Cihan Yıldırım yazdı
Meseleyi en başından yazmaya gerek yok. Süper Lig’den düştükten sonra sıkıntılar peşimizi bırakmadı. Bu arada ‘paha biçilemez’ şeyler de yaşadık...
Süper Lig umuduyla günler, aylar, yıllar geçti.
Halil Ünal’ın çabalarıyla sadece Süper Lig’in değil, kurtuluşumuzun da kapısından döndük, olmadı...
Tam ‘her şey bitiyor’ Sinan Özeçoğlu dönemi başladı. Camiadaki ayrılık gayrılık büyük ölçüde sona erdi. Masal gibi günlerdi ama kısa sürdü. Gerçeklerle önce Sinan Başkan ardından hepimiz yüzleştik.
Taraftarın her an içinde olduğu süreç her geçen gün daha da kötüye gitti.
Uçurumdan yuvarlanmıştık...
Ortada ne bir el, ne bir dal... Sadece taraftarın ‘kimse yok mu’ sesleri yankılanıyordu. Arada bir yerlere tutunuyor gibi oluyorduk ama ‘çattt’ sesiyle umutlar bitiriyordu.
Düşüşe devam...
Düşerken akıl verenler oluyordu.
‘Niye düştün’ diyenler...
‘İmza verecektim nereye düşüyorsunuz’ diyen topçular, teknik adamlar...
‘Keşke düşmeseydiniz’ diye üzülenler...
Ekonomiden bahsedip ‘düşülecek zaman mı’ diyenler de vardı...
‘Kim düşürdü’ diye saçma sorular ve daha saçma tartışmalar...
Hiçbirinin faydası yoktu...
Düşüşe devam...
Bu arada taraftar ‘düşüşü’ bile sevdi. Eskişehirspor’a sahip çıkmaya devam etti.
Takımın transfer yasağı kaldırılamadı. Ocak ayına kadar bizi çok daha zorlu günler bekliyordu. Daha çok ‘manevi’ desteğe ihtiyaç duyduğumuz günler başlamıştı.
Sosyal medyadaki bir ‘beğeninin’ bile önemi vardı.
Transfer yasağı meselesini çözemeyince bambaşka bir boyuta geçtik. O günden sonra garip bir hava oluştu.
O güne kadar iyi kötü bir ‘mücadele’ vardı.
Eskişehirspor ‘en önemli’ gündemdi! Kim yardım edecek? Nasıl edecek? Takım nasıl kurtulur? Bu ve benzeri sorularla ‘güzel günler’ hayali kuruluyordu.
Eskişehirspor, ‘o günden’ sonra unutuldu gibi...
Şehirde ve ileri gelenlerinde ‘sorunları çözülmüş gibi’ bir hava hâkim...
Kentin böyle bir takımı ‘yokmuş’ gibi davrananlar var.
Hal hatır sormaya bile çekinenleri görüyoruz.
Umudu kesenler...
Bana dokunmadan bin yıl yaşasın diyenler...
Eceline terk edenler...
Dokunacağı zaman işiteceği ahh’lardan korkanlar...
Taraftar taşlanıyor, taş kesilmiş gibi kimseden ses çıkmıyor!
Bi şeyler oldu ve Eskişehirspor unutuldu! Umudu kesmeyen taraftarı ve Halil Ünal olmasa ‘düşüş’ yere çakılmakla son bulacak! Neyse ki ‘vazgeçmeyenler’ var... Bir umut deyip, binbir emekle bir düşün gerçek olması için ‘düşüşü’ uzatıyorlar...
Bize de ‘inşallah tutunacak bir dal’ bulursunuz demek düşüyor.