Biraz politika. Biraz şaka

Yaşamın İçinden: Ömer Duru

Önceki gün Eczacılar Odası Başkanı Yücel Yenilmez ile konuştuk.

Askerlik yapmadığı için DSP’den seçildiği Belediye Meclisi üyeliğinden düşürülmüştü ya.

Yücel şimdi, CHP’nin il yönetiminde.

“ Hayırlı olsun” dedim,

“ CHP’de işler nasıl gidiyor?”

“ Çok iyi” dedi gülerek,

“İleride daha iyi olacak.”

Bir iki sağdan soldan yokladım.

Fazla konuşmadı.

Derken yanımıza, ADD Başkanı Azmi Kerman geldi.

Aynı gün Mustafa Balbay için imza kampanyası vardı ya.

Azmi Kerman ondan söz ederek sitem etti:

“Hayret be kardeşim.  Koskoca Eskişehir’de otuz kişi bir araya gelemedi.” 

 Sordum:

“Bu kampanyayı kim düzenledi?” 

İmza kampanyasını Genel Merkez’den gelen talimat üzerine CHP düzenlemiş.

İlginç bir durum.

Genel merkezden gelen talimat doğrultusunda Mustafa Balbay’a özgürlük için imza kampanyası düzenleyen CHP İl Örgütü neden olayı Sivil Toplum Örgütlerine duyuramamış? Neden partililerin katılımını sağlayamamış?

Bunu söylediğimde bir partili şöyle konuştu:

“İşte bütün mesele bu ya ”

Evet, gerçekten bütün mesele bu.

Kimsenin kimseden haberi yok.

--//--

Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı ile ayak üzeri konuştuk.

“Çok şıksın” diye takıldım sayın Sakallı’ya:

Gülerek yanıt verdi:

“ Her zaman ki halim.  Biraz da siz büyükleri örnek alıyoruz.”

Sakallı’ya başta büyükşehir adaylığı olmak üzere, soracağım çok şey vardı.

Ama olmadı.

 Fırsat bulursam bir gün, hem içerden, hem dışarıdan konuşacağız.

Duyumlarıma göre AKP’nin içinde bir hayli tartışma varmış.

--//--

Jale Nur Süllü ve Nuray Akçasoy bacı kardeş gibidir.

Birini görürseniz, mutlaka diğeri de vardır sağında, solunda, önünde ve arkasında.

Önceki gün de öyle oldu.

Biz Nuray hanımla konuşurken, J. Nur Süllü seslendi arkamızdan:

“ Ömer abi nasılsın?”

Nur Süllü politikanın dışındayım dese de inanmıyorum.

Politika tıpkı direksiyon hastalığı gibidir.

Alışan kolay vazgeçemez.

Sözün özüne gelince.

Gördüğünüz gibi günler gelip geçiyor.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

16 Haziran 2012-06-14

Günlerin getirdiği

Cemal Çavdarlı adı geçiyormuş

 Önceki gün bu köşede AKP’de 15 Temmuz’da yapılacak il kongresini yazmış, il başkan adaylığı için en güçlü ismin “ Süleyman Reyhan” olduğunu yorumlarken demiştim ki “ AKP’de şimdiye kadar gördük.  Aday olunmaza adaylık önerilir.  Onun için de 15 Temmuz’a kadar kimse aday olduğunu açıklamaz.  Tıpkı İl Başkanı olarak işini gücünü bırakıp vekillerle birlikte kapı kapı gezen Reyhan gibi” demiştim.  Dün bir AKP’li okurum arayarak “Haklısın.  Yorumlarını ve yazılarını beğenerek okuyorum.  Ama bu kez biraz duygusal yazmışsın.  Süleyman Reyhan’dan başka aday yok demişsin.  Olabilir oysa bu konuda Genel Merkeze bildirilen isimler var” deyince sordum. “Bu isimleri söylemeniz mümkün mü? Okurumuz biraz çekindi ama sadece Belçika’da oturan Cemal Çavdarlı’nın adını vererek, “ Kendisi sevilen bir isim. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan da yakından tanıyor.  Adı belediye başkan adaylıklarının yanı sıra il başkanlığı için de geçiyor bilginiz olsun” diye konuştu.  Cemal Çavdarlı’nın yerel seçimlerde yeni kurulacak Yunus Emre ilçesi için aday olacağını duymuştuk. Demek ki, kendisini sevenler il başkanlığına da “yıpranmamış” bir isim olarak düşünüyorlarmış.  Hayırlı olsun.  Bu konuda tekrarlayalım, aday olmak yetmiyor, aday yapılmak önemli.

Foto Cemal Çavdarlı

Rektör Gönen çok üzülmüş

Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen ile Esiad’ın kokteylinde ayak üzeri konuştuk.  Osmangazi’de mezuniyet günleri devam ediyormuş.  Öyle şaşalı törenlere gerek duymadıklarını belirttikten sonra Prof. Dr. Emre Cingi, eşi Prof. Dr. Munise Cingi için çok üzüldüğünü söyleyerek “Oğulları Mithat içinde üzüldüm elbette. Emre hoca ve Munise Hanım yakından tanıdığımız isimlerdi. Yetiştirip büyüttükleri çocukları tarafından öldürülecekleri hiç aklımıza gelmezdi. Sevilen ve sayılan iki bilim adamı böyle ölmemeliydi” dedi. Prof. Dr. Hasan Gönen ile biz konuşurken, dinleyenlerden biri “Bu konuda biraz ihmal yok mu” diye sorunca, bir başkası şöyle yanıt verdi: “Olabilir elbette. Olabilir de, böyle bir olay kimin aklına gelir değil mi?”

Gerçekten ilginç. Akla hayale gelmedik bir olay.  Emre ve Munise hocayı sevenlere tekrar baş sağlığı diliyoruz.

Foto Hasan Gönen

Vatandaş soruyor

Amatörler üvey evlat

 Dün futbol dünyasında dönen büyük paraları duyuyoruz.  Ülkemize gelen yabancılar para kesiyor. Dün bir okurum anlattı.  Türkiye Futbol Federasyonu deplasmanlı üçüncü lig takımlarının da masrafını karşıladığı halde, il ve ilçelerdeki amatör kulüplere tek kuruş vermiyormuş. Dedi ki “Birinci ve ikince amatör spor kulüplerinin nasıl yaşadığını kimse bilmiyor.  En basiti bize federasyon yardım etmiyor aksine bizden para alıyor.  Çalıştırıcı parası, lisans parası vs. derken hemen her kulüp 2-3 bin lira ödemek zorunda kalıyor.  Bize siz nasıl yaşıyorsunuz diye soran yok.  Birkaç sporsever olmasa, Eskişehir’de hiçbir amatör spor kulübü kalmaz.  Ligin 3’üncü kümesine yardım edenler bu takımlara sporcu yetiştiren amatörlere üvey avlat muamelesi yapıyorlar.”