Yaşamın İçinden
Biz yazıyoruz. Yetkililer susuyor
Son günlerde değil, son yıllarda bir şeyler oldu Eskişehir’de.
Basında yer alan her konu, yazılır unutulur havası içinde, üstü kapalı kalıyor.
Trafik diyorsunuz çıt yok.
Hırsızlık diyorsunuz çıt yok.
Resmi daireler diyorsunuz çıt yok.
Yol diyorsunuz çıt yok.
Tekrar tekrar yazıyorsunuz.
“ Çıt çıkmıyor.”
“ Acaba,” diyorsunuz,
“ Yetkililer gazete okumuyor mu?”
Okumaları lazım.
Çünkü hemen her kurumda, şık giyimli sekreterlerin oturduğu
Basın Halkla İlişkiler Bürosu var.
Demek ki, yazılanlar okunuyor.
Ama okunanlar, değerlendiriliyor mu, işte o belli değil.
Oysa daha birkaç yıla kadar böyle değildi.
Yazdığımız her eleştiri dikkate alınır, yazı ile olmazsa, telefonla açıklama mutlaka gelir, olayın gerçek yüzünü biz de, ilgili kuruma teşekkür ederek, kamuoyuna duyururduk.
Resmi kurumun birinde ki basın bürosunda kentsel haberlerin kesilip dosyalandığını görünce görevliye sordum:
“ Bunları ne yapıyorsunuz?”
“ Arşive kaldırıyoruz.” dedi bayan.
Devam ettim:
“ Peki müdür bey bunları merak edip okumuyor mu?”
Sekreter hanım başını kaldırıp “Bilmem” deyince, olayı uzatmadan kapattım.
--//--
Önceki gün trafiği allak bullak eden bir otobüs yazmış ve bu duruma kim müdahale edecek demiştim.
Bir, iki, üç, çıt gelmedi. Halen de gidip bakın muhtarlık binasının önünde tur otobüsü trafiği aksatacak şekilde duruyor.
Muttalip Caddesi’nde gördüğüm bir ekip arabasında görevli, polise anlattım durumu ve dedim ki:
“ Fazla uzak değil. İsterseniz görebilirsiniz. İşte karşıda.”
Resmi giyimli polis memura ne dese beğenirsiniz:
“ Biz karışmayız. Emir gelmesi lazım.”
Maliyede çalışan bir arkadaşa sordum:
“ Maliye ile kaç kez yakınma yazdık. Fişsiz satış filan… Ses soluk çıkmadı. Yoksa sükût ikrardan mı geliyor”
“ Bilmem” dedi, arkadaşım:
“ O işlere ben bakmıyorum.”
---//--
Sağlık kurumlarının olumlu ya da olumsuz yanlarını vatandaştan geldiği gibi yazıyoruz.
Şurada şöyle, burada böyle olmuş diyoruz.
Kimseden ses çıkmıyor.
Bu konuda rahatsız olan kurum müdürlerinin olduğunu biliyoruz. Ama talimat verildiği için susuyorlar.
Peki yazılanlara yanıt verilmezse ne olur?
Aslında yazdığımız gibi “sükût ikrardan gelir”
Ama en önemlisi, vatandaş verir notunu. Çünkü gelişmeler onların gözü önünde oluyor.
Günlerin getirdiği
Hasta olun ama ölmeyin
Okurumuz doktora gitmiş. Doktor demiş ki “Sen Tıp Fakültesi’nde Prof. Dr. S. D. ye git. Bu işin uzmanı odur. “ Okurumuz gitmiş. Söylenen profesöre muayene olmuş. Prof. Dr. kendisine film çekilmesi için bir evrak verip “Git kaydol ve röntgenini çektir.” demiş. Okurumuz diyor ki “Gittim. Giriş için kayıt yaptırdım. Evrakı alıp, röntgen bölümüne gittim Sıra gelince bayan bana dedi ki “Ağustos ayının 21’inde saat 13. 30’da geleceksin. Filmin o zaman çekilecek “Gittiğim tarih 4 Temmuz 2012 idi. 21 Ağustos’a yaklaşık 45 gün vardı. Bayana anlattım, ağrılarım var dedim filan. Ama bana “Başka çaremiz yok. Sana sıra 21 Ağustos’ta geliyor. İstersen dışarıda çektir getir. Bizim yapacağımız bir şey yok.” deyip işine baktı. Evet. Hasta olun. Ama sakın ölmeyin. Bu işe kim nasıl çözüm bulacak acaba? Film çekmek için aylar sonraya gün verenler hastalığın beklemeyeceğini biliyorlar mı acaba?
MHP’nin il başkanı aradı
Dün MHP Eskişehir İl Başkanı Ayhan Sezer arayıp “Partide kırgınlık ve dargınlık dönemi bitmiştir. Biz Eskişehir’de 75 bin oy almış bir partiyiz. İl ve ilçe yönetimleri olarak bir araya geldik, seçimlere hazırlanıyoruz. Aramızda kırgınlık ve dargınlık kalmadı. Ankara’ya il yönetimi olarak ziyarete gittik. Gerekirse ilçelerle birlikte de gideriz. MHP’nin güçlenmesinden rahatsız olanlar var.” dedi. Ayhan Sezer’e teşekkür ediyor, kolay gelsin diyoruz.
Tepebaşı Belediyesi’ne teşekkür
Büyükşehir Belediyesi Emek Sosyal Hizmet kursiyerleri ve çalışanları, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’a teşekkür ediyorlar. Dün köşemizi arayan bir yetkili aynen şöyle dedi: “Biz Emek Sosyal Hizmet kursiyerleri ve çalışanları olarak 29 Haziran-1 Temmuz tarihleri arasında Çanakkale’ye bir gezi düzenledik. Bu gezi için Tepebaşı Belediyesi bize otobüs tahsis etti. Gezimiz çok güzel bir hava içinde geçti. Kursiyerler ve çalışanlar olarak üç günlük gezimizi huzur ve güven içinde yaptık. En küçük bir olumsuzluk yaşamadık. Bunun için, Emek Sosyal Hizmet kursiyerleri ve çalışanları olarak bize böyle bir gezide yardımcı olan Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ve çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyoruz.”
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Vatandaş soruyor
Çamlıca’da patlayan ampuller
Çamlıca Mahallesi’nde uzun süredir geceleri karanlıkta kalan sokaklar olduğu halde, elektrik idaresi başını kaldırıp bakmıyormuş. Genel bakım sırasında sokak lambalarının büyük bir kısmının patladığını belirten sakinler, “Telefon ediyoruz. Geliriz bakarız diyorlar. Gelin görün ki, verilen sözün arkası gelmiyor. Bizden yaktığımız elektrik paralarını kuruş kuruş alan, en küçük gecikmeden faturaya gecikme faizi yükleyenler, acaba bu durum neden görmezden geliyorlar?” diye soruyorlar.
Çamlıca Mahallesi Uysalar Sokak köşesine gelip baksınlar diyen okurlarımız. Cami Yolu karşısı . Tekinel Sokak köşesi zifiri karanlık. Elektrik idaresi ne yazık ki, bunları görmüyor. Patlayan, çatlayan, arızalanan lambaların yerine yenilerini takmıyor. Karanlıkta kalan sokak lambalarının mutlaka elden geçmesi lazım. Çamlıca her geçen gün gelişen, şehrin en büyük mahallelerinden biri. Her geçen gün de gelişmekte. Doğrusu karanlık sokaklar bu gelişmişliğe yakışmıyor.” diye sitem ediyorlar. İlginç bir durum doğrusu. Aylar önce sokak lambaları patlamış. Sokaklar karanlıkta kalmış. Acaba yetkililer bu durumu görmüyorlar mı?