Dün sabah evden çıktım otobüse bindim. Boş koltuk buldum oturdum. Arkamdan birisi omzuma vurdu.
‘Ne o sana karşı bir yanlışımız mı oldu? Görmezden geliyorsun’ dedi.
Ses yabancı değildi.
Arkama dönüp baktığımda çok eski CHP’li bir dosttu.
‘Görmedim. Sabah mamurluğu herhalde, senin bir yanlışın olmaz bana. Benim de sana’ diye cevap verdim.
Odunpazarındaki otobüz duraklarına kadar sohbet ettik. Sohbet’in konusu ise geçtiğimiz pazar günü yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri.
BEN PARTİ DİSİPLİNİNE UYDUM
‘Sadi sen oyunu kime verdin?’ diye başladı sohbet.
‘Ben 40 yıla yakın gazetecilik yapıyorum. Bugüne kadar hiçbir seçim öncesi veya sonrasında kime oy vereceğim, vermeyeceğim konusunda okurlarımla paylaşmadım. Paylaşan köşe yazan meslektaşlarım oldu. Onlara da saygı duyuyorum. Müsaade ette ben kime oy verdiğimi açıklamayayım. Allah ile benim aramda kalsın’ dedim.
CHP’li dostta, ‘saygı duyarım’ dedi.
Ben kendisine oy verip vermediği sordum.
‘Vallahi doğrusu Ekmeleddin bey benim de beklediğim isim değildi. Ben partimin ne pahasına olursa olsun kendi cumhurbaşkanı adayını çıkarmasını isterdim. Ancak parti büyükleri böyle uygun gördü. Ben de parti disiplini gereği, partime ihanet etmemek için kerhen de olsa Ekmeleddin İhsanoğlu’nun resminin altına mührü bastım’ dedi.
CHP’LİLER YANLIŞ YAPTI
CHP’li dost ile sohbet ederken Odunpazarına gelmişiz. Ben Odunpazarında indim. CHP’li dostta indi.
‘Eğer 15-20 dakika vaktin varsa gel seni bir yere götüreyim’ dedi.
Saatime baktım.
‘Vaktim var’ dedim.
Beni Deliklitaş Caddesinde bir işyerine götürdü. İçeri de 5-6 kişi vardı. Kendilerini tanımıyorum.
CHP’li dost arkadaşlarıma beni tanıttı.
İçlerinden 3 kişi, ‘Sadi Beyi şahsen tanımazsak da ES TV’den ve Anadolu Gazetesindeki köşesinden tanıyoruz’ dediler.
Çaylar geldi. Çaylarımızı yudumlarken CHP’li arkadaşım otobüste başlayan sohbetimizi yeniden açtı.
‘Sadi beni biliyorsun çok eski bir CHP’liyim. Bugüne kadar tüm genel ve yerel seçimlerde CHP’nin dışında herhangi bir partiye oy vermedim. Eğer ömrün olursa bundan sonra da vermem. Bazen kerhen bazen de isteyerek oy verdim. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP’liler Ekmeleddin Bey’e oy vermemekle yanlış yaptı. Parti disiplini gereği partim neyi göstermişse bende arkasında durdum. Sandığa gidip oy kullanmayanlarda benim gibi yapmalıydı. Aday kazanır kaybeder. Bugün Ak Partililer adayımızın arkasında duramadığımız için eleştiriyorlar. Hiç olmazsa bu eleştirilere maruz kalmazdık.’
İçeride oturanlarda lafa karıştı. Kimileri arkadaşıma hak verdi, kimileri ise, ‘içime sinmeyen bir adaya nasıl oy verebilirim ki? CHP yanlış yaptı. Ne olursa olsun yüzde 10-20-30 oy alsa da benim adayımdı diye sineye çekerdim. Genel Başkan bize zorla benim istediğim isme oy vereceksiniz diye dayattı. Bizde bu dayatmayı protesto etmek için sandığa gitmedik. Eğer birileri bedel ödeyecekse ödemeli. Hiç olmazsa bundan sonra bir genel başkan ve parti genel merkez yönetimi ders çıkarır. Parti tabanına sormadan, istişare yapmadan kendi bildiğini okuyamaz’ dediler.
Konuşmaları dinlediğimde hem CHP’li dostum hem de CHP’liler de haklı. Parti disiplini tamam. Ancak içine sinmeyen, teşkilatların olurları alınmadan da aday dayatması yapılmaz. Kılıçdaroğlu kendi tabanına “aday kim olsun” diye sorsaydı, parti tabanı üzerinde uzlaşma sağladığı bir aday bulur çıkarırdı.
*-*********
YALAN
Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için Teksas'ta dolaşıyorlardı. Otobüs büyük bir çiftliğin yanından geçerken, otobüs şoförünün dalgınlığı yüzünden derin bir şarampole uçtu.
Çiftçi koşarak geldi. Gece kurda kuşa yem olmasınlar diye cesetleri gömmeye başladı.
Ertesi sabah, şerif soruşturma için çiftliğe geldi. Çiftçiye Sordu:
-"Otobüs deki bütün politikacıları gömdün demek... Hepside ölüydü, eminsin değil mi?"
Çiftçi cevap verdi:
-"Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz.. Nasıl yalan söylerler."
*-********