Bir adam doktora gitmiş

Yaşamın İçinden Bir adam doktora gitmiş Önceki gün Uz. Dr Sami Acar’a uğradım. Her zam

3 Temmuz 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Yaşamın İçinden
Bir adam doktora gitmiş
Önceki gün Uz. Dr Sami Acar’a uğradım.
Her zamanki havası içinde, inceldikçe inceldi.
Kemeri son deliğinde.
“ İnsanları seviyorum” dedi gülerek,
“ Doktor olarak değil, insan olarak.”
Sami Acar’ı Sağlık Müdürü ve hekim olarak yıllardır tanırım.
Her şeyden önce insandır.
Hastasını gülerek karşılar, gülerek uğurlar.
Benim ünlü fıkrayı anlattım:
“ Bir adam doktora gitmiş. Gidiş o gidiş.”
Çaylarımızı içerken,
“ Ben öyle değilim” dedi.
“ Hasta bana bastonla gelir, yürüyerek gider.”
Değirmen Sokak’ta Sami Acar’ın sorumluluğunu yaptığı Fora Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’ne hayırlı olsun; Sami Acar ve ekibine kolay gelsin diyorum.
. --//--
Diyeceksiniz ki,
“ Durup dururken Uz. Dr. Sami Acar nereden aklına geldi?”
Anlatayım.
Biz hasta olmayınca doktora gitmeyiz ya.
Benimde sol ayak bileğimde, baldırıma doğru tırmanan bir ağrı başladı.
Hatta geceleri uykumu zehir eden kramplar başladı.
Ağrı kesici, aspirin, gripin derken baktım olacak gibi değil, eşimin de ısrarı ile “Fora” da Uz. Doktor Acar’ın kapısını çaldım.
Dedim ya.
Bazı doktorlar bizim gibi kendini bıraksa da, Sami Acar, nazar değmesin, formunu koruyor.
Kemerin son deliğine gelmiş.
Sorduğumda hemen TV’de ki çalışmalarını gösterdi:
“ Bunları yapan herkes formunu korur.”
--//--
Uzatmayayım.
Muayene, eğil, doğrul, film, filan derken Acar dedi ki:
“ Damarlarda sorun var. Damar cerrahına gideceksin. Çünkü biraz geç kalmışsın.”
Evet. Cumartesi –Pazar’ı böyle geçirdim. Tıp’tan randevu alıp gideceğim. Geç kalmanın, hastalığa aldırış etmemenin cezasını bakalım nasıl ödeyeceğiz.
 
 
Günlerin getirdiği
Yazdık ama aynen duruyor
Tepebaşı Belediyesi hakkında son günlerde köşemde çok yakınma yer almaya başladı. Bunların bazıları takip ediliyor, bazıları takip edilmiyor. İki kez yazdığımız bir konu var elimin altında. Muttalip Caddesi’nde şehir merkezine gidişte sağ tarafta bir iş yeri varmış. Bu işyeri aylar önce yıkılmış caddenin tam üzerinde. Gelip geçenlerin ayağının altında üstelik.
Yıkılan yer kırık dökük. Geceleri boş içki şişeleri atılıyormuş, hatta bazı kişiler burayı tuvalet gibi kullanıyormuş. Bazı okurlarımız yakındılar. “ Hava sıcak. Burası kokmaya başladı. Madem yıkıldı. Önüne perde yapılamaz mı? Halkın gelip geçtiği ayakaltında ki bir yerde bu çirkinlik neden kapatılmaz anlamak zor.” diyenler oldu. İşte sözünü ettiğimiz yerin görünüşü. Adresi ise galiba Muttalip Caddesi 55/B’ye yakınmış.
 
 
Anadolu gülümsetiyor
Köşemizi, adının Selim olduğunu söyleyen bir okurumuz arayıp şöyle konuştu “Anadolu Gazetesi’ni önceki gün bir kahvede gördüm. Daha sonra eve gittim. Eşim Anadolu almış. Sorduğumda anlattı. Hastanede okumuş Anadolu’yu. Hoşuna gitmiş, gelirken bayiden bir tane alıp benim için getirmiş. Eşime kahvede okuduğumu, beğendiğimi söyledim. Bundan sonra, evimize giren gazete Anadolu olacak. Sizleri kutluyorum.”
Takdir edilmek, elbette güzel bir olay. Hele bu takdiri emek verdiğiniz gazete, Anadolu için okurlar yapıyorsa, olay daha da güzelleşir. Teşekkür ediyoruz Selim Bey’e ve eşine.
 
 
Karacan ile konuşacağız söz verdi
ETO Başkanı Harun Karacan, ile gazeteci arkadaşımız Ali Naki Erdoğan’ın oğlunun sünnetinde karşılaştık. Daha sonra, Özgür Demirdaş’ın Mavi Ada’nın kapalı bölümünde basın mensuplarına verdiği yemekte yan yana oturduk. Özgür Demirdaş iyi düşünmüş. Gazeteciler düğüne doğru işten gelmişlerdi. İki masa halinde yemeğimizi yerken, ETO Başkanı Harun Karacan geldi yanımıza. Yemek yediğini belirten Karacan karpuz tabağını aldı. Hal hatır konuşurken Karacan’a dedim ki “Sayın başkan sorularım var, ama burada olmaz. Bir gün konuğumuz ES TV’nin Habertesi programında sohbet edelim. Eskişehir’de, bölgede ve Türkiye’de neler oluyor konuşalım.” Tamam dedi Sayın Karacan. Fazla derine ve kişiselliğe inmeden konuşacağız kendisiyle.
 
 
--Vatandaş soruyor
Düğünler başladı
Eskişehir’de düğünler genelde sorunlu başlıyor. Sokakta gürültü. Cadde ve ana yollarda korna çalma. Sokakları kapatma. Geç saatlere kadar çalgı sesi. Silah atılma... Havai fişek atma… İçkili insanların taşkınlık yapması… Cadde ve sokaklarda gelin arabalarının önünün kesilip bahşiş istenmesi… Sorunları uzatmak daha da mümkün.
Dün Eskişehir’in ana caddelerinde nasıl bir gürültü vardı görseniz. Sakarya Caddesi’nde yer yerden oynuyor gibiydi. Yetmiyor yolu kesen çocuklar bahşiş almak için araçların önüne trafik kazasını dikkate almadan koşuyorlardı. Öyle bir durum ki, her an aracın altında kalma tehlikesi yaşayan çocukların çoğu eli boş kalıyordu. Sokağı kapanan insanlar araçları ile nereden geçeceğini bilmeden “Bu nasıl iştir?” diye bağırıyorlardı.
Sokak düğünleri için bir zamanlar yasak getirilmişti, demek ki kaldırıldı. Sorunları sıraladık. Düğünler olsun tamam da düğün yapacağız diye insanları rahatsız emek neyin nesi değil mi?
 
 
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi