Röportaj: Cihan Yıldırım
2003’ten beri Türkiye Komünist Partisi (TKP) İl Başkanlığı yapan Yolsever, sohbete hikâyesinin nasıl başladığını anlatarak başladı. Yolsever, şöyle konuştu: “Bingöl’ün bir köyüne er öğretmen olarak atandım. Bize eğitim hayatı boyunca görev yapacağımız köyün, okulun zorlu şartları anlatıldı. Bingöl’e gittiğimde anlatılanları aynen karşımda buldum. Bize anlatılmayan bir şey daha vardı. O güne kadar toprak ağalığının ne olduğunu bilmiyordum. Feodalizmin ne olduğunu bilmiyorum. Köyde bir ağa var, taşıyla ve toprağıyla yedi köyün sahibi... Okullar açıldı, iki hafta sonra ağanın oğlu geldi ‘hocam seni babam çağırıyor’ dedi. Oğlana ‘ders bitsin gelirim’ dedim. Beş dakika sonra tekrar geldi ‘Hocam seni babam çağırıyor’ dedi. Çocuğa yine ‘Oğlum, ders bitsin geleceğim’ dedim... Beş dakika geçti geçmedi, kapıya bir tekme... Ağa Kürtçe bi şeyler söyledi, sınıfta çocuk kalmadı. Bana ‘Ulen ben sana gel dedim, niye gelmedin’ dedi. Benim idealist öğretmenliğim, başımdan kaynar sular aktı. Abandone oldum... Ne cevap vereceğimi şaşırdım. Ağa ‘hadi seninle Erzurum’a gideceğiz’ dedi. Ben ‘Okul var, nasıl gideriz. Kaymakam gelir, müfettiş gelir’ dedim. Ağa ‘Oğlum buranın muhtarı, nüfus memuru, tapu müdürü, maarif müdürü, kaymakamı, reisi cumhuru benim. Benden habersiz kuş uçmaz’ dedi. Çıktık... Ağanın konağı bizim valilik binası gibi bir yapı... Ağa bir ata, ben bir ata bindi. Yola düştük... Bizimle beraber 15’te maraba var, onlar yaya... Oğlunu evlendiriyormuş, düğün hazırlığı için gitmişiz. Beni de muhasebeci olarak götürmüş. Ağanın insanlara ve bana olan davranışı görünce ‘bu düzen değişmeli’ dedim. Mustafa Kemal’in Türkiye’si böyle bir düzeni kabul etmez. Bu düzen değişmeli... Ama nasıl değişecek, kim değiştirecek? İlk kez kafamda muhalif bir düşünce canlandı. Eğer ben oraya gidip o feodalizme görmeseydim sanırım solcu da olmazdım galiba. Sosyalist hiç olmazdım, komünist hiç olmazdım.”
Eskişehir’de bir arkadaşının vasıtasıyla Türkiye İşçi Partisi ile tanıştığını ifade eden Yolsever, “Okuma şeyim değişti. O zamana kadar da kitap okuyordum ama başka kitapları okumaya başladım. Sosyalizm nedir, sınıf nedir, sol nedir, insanlar nasıl sömürülür, insanlar nasıl yönetilir gibi konularda kitaplar okumaya başladım. Kemalist yapıdan sola doğru yöneldim. Önce solcu oldum, sonra sosyalist oldum, sonra komünist oldum. Böyle bir aşama... Komünist olmak kolay bir şey değildir. Komünist olmak için önce insan özelliklerini biyolojik olarak insan demiyorum sosyolojik olarak insan diyorum. Sosyolojik olarak insan olman gerekiyor. Sosyolojik olarak insan olmadıysanız komünist olmanız mümkün değildir” dedi.
CHP’nin devrim yapması mümkün değil
Yolsever, şunları kaydetti: “Emekli olduktan sonra da örgütlü olarak siyasi bir yapıya girmedim. Türkiye İşçi Partisi ve Türkiye Komünist Partisi’nin lider kadrosu 80 Darbesi’nin ardından Almanya’ya gönderildi. İki parti Almanya’da birleşme kararı aldı. Türkiye Birleşik Komünist Partisi (TBKP) kuruldu. Aralarında benimde olduğum bazı yoldaşlar bunun doğru olmadığını söyledik. İki parti içinde de bazı sapmalar vardı. Sağ sapmalar, sol sapmalar vardı. Çalkantılar vardı. Bunlar oturmadan, düzeltilmeden bir araya gelinmesi yamaya bohçaya benzer dedik. Kabul edenler de oldu. Almanya’dan gelen partinin ileri gelenleri havaalanında gözaltını alındı, parti de kapatıldı.
Birçok yoldaşımız CHP’ye geçti, ben geçmedim
Sol mücadeleye değişik kulvarlarda sürdürüldü. Bunların kimisi şimdi ‘devrimci demokrat’ diye tabir ettiğimiz silahlı mücadeleyi savunan kişiler oldu. Kimisi ‘yorgun demokrat’ diye adlandırdığımız kesimler oldu. Mücadeleden kaçtılar... TBKP kapanınca üyelerine CHP içinde siyasi hayatlarını sürdürmelerini önerdi. Birçok yoldaşımız CHP’ye geçti. Ben geçmedim... Çünkü benim için CHP burjuva partisiydi. Hala öyle... CHP düzen partisidir. CHP’nin bizim düşündüğümüz anlamda devrimci bir dönüşüm yapması mümkün değildir. Devrim yapması mümkün değildir. Çünkü burjuvazinin siyaset aracıdır.
Mao’cu bir kişi TKP içinde barınamaz
Benim gibi pek çok arkadaş kabul etmedi, girmedi CHP’ye. Bu arada ÖDP kuruldu. İçimizden bazıları ÖDP’de örgütlü oldu fakat ben ÖDP’ye de geçmedim. Bir insanın siyasi düşünceleri bağlı bulunduğu siyasi düşüncenin düşünceleriyle örtüşmesi gerekir. Eğer örtüşmüyorsa o siyasi partinin içinde kalman, çalışman mümkün değildir. TKP’de olan yoldaşlarım Marksisttir, Leninisttir, Stalinisttir... Bir Mao’cu örneğin Doğu Perinçek’in İşçi Partisi’nde, Vatan Partisi’nde olan Mao’cu bir kişi TKP içinde barınamaz. Siyasi düşüncelerini ortaya süremez. Çünkü Maoisttir, Stalin düşmanıdır.
Komünist Partisi var mı?
Nasıl oldu da kurdunuz, nasıl geziyorsunuz?
Yolsever: Herkes ‘komünist’ denildiği zaman bi geri çekiliyor. Seçimlere girerken bildiriler dağıtıyoruz, alan çalışması, ev ziyaretleri, kahve toplantıları yapıyoruz. Bu arada ‘Ya Komünist Partisi var mı? Siz nasıl oldu da kurdunuz, nasıl geziyorsunuz’ diyenler hala var. Bizim işimiz cidden zor. Kendimizi anlatmaya çalışıyoruz. Hala üzerimizdeki baskıyı kırmaya çalışıyoruz.
Siyasetimizi saptırmadan, ona buna taviz vermeden sürdürüyoruz. Türkiye’de tek sosyalist, tek komünist partiyiz. Bizim dışımızda sosyalist parti, komünist parti yok. Tayyip’in bir sözü vardı, o doğru bir sözdü. Bir kişi hem Müslüman hem laik olamaz. Şimdi bizde ‘Hem Avrupa Birlikçi hem sosyalist olunmaz. Hem NATO’cu hem sosyalist olmaz’ diyoruz.
Yolsever, “80’den sonra sol kulvarda olan insanların çeşitli şekilde mücadele araçları geliştirdiklerini gördük. Dergi çevreleri oluştu... Bizim yoldaşlarımız Gelenek Dergisi çıkardı. Belli bir süre geçtikten sonra ‘Bir siyasi parti kuralım’ dediler. Sosyalist Türkiye Partisi kurdular. Bu parti de kapatıldı. Sonra Sosyalist İktidar Partisi’ni kurdular. Bu parti 2001 yılındaki kongresinde adını Türkiye Komünist Partisi olarak değiştirdi. 2001’den beri TKP adıyla siyaset yapıyoruz, seçimlere giriyoruz” dedi.
Bu dönemde sosyalizmi anlatıyoruz
Seçimleri insanların siyasal alana antenlerini açtığı bir dönem olarak gördüklerini ifade eden yolsever, “O dönemde partiler ne yapıyor, partiler ne düşünüyor diye araştırma içinde oluyorlar. Biz de bu dönemde sosyalizmi anlatıyoruz. Çünkü geçtiğimiz yıllara kadar sosyalizmi kara propaganda denebilecek bir şekilde, hak etmediğimiz hiçbir zamanda kabul etmediğimiz suçlamalarla bizi suçladılar. Herkes ‘komünist’ denildiği zaman bi geri çekiliyor. Ama bunun anlatılması lazım... Seçimlere girerken bildiriler dağıtıyoruz, alan çalışması yapıyoruz, ev ziyaretleri yapıyoruz, kahve toplantıları yapıyoruz. Bu arada ‘Ya Komünist Partisi var mı? Siz nasıl oldu da kurdunuz, nasıl geziyorsunuz’ diyenler hala var. Bizim işimiz cidden zor. Daha kendimizi anlatmaya çalışıyoruz. Hala daha üzerimizdeki baskıyı kırmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Bize ‘kötülerin içinden birini seçin’ diyorlar
Yolsever, şöyle devam etti: “Eskişehir’de siyaset yapmak çok kolay. Neden? Şimdiye kadar mahalle taramalarında olsun, kahve taramalarında olsun alanlarda olsun bize kapısını kapatan insan sayısı çok az. Kapısını açıyor, benimle sohbet ediyor, soruyor, bilgi alıyor. Ha bu arada küfür edip kapısını kapatan yok mu? Var... Ama bunlarda tuzu biberi şekerim. O nedenle Eskişehir’de siyaset yapmak çok kolay. 80 öncesinde solcuların, komünistlerin giremediği mahalleler vardı. Ama şimdi yok. Şimdi biz bütün mahallelere rahatlıkla girebiliyoruz. Apartmanlara giriyoruz, dergimizi veriyoruz hatta bizi içeri çay içmeye davet ediyorlar, pasta ikram edenler oluyor, yemeğe oturtanlar oluyor. Öte yandan Eskişehir’de sol sosyalist siyaset yapmak çok zor. Neden? Görüştüğümüz insanlar ‘Ya çok güzel, çok doğru söylüyorsunuz ama işte o ama yok mu? O ama bizi olukça zora koşuyor. Ama diyorlar yine gidip düzen partilerine oy veriyorlar. Neden? Düzen partileri ‘oyunuzu bölmeyin’ diyor. Oyunuzu bölmedik ya... Ekmeleddin’i çıkardınız karşımıza... Ekmeleddin bugün Tayyip’e oy veriyor. Bugün Gül’ü çıkarmaya çalışıyorlar. Türkiye’yi gerici bir yapıya sokan bunlar değil mi? Bize kötülerin içinden birini seçin diyorlar. Seçmeyeceğiz... Mümkün değil.”
Biz Türkiye’de tek sosyalist, tek komünist partiyiz
Yolsever: “Biz siyasetimizi saptırmadan, Ona buna taviz vermeden sürdürüyoruz. Biz Türkiye’de tek sosyalist, tek komünist partiyiz. Bizim dışımızda Türkiye’de sosyalist parti, komünist parti yok. Tayyip’in bir sözü vardı, o doğru bir sözdü. Bir kişi hem Müslüman hem laik olamaz. Şimdi bizde ‘Hem Avrupa Birlikçi hem sosyalist olunmaz. Hem NATO’cu hem sosyalist olmaz. Hem savaşı teşvik eden hem barışçı olmaz” diyoruz. Bir defa sosyalist olabilmen için antikapitalist olacaksın. Birinci şart... Emperyalizme karşı olacaksın. Emperyalizm denince akla gelen ilk ülke neresi? ABD... Onun IMF ve Dünya Bankası gibi yan kuruluşları var. Onlara da karşı olacaksın. Onlara karşı olmadan solcu olman, sosyalist olman mümkün değildir. Biz milliyetçiliğe karşıyız. Her tür milliyetçilik bölücüdür. İster Türk ister Kürt milliyetçiliği olsun... Biz sınıf temelli siyaset yapıyoruz. Din temelli siyasete karşıyız.”
Rıza Yoldaş boya badana işini yapıyor
Röportaj için Doktorlar’daki TKP’ye gittiğimde binada hummalı bir çalışma vardı. Sekiz yıldır bu binada olduklarını anlatan Yolsever, “Önce Birlik İşhanı’ndaydık. Migros’un yanında da bir süre faaliyet gösterdik. Binadaki tadilat ve boya işlerini ‘yoldaşlar’ yapıyor. Gücümüz yettiğinde bürolarımızı bakımlı hale getiriyoruz. Aslan yattığı yerden belli olur. Kendimiz çalışıyoruz. Dışarıdan kimselere yaptırmıyoruz. Rıza Yoldaş boya badana işini yapıyor. Çatıyı da o aktardı” dedi.
13.00’te açılıyor, her zaman çay var
Yolsever, partinin nasıl ayakta durduğunu “Giderler kendi gücümüz ve bağışlarla karşılanıyor. Üye olan kişi partiye vermesi gereken aidatı kendisi beyan eder. Genelde bir günlük yevmiye söz konusudur. Dostlarımız var, parti üyesi gibi bağış yapıyorlar... Yayınlarımız var, onları satıyoruz” dedi. Yolsever kendisine ‘başkan’ denilmesini istemiyor. Bu durumu “Bu başkanlık bizim sadece devlet ile olan ilişkilerde başkanlık söz konusudur. Resmi olarak... Öbür türlü yönetimimiz kolektiftir. Görevlendirmeler vardır. Ben burada bir abiyim. Bana Oktay Abi derler... Bende onlara ‘yoldaş’ derim. Bizde makam yoktur, makam odası yoktur. Her gün öğleden sonra 13.00’te açarız partimizi. Toplantı varsa bitene kadar yoksa 19.30’a kadar partimiz açık olur. Gelen gideni nöbetçi yoldaşımız karşılar. Çayımız her zaman demlenir” diyerek açıkladı.
Yolsever’den cümleler...
- Eskiden Sol gazetemiz vardı. Şimdi haftalık Boyun Eğme dergimiz var.
- YSK’nin seçime girebilecek partiler listesinde biz yokuz. Anayasa Mahkemesi’ne itiraz ettik. Sonucu bekliyoruz. 24 Haziran seçimlerine giremeyebiliriz.
- TKP’nin bir televizyon kurma girişimi var. Pahalı bir şey... Biraz zorlanıyoruz ama mutlaka başaracağız.
- Yolsever, konuşmamız biterken 'kusura bakma komünistler biraz çok konuşur' dedi.
Kimdir?
Oktay Yolsever 1942 yılında Eskişehir’de doğdu. İlkokulu Necatibey’de (Suzan Gürcanlı) okudu. Çifteler Hamidiye Öğretmen Okulu’na gitti. Bolu’da sınıf öğretmeni olarak göreve başladı. Sivas’ta askerlik yaparken Bingöl’ün bir köyüne er öğretmen olarak atandı. Bingöl’den Sarıcakaya’ya geldi. 1966-1977 arası bu ilçedeydi. Eskişehir merkeze atanınca Mehmet Ali Yasin ve Vali Münir Raif Güney’de çalıştı. Milli Eğitim’de 28 sene iki ay görev yapıp 1989’da emekli oldu. 2003’ten beri TKP İl Başkanlığı yapıyor.