Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın, emekli maaşlarına ilişkin yaptığı “Nasıl ödeyeceğiz, bunun telaşı içerisindeyiz” açıklaması, emekli sendikalarının tepkisini çekti. Tüm Emeklilerin Sendikası Şube Başkanı Ali Paşa Şanlı ve Emeklisen Şube Başkanı Hatice Kılıç, bakanın bu sözlerini eleştirerek, emeklilerin yoksulluk sınırının altında bırakıldığını ve yapılan açıklamanın halkı korkutmaya yönelik olduğunu savundu.
IŞIKHAN ÖZELLİKLE ATANDI
Bakan Vedat Işıkhan’ın uluslararası stres yönetimi alanında ödül almış bir isim olduğuna vurgu yapan Tüm Emeklilerin Sendikası Şube Başkanı Ali Paşa Şanlı, “Cumhurbaşkanı’nın özellikle onu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak ataması bu nedenle tesadüf değildir. Ancak emeklilerin şu anda insanca yaşayamadıkları, adil bir gelir dağılımının olmadığı ve büyük bir stres altında oldukları gerçeğini düşündüğümüzde, bu uzmanlık yalnızca mevcut durumu idare etmek için tercih edilmiş gibi görünüyor” şeklinde konuştu.
KRİZİN SORUMLUSU SİZSİNİZ
Şanlı, ekonomik krizin derinliğinin, iktidarı ciddi bir sıkıntıya soktuğunu belirterek krizin sorumlusunun emekliler değil, ülkeyi yönetenler olduğunu söyledi. Şanlı, “Emekliler, yaşamları boyunca vergilerini ve primlerini düzenli olarak ödeyerek emeklilik hakkı kazanıyorlar. Bu ödemeleri, emeklilikte insanca yaşayabilecekleri bir gelir elde etmek için yapıyorlar. Ancak, toplanan bu vergiler ve primler, eğer ekonomik olarak doğru yönetilemediyse ve bugün emekliler sıkıntı yaşıyorsa, bunun sorumlusu ülkeyi yönetenlerdir. Başta da Cumhurbaşkanı’dır; çünkü Bakanları atayan ve görevden alan odur” dedi.
ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERİYORLAR
“Vedat Işıkhan’ın, uzmanlığına rağmen, kendisinin 172.514 TL maaş aldığı bir ekonomik düzende, emeklilere “Buna razı olun” mesajı vermesi kabul edilemez” diyen Şanlı,“Bu maaş, ortalama bir emekli maaşının yaklaşık 11-12 katıdır. Emeklilere, bu açıklamasıyla adeta “Durumunuza şükredin, yoksa daha kötü olabilir” mesajı vermekte, aba altından sopa göstermektedir. Bakan, bu yaklaşımı nedeniyle emeklilerden özür dilemelidir.Ekonomik krizi yaratan emekliler değil; emekliler, geçmişteki üretimleriyle ülke bütçesine katkı sağlamışlardır. Şu an ise bu birikim, mevcut iktidar tarafından tüketilmektedir. Bakan sorumluluğu yerine getirmeli aksi halde istifa etmelidir” diye konuştu.
KORKU YARATIYORLAR
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan’ın açıklamalarını bir gaf olarak değerlendiren Emeklisen Şube Başkanı Hatice Kılıç ise,“Emeklilere verilen para, bırakın bir yaşam standardını, bir ayakkabı parasına bile denk gelmiyor. Emekliler, yoksulluk sınırının altında bırakıldı ve adeta ölüme terk edildiler. Yetmediği gibi ellerindeki kıt kaynaklar da alınmaya çalışılıyor.Türkiye'deki zenginler, para babaları, baronlar desteklenirken, borçları silinirken, emekliler bu mağduriyet içinde bırakılıyor. Nüfusun çok küçük bir kısmı lüks içinde yaşarken, emekliler temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz durumda. Bu tür söylemler, aslında yapılan zamların yeterli olmadığı gerçeğini örtbas etme ve halkın daha fazla itiraz etmemesi için korku yaratma amacını taşıyor gibi görünüyor” dedi.
O KOLTUKTA OTURMAMALIDIR
“Eğer bir yönetici, halkın haklarını savunamayacak, insan onuruna yakışır bir yaşam sunamayacaksa, o koltukta oturmamalıdır” ifadelerini kaydeden Kılıç,“Bu tür söylemler, yönetimdeki acizliği gösterir. Nasıl olur da milyonlarca insan bu şekilde töhmet altında bırakılarak konuşulabilir? Böyle davranan bir bakan, o makama layık değildir ve istifa etmelidir.Dünyada, örneğin Japonya’da, onuruna yediremeyip küçük hatalarda bile istifa eden yöneticiler var. Türkiye'de ise gencinden yaşlısına, kadından çocuğa herkes yaşamdan zevk almaz hale geldi” ifadelerini kullandı.
YETER ARTIK DİYORUZ
Kılıç, savaş olan ülkelerde bile bizden Türkiye’den daha iyi yaşam koşulları olduğuna dikkat çekerek,“Bizde savaş bile yokken bu durumda olmamız kabul edilemez. Verdiğinizden fazlasını halktan alıyorsunuz. İnsanlar ölüm noktasına getirildi. Bu ülkede yetki birkaç kişinin ağzından çıkan sözlerle belirlenemez. Burası 85 milyon insanın yaşadığı bir ülke. İnsan gibi yaşamak istiyorsak, saygı, sevgi ve barış içinde, gelir dağılımında adalet sağlanmalıdır. Yeter artık diyoruz” diye konuştu.