Eskişehir'in kanayan yaralarını saydı: Ölüm yolları, TOKİ, belediyeler...

Eskişehir’deki kentsel dönüşüm ve TOKİ tartışmalarını masaya yatırmaya devam ediyoruz. Bu röportajda konuğumuz olan İYİ Parti İl Başkanı Serdar Ulucan, kentsel dönüşüm konusunda hem iktidarın hem de belediyenin sınıfta kaldığını belirterek, “Mesele Eskişehir ise ortak paydada buluşalım. Ne yapılması gerekiyorsa, İYİ Parti olarak katkı sunmaya hazırız. Biz milletimiz için varız” dedi.

Kentin gündemi kentsel dönüşüm ve TOKİ tartışmaları üzerinden şekilleniyor. Son olarak Büyükşehir Belediyesi tarafından Gündoğdu Mahallesi’nde yapımı tamamlanan 60 konut için kura çekimi de yapıldı. Sizce Eskişehir kentsel dönüşümü konusunda ne durumda? Neler yapılması gerekiyor?

İKTİDAR VE BELEDİYELER SINIFTA KALDI

“Biz şehrimiz adına pozitif gelişen her durumda, gerek hükümet kanadıyla, gerek yerel belediyelerin kanadıyla yapılsın desteklerimizi belirtiyoruz. Sıkıntılı ortamlarda da telkinlerde bulunuyoruz. Ancak kentsel dönüşüm konusunda, Eskişehir tam anlamıyla dönüştürülmek istenmiyor. Ne mevcut hükümet tarafından ne de yerel belediyeler tarafından. Karşılıklı topu birbirlerine atarak, işi biraz da magazinsel boyuta taşıyarak dönüşüm yapılmıyor… Aslında ikisinin de sınıfta kaldığını, başarılı olamadığını, burada asıl mağduriyeti de vatandaşın yaşadığını net olarak biliyoruz.”

MİLLETE DEĞİL RANTA BAKIYORLAR

“Şehrimizde deprem gerçeği var. Türkiye’de deprem gerçeği var. Baktığımızda, Atatürk Caddesi’nden, Hasan Polatkan Bulvarı’nda birçok noktada afet riskli alanlar ilan edildi daha sonrasında da askıya alındı çünkü maalesef ki mevcut iktidarda bulunan siyasetçiler duruma millet odaklı bakmıyorlar. ‘Rantı nasıl sağlayabiliriz? Rant odaklı ne yapabiliriz?’ diye bakıyorlar. Bunu zaten Toplu Konu İdaresi üzerinden de yaptığı girişimlerle, uygulamalarla vatandaşı ne kadar mağdur ettiklerini net bir şekilde görebiliyoruz.”

ŞOVU BIRAKIN ÖLÜM YOLLARINI YAPIN 

“Deprem Eskişehir’in bir gerçeği ve bugün şehrin dönüşememesinin asıl sebebi de, burada yaklaşık 25 yıla yakın dönemdir olan bir yerel belediyenin işlettiği süreç ve 22 yıldan beri de Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin burada eksik yaptığı şeyler ve engellemeler var. Sürekli ‘biz şunu yaptık, bunu yaptık’ diyorlar ama baktığımızda bugün Alpu – Beylikova – Mihalıççık Yolu yani “Ölüm Yolu” diye adlandırdığımız yollardan bir tanesi. Bununla ilgili mevcut hükümetin hiçbir girişimi yok. Şovları bir kenara koyarak öncelikle Alpu – Beylikova – Mihalıççık Yolu’nun yapılması gerekirdi. Afyon il sınırından Seyitgazi bölgemize girerken, bölge ve il değiştirdiğimizi net görebiliyoruz Seyitgazi – Kırka – Afyon Yolu güzergahında… Diğer tarafta yine şehrin Ankara’nın doğusuna doğru bağlanan yerinde Mihalgazi – Sarıcakaya – Nallıhan yolları üzerinde hükümetin hiçbir girişimi yok. Yıllarca Anadolu Üniversitesi’nin önündeki batçıkların yapımında da yaşadık. Şehirde hükümet kanadıyla yapılması gereken noktalardaki eksikleri gördük.”

MUHALİF BELEDİYELERE ZORLUK ÇIKARILIYOR

“Şunun altını çizmeden geçemiyorum; mevcut hükümet kendine muhalif olan belediyelerin yatırımlarında zorluklar çıkarıyor. Buna da örnek verecek olursak, madem şehri güzelleştireceğiz, yıllar önce kentsel dönüşüm adı altında kaldırılması planlanan Küçük Sanayi Sitemiz vardı. Daha önceki hükümetin belediye başkan adayları bununla ilgili görseller, şovlar hazırladılar. Vatandaşla görüşme yaptılar. Maalesef belediyemiz el değiştirdikten sonra da mevcut kazanan belediye başkanına karşı tüm zorluklar çıkarıldı. Gerek kamuoyundan gerekse kendi yaptığımız görüşmelerden bu tabloyu net olarak gördük. Biz burada resmen açıkça diyoruz ki; bu kayıkçı kavgaları yapılırken vatandaş mağdur ediliyor, Eskişehir mağdur ediliyor. İç Anadolu’nun ortasında olup yüzü batıya dönük olan, hem sanayi hem öğrenci kenti olan, yaşanabilir kentler arasında 81 ilin ilk sırasında yer alan şehrimizi ucube yapılarla, garabet düzenlerle sıkıntılı duruma getiriyorlar. Her şeyden önce mevcut hükümetin belediyelerle el ele vererek kentsel dönüşüm noktasında, Küçük Sanayi Sitesi’nden başlayarak hükümetin de kendi adına ilçe bağlantı yollarımızın yapılmasını talep ediyoruz.”

BİZ ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPARIZ

“Kurucu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk bizim yönetim sistemimizi cumhuriyet olarak belirlemiş. Cumhuriyetin temeli de demokrasidir. Bizler Misak-ı Milli sınırları içinde yaşayan85 milyon kardeşiz. Eskişehir yereline baktığımızda da hepimizin farklı görüşleri olabilir ama bizim ortak paydamız, yuvamız Eskişehir’dir. Bu noktada, tabii ki dönemine göre tekrar eden seçimlerde, siyasi partiler de demokrasinin simgesidir. Bu noktalarda bizler siyasi partiler olarak vatandaşımızla buluşup, kendi bilgi birikim tecrübelerimizi aktararak, vizyonumuzu, misyonumuzu projelerimizi sunarak oylarımızı isteriz. Seçimler gerçekleştikten sonra o seçim döneminde yaşadığımız rekabetin rafa kaldırılarak ortak paydada ‘şehrimiz için ne yapabiliriz’ buna bakmamız gerekiyor. Maalesef mevcut iktidarın da kendi tarafından ve yıllardır iktidara aç olan ana muhalefetin de kendi tarafından sürdürdüğü kayıkçı kavgasından dolayı bu durumlar çözülemiyor. Bu durumun içerisinde, ne kadar siyasi parti temsilcisi olsak da, yaşayan vatandaşlar olarak bizler de mağdur oluyoruz. Buradan mevcut iktidara ve yerel belediyelere İYİ Parti ailesi olarak, milletimiz adına seslenmek istiyoruz: Mesele Eskişehir’se ortak paydada buluşalım. Ne yapılması gerekiyorsa, bizler de İYİ Parti olarak katkı sunmamız gereken noktada hazır olduğumuzu beyan etmek istiyoruz. Çünkü biz milletimiz için varız. Milletimizin refahı için siyaset yapıyoruz.”

Kentte TOKİ tartışmaları da devam ediyor. AK Parti İl Başkanı Albayrak, 15 bin konut yapıldığına dair açıklama yaptı ancak İYİ Parti de TOKİ mağdurlarının sorunlarını hemen her hafta dile getiriyor. Bu tartışmalara sizin yorumunuz nedir? TOKİ mağdurlarının sorunları nasıl çözülür?

TOKİ YANDAŞIN RANT ÜRETTİĞİ BİR YAPI

“Öncelikle TOKİ direkt olarak Toplu Konut İdaresi adı altında Cumhurbaşkanlığı’na bağlı bir yapı. Denetlenmesi, yapılması ve ana yapı olarak ilk kurulduğu dönem itibariyle dar gelirli, ihtiyaç sahibi vatandaşların barınma ihtiyacını giderebilmek adına maliyetine ev yapma kurumuydu. Maalesef adı TOKİ olmaktan çıktı. Tamamıyla yandaşın, yoldaşın, yancının rantsal sistemini sağlayabilecek; çantalarını, cukkalarını doldurabilecek ve bir dahaki seçim döneminde kendilerine finans üretecek bir yapı haline geldi TOKİ. Biz bunu yüksek sesle dile getiriyoruz.”

HAK SAHİPLERİNDEN AİDAT İSTENMESİ İÇLER ACISI

“Pandemi sonrasında da Türkiye’de ciddi bir enflasyon oldu. Bundan dolayı da sanayide, konutta ve farklı sektörlerde ciddi anlamda maliyet artışları oldu. Fakat bu artışlara baktığımızda, devlet eliyle yönetilen bir Toplu Konut İdaresi, yüzde 1 olan KDV’yi yüzde 10’a çıkardı. Ömrünü çalışarak, devletine vergisini, SGK’sını, Bağkur’unu ödeyerek, ‘bir ev sahibi olayım’ diye belki çocuğunun hakkından artırdıklarıyla taksit ödeyen vatandaşın bir de KDV’sini artırmış oldu. Hepimiz hayatın içerisinde bir iş yapacak olurken bir çizelge çıkarırız. Ona göre bir planlama yaparız. Örneğin aylık 10 bin taksit ödemesini 12 bin liraya, 15 bin liraya çıkarıyorsunuz. Bu da vatandaşın yaşam standardını etkiliyor. ‘Evimizi aldık oturuyoruz’ deseler ona da amenna ama asgari ücretle geçinen vatandaşın daha oturmadığı evden 5 bin lira aidat istenmesi içler acısıdır.”

VATANDAŞIN CEBİNDEKİ SON KURUŞU DA SÖMÜRMEYİN

“Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı görsel şovlarla magazinsel olarak ‘biz şunu yaptık, bunu yaptık’ diyor ama perdenin önü Büyükşehir’in yaptığı parklar gibi yemyeşil çok güzel ama arkası da şu an Emek Mahallesi’nin Çamlıca’nın arka sokakları gibi. O yüzden biz görsel şovlardan ziyade vatandaşın kendisi ne diyor, ona bakmamız gerekiyor. Ben TOKİ mağdurlarıyla hala iç içeyim, görüşüyorum. Evlerine oturmadan 5 bin lira aidat istenmesi ‘ne yaptınız da ne istiyorsunuz’ dedirtiyor. Ben burada aklıselime davet ediyorum onları. Artık vatandaşın cebindeki son kuruşu sömürerek kendi rant düzenlerine katkı sunmayı bıraksınlar. Çıktıklarında hem Allah kelamıyla konuşup hem birlik bütünlük yapısını sağlamak yerine kapının arkasından farklı paylaşımlar noktasına girmesinler.”
Ankara’da uzun soluklu bir İl Başkanları toplantısı gerçekleştirdiniz? Bu toplantıda neler konuşuldu? İlerleyen dönemde İYİ Parti’de neler olacak?

İLK GÜNDEN BERİ KARA PROGANDAYA MARUZ KALDIK

Genel Başkanımızla beraber 81 ilin başkanlarının ve divan heyetimizin katılımıyla 6buçuk saat süren bir toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantıda da kurultayımızdan sonraki partimizin durumu konuşuldu. Tırnak içerisinde şunu da belirtmek istiyorum: İYİ Parti kurulduğu gün itibariyle ciddi bir manipülasyona, ciddi bir yıpratılmaya, ciddi bir kara propagandaya maruz kaldı. Bunun başlangıcında da 24 Haziran 2018 seçimlerine girerken, ‘İYİ Parti seçimlere girebilecek mi’ derken, Cumhuriyet Halk Partisi’nin sergilemiş olduğu demokrasi örneğiyle 15 milletvekilinin 1 günlüğüne transfer olmasıyla Ömer Seyfettin’in Diyet romanı gibi biz Cumhuriyet Halk Partisi’nin yan yapısı gibi bir durumda olduk. Diğer siyasi partilerin bu garabet düzende, tek adam rejim sisteminin getirmiş olduğu ittifaklara bir şey demiyoruz ama Türkiye’nin kurtuluşu ve Türk milletinin müreffeh olabilmesi için Cumhuriyet Halk Partisi ile bir ittifak içerisine girdik. Bu badirelerde İYİ Parti hep yaftalanan, yanda tutulan, uzak görülen bir yapı oldu.”

SİVRİ UÇLARLA HALKIN NABZINI YOKLUYORLAR

“Biz kongremizi yaptık. Türk siyasetinde gösterilmemiş, yıllarca seçim kaybetmiş siyasi liderlerin gidiş şeklinden ziyade, kurucu liderimiz Sayın Meral Akşener bir söz söyledi. ‘Galibiyetin sahibi çoktur, mağlubiyet yetimdir’ dedi. Bizim hatamız olmasına rağmen bu mağlubiyeti kendi üzerine aldı. Genel başkanlığa tekrar aday olmadı. 3 adayın yarıştığı demokrasi şöleni şeklinde bir kongre gerçekleştirdik. Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu seçildi. Onunla birlikte biz İYİ Parti’nin kuruluş aşaması olan 25 Ekim 2017’den bu tarihe kadar kuruluş aşamasının bütün il başkanları toplantılarının derin bir checkup’ını yaptık. Eksiklerimizi, milletimizin beklentilerini ve 1 Ekim’de TBMM açıldıktan sonraen büyük gündemimiz olacak anayasa maddesinin Cumhur İttifakı’nın hangi bileşenlerinin sivri ucuyla dokunarak vatandaşın nabzını yoklamaya çalıştıklarını, siyasete artık 1 Ekim’den sonra ne mevcut hükümet, ne ana muhalefet algı üzerinden yürütemeyeceklerinin değerlendirmelerini yaptık. Altını çizerek söylüyorum, Türkiye Cumhuriyeti devletinin, milletin sigortası olarak İYİ Parti var. Kurucu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve inkılaplarına bağlı bir siyasi partiyiz. Milletininmüktesebatını, 5 bin yıllık geçmişini iyi bilen bir yapıyız. Ne kadar yeni bir parti olsak da kadromuz çok tecrübeli. Türk Milletinin güneşi olmaya talibiz.”