Yaşamın İçinden
Aynı kesitin kaderi
Komşunun liseye giden oğlu ile konuşuyoruz.
Tatil hesabı yapıyor.
“Para bulursam bir, tatil arkadaşı bulursam iki” diyor.
Parayı soruyorum:
“ Nasıl bulacaksın? “
“ Annem” diyor gülerek,
“ Söz verdi. Pederden koparacak?”
Peder dediği babasını tanıyorum.
SSK emeklisi olduğu halde, yedek bir işte daha çalışıyor.
Kendi halinde. Sabah işe erken gittiği için göremiyorum, ama akşamüzerleri görüyorum.
Selamlaşırız sadece.
Tartışma çıkmış evde galiba.
Pederi “Tatilde bir iş bul çalış” dediği için.
--//--
Tanıdık bir aile var.
13 yaşında okula giden erkek çocuğunu tatilde berbere çırak olarak vermişler.
Annesi diyor ki:
“Hem sokaktan kurtulur. Hem bir sanat öğrenir. Hem de kendi masrafını çıkarır”
İşte aşağı yukarı aynı kökenli iki aile.
Birinin çocuğu tatil için hesap yapıyor:
“Para bulursam… Tatil arkadaşı olursa…”
Diğerinin hesabını ailesi yapıyor:
“Sokaktan kurtul. Sanat öğren. Üç beş kuruş kazan.”
--//--.
Toplumsal yaşamın en çok rast geldiğimiz bölümlerinden sadece iki kesit.
Aile içinde kurulmuş ve kurulamamış sevgi ve saygıya dayalı bağlar çok önemlidir bana göre. Kurulduğunda huzur ve güven, kurulamadığında huzursuzluk ve güvensizlik kendini gösterir.
Yukarıya aldığım iki örnekte şu gerçek çıkıyor ortaya.
Ana babanın halinden anlayan çocuklar.
Anlamayıp, kafasına göre davrananlar.
Ardından ortaya çıkan aile içi çatışma...
Diyeceksiniz ki, her işin başında ekonomik durum yatıyor.
Doğrudur belki, ama ailenin çocuğa verdiği eğitim de en az, onun kadar önemli değil mi?
----------------------------------------------------------------------------------------------------------.
AKP’de bayan aday olabilir mi?
Geçenlerde yazdık. CHP’nin kurulacak yeni ilçe Yunus Emre için belediye başkanlığına adaylık için Prof. Dr. Gaye Usluer’in adı geçiyormuş. İktidar partisi de buna karşı Türkan Polatoğlu’nu önerecekmiş. Hatta kulislerde bu konuda tartışmalar başlamış Prof. Dr. Gaye Usluer CHP’de Eskişehir bazında bazılarına ters gelse de, genel merkezde kendisine bir yer edinen isim durumuna geldi. Belediye başkanlığına aday olur ya da olmaz önemli değil. Önemli olan Gaye Hanım’la, AKP’nin bir bayan adayı gündeme taşıması. Türkan Polatoğlu mu olur, yoksa milletvekili adaylarından Gülay Güneş mi? Geçenlerde AKP’li bir esnafın işyerinde konuşuldu. Şunu gördüm. Prof. Dr. Gaye Usluer’in adı sıcak karşılanıyor. AKP’ye gelince. Böyle bir öneri gelirse, Polatoğlu nasıl bir karar verir belli değil. Bana göre belli olan Polatoğlu’na AKP kanadının sıcak bakması. Konuştuğum partililer “ Genel merkez uygun bulursa neden olmasın” yorumunu yapıyorlar. Hatta bu konuda, topu milletvekillerine atanlar bile var. Biliyorsunuz hep yazıyoruz. AKP’de ister ilçe, ister il, ister belediye başkanlığı, isterse milletvekilliği için aday olmaktan önce aday gösterilmek kuralı var. Milletvekilliği ön yoklamasında en fazla oy alan Ethem Kalın’ın seçilecek yere getirilmediği gibi. Türkan Polatoğlu olayı da bana göre böyle. En iyisi işi zamana ve zemine bırakmak lazım. Bir önemli konu da, AKP Eskişehir’de kaybetmek istemiyor. Bunu da hesaba katmakta yarar var.
Tepebaşı CHP’den istifa mı?
İlçe kongreleri sırasında en huzurlu CHP örgütü olarak adından söz ettiren, var olan ilçe Başkanı Vural Yörük ile aynı yolda devam kararı alarak tek adayla kongre yapan Tepebaşı CHP ilçe yönetimi, yeni dönemde, yönetim kurulu üyelerinden bazılarını değiştirerek çalışmalarına başlamıştı. Durum böyle iken, son günlerde, ilçe yönetiminden istifa eden Seda Görenek ve Aslı Nur İnanır’ın istifaları farklı yorumlanmaya başlandı. Okuduğumuza göre Seda Görenek ve Aslı Nur İnanır’ın istifaları yönetim kurulunda görüşülerek kabul edilmiş. Vural Yörük bu konuda bir açıklama yapmalıydı? İlçe yönetim kurulundan ayrılanların yerine kimlerin getirildiği ve iki üyenin yönetimden istifalarının neye dayandığı açıklanmalıydı. Hayret! Vural Yörük bu konuda neden konuşmadı ya da konuşma gereği duymadı. Bazı çevrelerde farklı konuşmalar yapılıyor da hatırlatalım dedik.
Vatandaş soruyor
Yaz okulları ne?
Okullar tatil. Havalar sıcak. Durumu elverişli olan öğrenciler tatile çıktı. Elverişli olmayanlar sokaklarda geziyor. Bazıları ise belediyelerin açtığı yaz okullarına kayıt olmakta. Hatırlarsınız. Yaz okulları denince akla “ Beden Terbiyesi İl Müdürlüğü” gelirdi. Hemen her branşta binlerce öğrenci açılan kurslara katılır, boş zamanlarını değerlendirirdi.
Dün bu konu da H.K. adında bir okurumuzdan telefon geldi. İlginç konulara değinerek dedi ki “Şimdi görevden alındı. Yaz okulları denince aklıma kulakları çınlasın Süleyman Arduç gelir. Her yıl binlerce öğrenciyi yaz okullarında toplardı. Sekiz-on bin öğrenci bu yaz okullarında boş zamanlarını değerlendirirdi. İçinde bulunduğumuz günlerde gene Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nde kurslar açılıyor ama gördüğüm kadarı ile yetersiz. Biraz yüzme var hepsi bu. Oysa Gençlik Spor’da yeterli kadro var; yer müsait. Acaba diyorum, bu kursları çoğaltmak mümkün değil mi?”
Doğrusu ilginç bir soru. Çocuklar tatilinde bunalıyor. Okurumuzun söylediği kurslar çok önemli. Belediyelerin açtığı kurslara akın akın çocuklar geliyormuş. Acaba diyoruz, diğer kamu kurumlarından durumları müsait olanlar da böyle bir girişimde bulunamazlar mı? Gerekiyor çünkü.