Biçer 'İç' edilmesin

Taşından toprağından bereket fışkıran memleketimizde – maalesef – tarım skandalı yaşamadığımız bir gün bile geçmiyor. Son olarak Sivrihisar'ın Biçer Mahallesi'nde devletimize ait yaklaşık 2 bin dekarlık bir mera alanının çiftçimizin kullanımından mahrum bırakıldığını öğrendik

2 Mart 2021 09:06
A
a
Sütiş Eskişehir

Taşından toprağından bereket fışkıran memleketimizde – maalesef – tarım skandalı yaşamadığımız bir gün bile geçmiyor. Son olarak Sivrihisar'ın Biçer Mahallesi'nde devletimize ait yaklaşık 2 bin dekarlık bir mera alanının çiftçimizin kullanımından mahrum bırakıldığını öğrendik.

Yine "Maalesef şaşardık" diyemiyorum...

Biz Alpu'da 770 dekarlık arazinin mera vasfını terk etmemesi için mücadele ederken, bir öğreniyoruz ki 1.900 dekarlık bir başka mera arazisi bir temiz 'İç' edilebiliyormuş.

Biçer Mahallesi sakinlerinden Bahattin Özipek, konunun peşini bırakmayan duyarlı çiftçilerimizden. Hani Atatürk'ün "Milletin efendisi" dediği çiftçilerimizden. Ancak öğreniyoruz ki Özipek ve çiftçi arkadaşları hayvanlarını bile otlatamıyormuş. Çünkü köyün son derece verimli olan ve kamuya ait olan topraklarından faydalanmaları mümkün değil. Bu arazi, eğer ki kamuya aitse, tek bir kişi tarafından kullanılamaz. Milletin ortak malı, yine köylümüz tarafından ortak olarak kullanılmalı.

Bahattin Özipek, bu kamusal arazinin ortaklaşa kullanılması için harekete geçen duyarlı bir vatandaşımız. Kendisiyle birlikte 15 çiftçimiz de çalmadık kapı bırakmamışlar. "Geçmiş zamanlarda bu hazine arazilerini zapt etmiş, hazine ile de mahkemelik" diyen Özipek, "Hayvanlarımızın su içtiği yerler, bu kişinin tasarrufu altında bulunuyor. Mera arazileri Mehmet Biçerli'nin arazileri altında duruyor. Yetkililerden bir çare bekliyoruz" diye devam ediyor.

Hayvanlarını kamuya ait arazilerde otlatmak istediğini söyleyen köylüler ise, bu arazilere yaklaşamıyor bile.

Bilirkişi raporlarına konu olan, devlet tasarrufu altında bulunması gereken bu arazilerle ilgili ne tip gelişmeler olacağını merakla beklemekteyiz. Biçerli köylülerimiz kendileri için bir şey istemiyor. Çiftçimiz devletimizin toprağına sahip çıkarak, çocuklarının geleceği için mücadele ediyor. Bu mücadelenin sonuna kadar destekçisi ve takipçisi olacağız...

 

Halk Kürsüleri dernekleşiyor

Sosyal medyanın ortaya çıkmasıyla birlikte halk hareketleri yaygınlaşmaya başladı. Aynı düşünceye sahip insanlar artık Türkiye'nin farklı noktalarında da olsalar birbirlerini tanıyıp ortak hareket edebiliyor. Bu sosyal medya tabanlı hareketlerden biri de Halk Kürsüleri...

Aralarında Eskişehirli dostlarımızın da bulunduğu Halk Kürsüleri, Atatürkçü – vatansever vatandaşlarımızdan oluşuyor. Bir diğer ortak özellikleri de muhalefeti de iktidarı eleştirir gibi sert eleştiriyor olmaları.

Son olarak Türkiye genelinde 10 binlerce takipçisi bulunan Halk Kürsüleri Derneği'nin kurulduğunu öğrenince şaşırmadım. Kararları oy birliğiyle alan Halk Kürsüleri Derneği'nin, ülkemizin kısır siyasal ve kültürel yaşamına hareket getireceğinden şüphem yok. Sosyal medyada takip ettiğimiz Halk Kürsüleri'ni, şimdiden sonra daha bir merakla takip edeceğiz. Yolları açık olsun.

 

Aklımız başımızda değil

Kırka'daki Çatören Barajı'nın su seviyesi tehlikeli bir şekilde düştü. Maalesef şubat ayının başında yağan kar ve yağmurlar, barajlarımızdaki su seviyesini ibstenilen seviyeye eriştirmedi.

 Yetkililerden öğrendiğimiz kadarıyla maalesef tarım arazilerini sulamak için kullanılan barajdaki doluluk oranı geçen yıl şubat ayında yüzde 21 iken bu yıl yüzde 10'a düşmüş... 

Milletçe ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Bir tarafta İYİ Partili, AK Partili veya CHP'li diye kendi aramızda kavgalar ederken, bir tarafta da büyük doğal felaketlerle karşı karşıya kalıyoruz. Aklımızı başımıza almamız lazım...

 

Bu acı son olsun

Gara'da tutsak bulundurulan ve aşağılık terör örgütü tarafından infaz edilen Eskişehirli şehidimiz Mevlüt Kahveci'nin şehadet belgesi, annesine teslim edildi. Bu belgeyi veren Vali Erol Ayyıldız ve beraberindeki heyete teşekkür ederiz; ayakları dert görmesin.

Şimdi o şehidimizin annesi, "Evladımın belgesini vermeye Vali geldi, Jandarma kumandanı geldi, emniyet müdürü geldi, kaymakam geldi" diye sevinecektir. Biz geride kalanlar ise, "En azından şedimizin anasının acısı hafiflemiş" diye kendi kendimizi avutacağız. Bu tip üzüntüleri bir daha yaşamak istemiyoruz. Bunun yolu basit; gidip terör örgütünü yok etmek...

Nasıl ki terör örgütü 2002 yılında yok edildiyse, yine yapılır. Yeter ki korkak olmayalım. Yeter ki "Amerikalı amcalarımız sonra bizim kulağımızı çeker" diye endişe etmeyelim; "Eski Türkiye" gibi dik duralım; gidelim teröristleri inlerinde basalım. Ancak o zaman şehitlerimiz bizi affeder...

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon
Ramazan Sevinç 2 Mart 2021 17:44

Kerem Akyıl bey, #halkkürsüsü tamda makalenizde bahsettiğiniz gibi, partiler üstü olarak, sadece halkının tarafındadır... Çok teşekkürler

1 0 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi