Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Enflasyon düştükçe alım gücü de artacağı için milletimizin sıkıntıları biraz daha hafifleyecek. Bunun için biraz daha sabredeceğiz” ifadesini kullanınca…
“Yörük sırtından kurban kesme” atasözü aklıma geldi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Enflasyon düştükçe alım gücü de artacağı için milletimizin sıkıntıları biraz daha hafifleyecek. Bunun için biraz daha sabredeceğiz” ifadesini kullanınca…
“Yörük sırtından kurban kesme” atasözü aklıma geldi.
Çünkü yanlış ekonomi politikaları sonucu uygulanmak zorunda kalınan Enflasyonla Mücadele Programı yoksul, dar ve sabit gelirli kesimi acımasızca vurdu.
Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bartu Soral, konuk olduğu ESTV’de yayınlanan Soruyoruz programında mevcut ekonomi programına yönelik önemli tespitlerde bulundu.
Kalkınma ekonomisti Soral’ın değerlendirmeleriyle biraz ekonomiye yoksulun penceresinden bakmaya çalışalım.
41 MİLYON YOKSUL VE DAR GELİRLİ VAR
Türkiye’de asgari ücretle geçinen 8 milyon, 22 bin lira olan asgari ücret ile 40 bin lira arasında ücret alan 7 milyon, maaş ortalaması 17 bin lira olan emekli 16 milyon, geniş tanımlı işsiz de 10 milyon kişi var. Toplamda 41 milyon dar gelirli mevcut.
Bu dar gelirlinin harcama önceliği temel ihtiyaç. Bunlar lüks tüketimde bulunmayan kişiler. Kira enflasyonu yüzde 80, gıda enflasyonu da yüzde 60 olarak açıklandı.
Dar gelirli 41 milyonun enflasyonu harcama önceliği kira, gıda, ulaşım, eğitim ve sağlık. Bunların enflasyon ortalaması TÜİK rakamlarıyla yüzde 65 enflasyon.
Yılsonu enflasyonunu yüzde 44,5 olarak açıklayan TÜİK rakamlarıyla bile asfari ücrete yüzde 30, emekliye yüzde 15, memura yüzde 11 zam verildi. Yüzde 65 kayba karşın üç kuruş zam.
ZENGİNDEN VERGİ ALMAYANLAR KAYNAK YOK DİYOR
Burada sözü ekonomist Bartu Soral’a verelim:
“Yani 41 milyona ‘aç kalacaksın’ diyor iktidar. Niye? diye sorduğunuzda, ‘Kaynak yok’ diyorlar.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın verilerine göre 2024’te kurumlar ve gelir vergisi verenler…
Holdingler, müteahhitler, dünyanın en fazla kamu ihalesi alan 5 inşaat şirketi, rantiyeciler yani servet sahibinden alınan “Kurumlar ve gelir vergisi muafiyeti, istisnası ve indiriminden ötürü Türkiye’nin vergi kaybı 1 trilyon 660 milyar lira. ‘Kaynak yok’ diyorlar. Ama sen zenginden vergi almıyorsun. Bunun yanında Kur Korumalı Mevduata 1 trilyon 235 milyar lira faiz ödemişiz. KKM’nin yüzde 90’ı, 1 milyon liranın üzerindeki mevduattan oluşuyor.
Bundan ne vergi aldık?
Yüzde sıfır.
Servet sahiplerinden, zenginden, kazandan kazandığı oranda vergi almıyorsun, memur, asgari ücretli ve emekliye zam vermiyorsun.
Bunlardan vergi almayınca ÖTV ve KDV’ye yükleniyorsun.
Bu olmaz.
Bununla aslında gelir dağılımında ne kadar adaletsiz olduğumuzu, alt sınıfların nasıl ezildiğini, üst sınıfların ne kadar zenginleştiğini görüyoruz zaten.
TÜRKİYE’DE BÜYÜK BİR SERVET TRANSFERİ YAŞANDI
Türkiye’de büyük bir servet transferi yaşandı. Bunun önüne geçilmeli, aksi halde Türkiye’nin Enflasyonla Mücadele Programı yürümez. Siz 41 milyonu açlık sınırına itiyorsunuz, 2024 yılında tüketim malları ithalatı, yani lüks markaların satışı yüzde 13,6 artmış. Bunları alabilen yoksul kesim mi? Bunları, o vergi almadıklarınız artırdı.
Bakan Mehmet Şimşek göreve geldiğinde enflasyon yüzde 45’ti, yüzde 67’ye geldi. Şimdi 45’e geldi diye memnun.
Mehmet Şimşek’in çözüm diye sunduğu yoksul kesimi açlığa mahkum eden yöntem başarılı olmuyor. Esas üst grup 8-10 milyonluk kısım, tüketimini artırarak sürdürüyor.”
Hasılı…
Kimsenin ne dayanacak gücü ne de sabrı kaldı.
Her gün “geçinemiyoruz” eylemlerinin yapıldığı Eskişehir sokakları da bunun en iyi kanıtı.