Görüşler
Aşkım…
Bir "Sevgiler Günü" daha geçip gitti... Çocukların telefonlarında gördük... Büyükerşen,kendi fotoğrafıyla mesaj geçmiş akıllı telefonlara: "Aşkım Eskişehir..." Bizimki almıyor tabii.. "Akılsız..."
………
Yıllar önceki bir yazımızda değinmiştik…
Büyükerşen, bir meclis toplantısından sonra kökenini çıkartmış:
"Benim 4’te birim manav, 4'te birim çerkez, 4’te birim macır, 4'te birim de tatardır..."
Hiçbir yerden olumsuz tepki gelmemişti...
"Hepsi de Türk..."
Hürriyet'in eski genel yayın yönetmeni "Ertuğrul Özkök"ün hala tartışılan bir yazısından anımsadık bu olayı...
"İstifa ediyorum" demişti...
Neden?
"Türklükten..."
Oysa tam “4'lük” bir macırdır... Kimi diyor ki, "espri yaptı..."
Galiba..
"Akıllı telefonlara böyle yansıdı..."
Bizimki almıyor tabii..
"Akılsız..."
…………
Satırlar böyle dökülürken "Şınlama" adlı kitabında "Necmi Arslandoğdu"nun yakıştırması es geçilir mi?
"Bir duble içince Tatardan..
İki duble içince Macırdan..
İhtilalde Çerkezden..
Kalabalıkta herkesten korkacaksın..."
Unutmayın ve bir yere not edin...
Akıllı telefonlar alabilir ama, biliyorsunuz..
"Bizimki akılsız..."
……….
Kendisini de uyarmıştık ya, "uzaktan sevenlerini de gör" diye... Hele bu "Şınlama"dan sonra daha da çekinir olduk Hoca'dan!..
Bir tek rakı ile 15 kişiyi salladığına tanık olmuştuk...
"İki dubleyle, neler olur neler?"
Akıllı-Akılsız bütün telefonlara duyurulur..
Not edin bir yana..
Hoca da büyütüyor artık secdasını:
“Aşkım Türkiyem..”
Günün Olayı
Türkiye'yi "ırkçılıkla" suçlayanlar üzerinde "Zazaların, Arapların, Ermenilerin , Süryanilerin, Nasturilerin, Keldanilerin, Yezidilerin, Türkmenlerin" filan da yaşadığı topraklara "Kürdistan" adı vermekte bir sakınca görmüyor...
Akif Kökçe
Günün Biberi
DP'li Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal AKP'ye geçecekmiş.
Eli mahkum!
“Ya iktidar partisine geçecek ya da içeriye girecek...”
Günün Sorusu
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, "Hakimler zihniyet değiştirmeli" demiş.
Mesela karar verirken kendilerini sizin yerinize mi koymalılar?
Fahrettin Fidan
Kıssa-dan
Geçtiğimiz yıl kredi kartından "nakit çekiminde" rekor kırılmış.
"Ekonomi iyi gidiyor" diyorlar ama böyle devam ederse 2013 sonu rekor tescili için "Guinness" yetkililerini çağırabiliriz...
Günün Balı
Nüfusu gençleştirmenin yolunun "en az 3 çocuk" olduğundan emin değiliz. Zira bu devirde "3 çocuğa" bakacak çiftler "2 kat hızlı" yaşlanıp ortalamayı yeniden yükseltecek...
Şiddetin 7 yılı
Kadın cinayetleri son 7 yılda yüzde 1400 artmış.
Demek ki “Kadının adı yok” zamanları iyi günlermiş.
Artık “Kadının kendisi” yok…
Günün Sözü
Camdan evde oturanlar başkalarına taş atmamalıdırlar.
George Nerberi
Günün Şiiri
Mendil sallarcana dua
Haydi güle güle derim
Kalem gibi gökyüzüne tırmanan
Ve i tepemde uçanlara
Haydi güle güle derim
Gürleyen homurdanan
Seslerini duydukça
Yücemlerden geçenlere
Mavi bir atlasa teyel çekercene gelin kız
Ve tarlada pulluk sürercene yavuklusu dümdüz
Orajlardan uzak yalpasız ve yunuslamasız
Ulaşsınlar dilerim iniş alanlarına
Ve tüm bekleyenlerine yerde
Sağlıkla sağlıcakla
Ben bir bu duayı bilir ve böyle dua ederim...
Nurettin Özyürek (Varlık-1968)
Günün İncisi
Komünistlik parayı,
Feministlik kocayı bulana kadardır.
Günün Uyarısı
Gençken karamsar olmak, yaşlıyken iyimser olmak kadar acıdır.
Mark Twain
Laiklik duyarlılığı sınırlı mı?
Son günlerde hostes kıyafetlerinin Arap giysilerini andırması...
THY'nin bazı iç hatlarda Business Class'da içki vermeyi kesmesi büyük olay oldu...
Anımsayacaksınız...
Bir müzik festivalinde de biranın yasaklanması da gürültü koparmıştı...
Bütün bunlar tamam da her konuda “laiklik duyarlılığı” gösterebiliyor muyuz?
Yoksa bir sınır var mı?
Örneğin , eğitimde “4+4+4” sistemi laikliği ağır biçimde zedeliyor. Ancak aydın çevrelerden bu sisteme pek itiraz yok.
Şu günlerde Diyanet'in "ne kadar dindarsınız?" diye bir anket yaptığı haber veriliyor.
Tepki yok...
Eğer işin içinde içki ve kıyafet yoksa, aydınımızın laiklik algısı çalışmıyor gibi!..
Bir nokta daha var...
Son günlerde sinemalara gidenlerin dikkatini çekmiştir...
Gökyüzünde içki yasaklanırken, yeryüzünde reklamı çoğaldı...
En az 20 dakikalık reklamların 15 dakikası, rakı ve bira üzerine...
Şaşırıyor insan!
"Bu ne perhiz" diye...
Anımsayın, iki yıl önce de "Rakı ile balık" reklamı yasaklanmıştı... Tuttu mu? Madem bu kadar ileri gidiyorlar, yakaklasalar ya içkiyi... Koy plağı sonra, "Batsın Türkiye..."
Kaçmayan korkusuz
Pazar günü kiliseye yığılan kasaba halkı tam dualara başlayacakken mihrapta birden şeytan görünür... Herkes dehşet içinde kapıya hücum eder...
Beş dakika içinde arka sıralardan birinde oturan yaşlı bir adam hariç kilisede kimse kalmaz...
Şeytan, kafasını kaldırır ve yaşlı adamı görür. Onun niye kaçmadığını merak eder ve sorar:
"Sen benim kim olduğumu biliyor musun?"
-Evet efendim biliyorum...
"Herkes kaçtı... Sen neden hala buradasın o zaman? Yoksa benden korkmuyor musun?"
"Hayır efendim" der yaşlı adam:
"Ben 48 yıldır kız kardeşinizle evliyim..."
Yok doktor bey!
Temel hastalanıp yatağa düşmüş. Yakınları sonunda bir doktor çağırıp eve getirmişler. Paraya düşkün olan doktor muayene etmeden önce sormuş:
"Sigortan var mı?"
Temel, "Yok yok doktor bey" demiş:
"Ben Trabzonluyum..."
“e şifre işe yarıyor mu?”
İşyeri sahibi bir vatandaşın yakınması bu…
Şöyle diyor:
-Merkez PTT'den her türlü işlerimizi bilgisayar üzerinden halledeceğimizi düşünerek "e şifre" aldık. İlk alınışta 1 lira ödendi. Unuttuğumuzda ya da kaybettiğimizde yenisini almak 10 TL…
"e şifre" ile hiçbir işimizi de takip edemiyoruz.
Ne sigorta ya da bağkurumuzun yatıp yatmadığını, ne aracımızın vergi borcu olup olmadığını , ne de işyerimizin borcu olup olmadığını öğrenemiyoruz...
Kısacası..
"e şifre bir işe yaramıyor!"
Vatandaşın yakınması böyle ama bir bilirkişi de, "Olamaz" diyor:
"e şifre çok iş görüyor, çoook..."
Hangisine inanalım?