İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetim kuruluna karşı açılan dava, hukuk dünyasında tepkilere yol açtı. Eskişehir Barosu Başkanı Barış Günaydın, sürecin usule aykırı olduğunu vurgularken, barolara yönelik bu tür müdahalelerin tehlikeli bir noktaya gittiğini belirtti.
İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyelerine yönetimlerine son verilmesi ve yeni yönetim seçilmesi için açılan davayı değerlendiren Eskişehir Barosu Başkanı Barış Günaydın, bu süreci kayyum sürecinde de gördüklerini belirterek, avukatlara birlik çağrısında bulundu. Günaydın, “Daha fazla birlikte olmamız gereken bir süreç. Aksi halde sizi kim savunacak?” diye sordu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile birlikte yönetim kurulu üyeleri hakkında görevlerine son verilmesi talebiyle dava açtı. Davada İstanbul Barosu Yönetim Kurulu, 21 Aralık 2024'te sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımları nedeniyle "Basın ve yayın yolu ile terör örgütü propagandası yapmak" ve "Basın ve yayın yolu ile halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" ile suçlanıyor.Baro Başkanı Kaboğlu, baro yönetimini hedef alan davaya karşı 23 Şubat'ta olağanüstü ‘demokrasi kurultayı’ yapma kararı aldıklarını duyurdu.
İZİN ALINMADAN BAŞLADI
Süreci değerlendiren Eskişehir Barosu Başkanı Barış Günaydın, açılan davanın usul açısından hatalı olduğunu söyledi. Baroların hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmakla ödevlendirilmiş kurumlar olduğunun altını çizen Günaydın, “İlk önce basına açıklanan bir duyuruyla soruşturma başlatıldığı bilgisini aldık. Usule aykırı, yok hükmünde olan bir soruşturmaydı bu. Çünkü bizim hukukumuzda usul esastan önce gelir. Usulü bir hatayla yürütülmüş. Çünkü avukatlar hakkında, hele baro yönetim kurulu ile ilgili olarak yapılan bir soruşturmada Adalet Bakanının izni gerekirken izin alınmadan bir soruşturmanın başlattığı bilgisinin paylaşılarak yürütülen bir soruşturmaydı” dedi.
‘DAVANAME’ İLE KARŞILAŞTIK
Soruşturmada ‘davaname’ ile karşılaştıklarını belirten Günaydın, “Nedir bu davaname? İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan, İstanbul Barosu Başkanı ve yönetiminin düşürülmesine ilişkin bir dava idi. Tabii bu hızlı gelişmeler karşısında Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Erinç Sağkan ve Barolar Birliği Yönetim Kurulu olağanüstü bir toplantıyı İstanbul Barosu’nda gerçekleştirdi. Ekim ayında yapılan seçimi kazanan, diğer aday olan ve önceki başkanlar da dahil orada destek mesajı için bir arada yer aldılar. Bu çok önemli çünkü seçimi kazanmış ve avukatların iradesi ile ortaya konmuş bir örgütün, insan haklarının, hukukun üstünlüğünün savunucusu olan bir örgütün yani baronun iradesine böyle bir davayla son verme girişimine karşı bir duruş ve tarihi bir toplantıya tanıklık etti İstanbul Barosu” ifadelerini kullandı.
ÇOK TEHLİKELİ BİR YERE GİDİYOR
Yargının siyasi iktidar tarafından bir baskı aracına dönüştürülerek yapılan uygulamalarla mücadele edilmesi gerektiğini belirten Günaydın, “Bu yapılan hukuksuzluk ve hukuk tanımayan bir yapı…Bu pencereden bakıyorum. Gerçekten çok tehlikeli bir duruma doğru gidiyor.Hukuka aykırı yapılan her eylemin karşısında olduğumuzu bir kere daha belirtmek isterim. Çünkü bu süreci kayyum sürecinde de gördük. Seçilmiş iradeye yapılan siyasal bir müdahale, hukuk adı altında yapılan müdahalenin asla kabul edilebilir bir durum olmadığının bir kez daha altını çiziyorum. Çok hassas bir dönemden geçiyoruz. 2 gün sonra farklı bir baroya da bunun yapılmayacağının garantisini kimse veremez. Ama bizim inandığımız bir şey var: Evrensel hukuk, insan hakları… Ve bunun savunuculuğunu sonuna kadar, son ana kadar da yerine getireceğimizi ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.
BİRLİKTE MÜCADELE ŞART
Bu süreçte hukukçuların dayanışma içinde olması gerektiğini vurgulayan Günaydın, “Daha fazla birlikte olmamız gereken bir süreç. Aksi halde gerçekten şu soruyu sormak istiyorum; sizi kim savunacak? Avukatlar olarak meslektaşlarımızı da bu anlamda bir birlikteliğe ve dayanışmaya davet etmek istiyorum. Buna ilişkin hukuki mücadeleyi vermezsek birbirimizi savunacak kimse kalmayacak. Zor bir süreci hep beraber yaşadık. Numaralı baroların oluşturulmasında da aynı tepkiyi tüm barolar olarak gösterdik. Anayasa Mahkemesi'nin kararının uygulanmaması noktasında dayargının kurucu unsuru olarak bizler bu mücadeleyi bırakamayız ve sonuna kadar da birlikte bu mücadeleyi yürütmemiz gerektiğine inanıyorum” açıklamasını yaptı.
Kaynak : HABER MERKEZİ