözülsün seyreyle çatırtıyı .
Bu yazıyı yerel değildi ulusal medya da bir gazeteci Tayyip Erdoğan için yazsa hemen yandaş deriz degilmi???
Yorumlarda hakaret yok ama sadece eleştiri var diye yayinlayamiyorsunuz
sabah gazetesinde hükümeti öven yazıları okurken ne düşünüyorsan bende bu gazetede aynısını düşünüyorum. Özellikle bu köşeyle arif anbarin kosede