Boğa ile kurbağa

Yaşamın içinden Boğa ile kurbağa Kurbağanın biri, ömrünü geçirdiği çayın kenarında, i

28 Haziran 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Yaşamın içinden
Boğa ile kurbağa
Kurbağanın biri, ömrünü geçirdiği çayın kenarında, iri yarı, gösterişli boğayı görünce kendi kendine söylenmiş:
“ Bende bunun gibi görkemli olmalıyım.”
Ve başlamış nefesini tutup şişmeye.
Bir iki derken,
“Çatlayıp ölmüş.”
--//--
Diyeceksiniz ki:
“Sonra ne olmuş.”
Olan olmuş, kurbağa çatlamış, boğa boğalığına devam etmiş:
Son günlerde benzeri bir yarış üzerine hatırladım bu fıkrayı.
Sabahtan akşama kadar oturduğu yarısı kaçak kulübesinden çıkmayan, etrafında kendine dalkavukluk yapanlardan başka insan tanımayan biri, rakip gelişmeleri gördükçe öfkeden delirmeye başlamış.
Her zaman yaptığı gibi büyük küçük demeden herkese bağırıyor, azarlıyormuş.
Yemeden içmeden kesilen bu kişinin, şekeri mi yükselmiş, tansiyonu mu çıkmış? Sürekli kontroldeymiş diye duydum.
. --//--
Her neyse?
Aynı zamanda, Üstünlük hastası bu kişi içinde bulunduğumuz günlerde aynı iş alanında kendisini zorlayanları görünce, şimdiye kadar, kurbağalığa özenip şişmeyi denemiş.
Bir iki “ ah ıh”
“ Bakmış çatlayacak”
Etrafındaki dalkavuklarını toplayıp talimat vermiş:
“ Ne yapıp edin, bize rakip olan bu gelişmeleri başlatanları durdurun. Karaçalın. İftira yapın. Bu kuruluşa yakın olanlara da çamur sıçratın.”
--//--
Dedik ya.
Bu kişide, üstünlük hastalığı varmış.
İstiyormuş ki,
“ Her şey benim olsun. Pasta bütün olarak konsun önüme. Lafımın üstüne laf konmasın. Şimdiye kadar olduğu gibi bıçağımın önü-ardı kessin”
Uzatmayalım.
Elindeki silahını üstünlük duygusu ile de birleştirip, şimdiye kadar herkesi susturmayı başaran bu kişinin, karşısına çıkan rakibi ise gençmiş, kendisine güveniyormuş ve diyormuş ki:
“Ben işimi yaparım. Hırsızlığım, yolsuzluğum ve de uğursuzluğum yok”
Ardından da yanına aldığı kader arkadaşlarını uyarıyormuş:
“Herkes işine baksın. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da başaran biz olacağız.”
--//--
Diyeceksiniz ki, üstünlük hastası kişinin:
“Rakip için, karalama ve iftira emri verdiği adamları ne yapmışlar?”
Çok ilginç. Bunlardan bazıları, kara çalayım derken,
üzerinden silemediği “Yağlı karaya” dolaşmış.
Bazılarının ise şimdiye kadar saklamaya çalıştığı “yalanı-dolanı” yüzüne vurulmaya başlanınca başı dönmüş.
--//--
Gelelim sözün özüne.
Kendini üstün görenler için ne demiş atalarımız:
“ Deveden büyük fil vardır bunu unutma,
Büyük lokma ye ama büyük konuşma.”
 
 
Günlerin getirdiği
Kayı köyünde politika
Mihalıççık’ın kayı köyünde geleneksel piknik bir hayli neşeli geçmiş. Eskişehir’de oturan Mihalıççıklıların katıldığı Kayı Köyü pikniğine CHP Milletvekili Kazım Kurt’un yanı sıra Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı’nın da katıldığını belirten bir okurumuz “Yavuz Metin, Burhan Sakallı ve Kazım Kurt yan yana otururlarken, CHP İl Başkanı Erman Gölet onlardan ayrıydı. Bu durum pikniğe katılanlar tarafından farklı yorumlandı. Ben Eskişehirli değil, Mihalıççıklıyım. Kazım Kurt’u severim. Ama Erman Gölet ile samimiyetim yok. Bir CHP’li olarak bu durumu yadırgadığım için köşenize anlatmak istedim. CHP’de ki tatlı sert bu gidiş ne zaman sona erecek” diye sordu. Kazım Kurt’un son günlerde CHP’nin Eskişehir örgütü ile haşir neşir olduğunu bildiğimiz için böyle bir yorumu yadırgadığımızı belirterek diyoruz ki “Değerli okurumuz size öyle gelmiştir. Aralarında herhangi bir kırgınlık olsa, neden Kayı köyüne birlikte gitsinler değil mi? Bir başka durumda şu. Yavuz Metin ile Burhan Sakallı’nın samimiyetini görmediniz de mi, Kazım Kurt ile Erman Gölet’in küslüğü geldi aklınıza.”
 
Öküz altında buzağı aramak
 
Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı ile Ülker Can öyle değil. Ama Salih Koca “ hükümet sözcüsü” gibi, hangi konu açılsa kesin olarak yorumunu yapıp kararını açıklıyor. İşte yeni gar binasını aylar önce “Enveriye’ye yapılacak” yorumu. İşte “ Yeni Stadyum’un Sazova” ya yapılacak denilen olayı. Salih Koca iki konuda karar vermedi bana göre. Birincisi üçüncü ilçe, ikincisi, Yerel Yönetimler Yasası. Tasarısı hazır olan yerel yönetimler yasası için “Umarım ilçeler kapanmaz. Eskişehir’de hiçbir ilçenin kapanmasını umut etmiyoruz” diyor. Arada bir değiniyorum. AKP Milletvekillerinden Ülker Can ve Prof. Dr. Nabi Avcı’nın kendilerine özgü yapıları var. Salih Koca’nın da öyle. Açıklama konusunda bir iş bölümü yaptılar mı bilmiyorum ama taşra politikasında Salih Koca bir adım önde bana göre.
 
Vatandaş soruyor
 
Halk otoları ve yaşlılar
 
78 yaşında olduğunu belirten okurumuz, halk otobüsüne binmiş. Dedi ki “Otobüs ağzına kadar doluydu. Oturacak yer bulamayınca mecburen ayakta kaldım. Diş hastanesinesine gidiyordum. Hastane yakınında inmek istedim. Ama çok zordu. İtiş kakış arkaya doğru geçtim. Ayağımın birini attım. Daha diğerini atmadan otobüs yürüdü. Bereket versin inen var, yavaş ol diye bağıranlar oldu da düşmekten kurtuldum. Otobüs sürücüleri neden daha dikkatli davranmıyorlar.”
Yaşlı okurumuzun yakındığı bir başka konu da yaşlılara karşı aynı otobüste yolculuk eden gençlerin tutumları. Diyor ki, “ Ben genç kızın koltuğuna tutundum, ayakta gidiyorum. Bu genç kız aldırış bile etmiyor. Yanında ki delikanlıda öyle. Oysa otobüs ve tramvaylarda durmadan yaşlılara ve hamile kadınlara yer verin diye anons ediliyor. Bu gençlere yaşlılara yer vermeyin diye tembih edenler mi var anlamadım.”
İlginç, ilginç olduğu kadar da toplumsal açıdan düşündürücü bir durum. Son günlerde aynı konuda aldığımız yakınmaların çoğu, tramvay ve halk otobüslerinde yaşlılara ve kadınlara yer verilmeyişi ile ilgili oluyor.
 
 
 
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi