Yerel seçimlere yaklaştıkça özellikle bizim camia’nın tek gündemi siyaset oluyor. Sadece Başkanlık yarışındaki parti ve isimler değil, meclis üyelerinden, muhtar adaylarına kadar detaylı sohbetlerin sonu gelmek bilmiyor.
Geçtiğimiz günlerde yine böyle bir sohbet içersinde Eskişehir’de CHP’li 2 meşhur meclis üyesi hakkında anlatılanlar, “yok artık bu ne cesaret” dedirten türdendi.
Her ne kadar konuyu yaşayan bizzat ben olmasam da, anlatan ve destekleyen kişiler son derece güvendiğim kişiler olunca, ister istemez “bu nasıl siyaset anlayışı” dedim, kendi kendime.
Anlatılan olaya gelecek olursak kısaca özetlemeye çalışayım sizlere.
Eskişehir’de geçtiğimiz yıllara kadar mülkiyeti Büyükşehir Belediyesi’ne ait epey popüler ve büyük düğün, organizasyon salonlarından biri, sözleşme süresi sona ereceği ve mekânın olduğu yer hakkında Büyükşehir Belediyesi’nin yıkım kararı olduğu için sıkıntılı bir süreç geçiyor. Bu süreçte bu düğün, davet salonu işletmecisinin kapısını 2 meşhur meclis üyesi çalıyor. İşletmeciye bu sıkıntılı zamanı da hesaba katarak ahlaksız bir teklifte bulunuyorlar. Bu işletmenin yüzde 50 ortağı olmak koşuluyla, sözleşme süresini uzattıracaklarını ve yıkım kararını engelleteceklerini söylüyorlar. Üstüne üstlük yine Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan Haller Gençlik Merkezi’ndeki bir ihaleyi’de işletmeci lehine vereceklerini ama burasının da yüzde 50 ortağı olmak kaydıyla bunu rahatlıkla yapabileceklerini iddia ediyorlar.
Bu ahlaksız teklif karşısında şaşkına dönen işletme sahibi, gerekirse mekânım yıkılsın ama böyle yanlış bir işin içinde olamam diyerek, bu teklifi reddediyor ve bu sıkıntılı süreçten yararlanmak isteyen 2 meşhur meclis üyesi umduklarını bulamıyorlar.
Vallahi anlatana güvenmesem, daha önce söyledikleri doğru çıkmamış olsa, git senaryo yaz diyeceğim ama mekânlar ve isimler burada şu an açık açık yazmasam da puzzle parçaları gibi birbirine rahatça geçiyor ve beni Eskişehir siyaseti adına derin derin düşündürüyor.
Hele ki Meclis üyeliklerinin çok daha değerli ve etkin olacağı yeni dönemi düşünürsek, soru işaretleri çoğaldıkça çoğalıyor.
Bu 2 meşhur meclis üyesi önümüzdeki dönem, partisi tarafından tekrar aday gösterilecek mi? Talep ettiği yerlere gelecek mi, bu gelişmelerden partilerin veya seçici isimlerin haberi var mı, yok mu bilemiyorum. İsimlerini yazma konusunda acele etmiyorum. Zira haklarında benzeri duyumlarımın olduğu birkaç örnek daha var.
Biraz daha gelişmeleri izleyelim, biraz daha süreci takip edelim bakalım. Şayet tekrar böylesi konumları kullanmalarına izin verecek bir görev şansları olursa, o zaman sonucu ne olursa olsun bu isimleri yazmakta çekince görmeyeceğim. Zaten şu anki tek çekincem bu isimlerin değil de, yanlış bir işin içinde olmaktansa mekânını kaybetmeyi göze alacak bir davranışı gösterebilen işletmecinin zorda kalmasını istemememden kaynaklı. Ama Eskişehir geleceği adına bu durumu da yakında göz ardı edebilirim, benden söylemesi.
“Başın sağolsun Ahmet”
Ahmet Deniz Canoruç, Gazete ve TV’mizin spor peşinde koşan genç yüreklerinden biri. Henüz çok genç olmasına rağmen, işini büyük bir özveriyle yaparken, aynı zamanda uzun zamandır büyük bir derdi de kucaklıyordu. Babası uzun zamandır kanserle mücadele eden Ahmet, dün gece genç yaşındaki acı tecrübelerden biriyle çok yakından tanışmış oldu. Baba Canoruç, sevenleri ve yakınlarının dualarıyla son yolculuğuna uğurlanırken, Ahmet’te yeni bir hayat sınavına başladı. Malum böyle zamanlarda sözler kifayetsiz, biraz da lafın gelişi gibi gelir insana, kolay değildir. Hele ki genç yaşta Baba acısı zordur ama Ahmet bunun da üstesinden gelecektir. Ben tüm mesai arkadaşlarım adına Ahmet’e ve Canoruç ailesine başsağlığı dileklerimi iletiyor, Allah sabır versin diyorum.