“...konuşma yeteneğini kaybetmekten daha korkunç bir şey vardı belki, duygunun mutlu ve özgür bir biçimde dışa vurumu olan gülmek, onlardan esirgenmişti.”
Herkese merhabalar. Bu hafta yazıma Stefan Zweig’den Ay Işığı Sokağı adlı kitapla devam ediyorum. Kitap beş öyküden oluşuyor. Zweig, insanların ruh dünyalarını ve duygu durumlarını çok iyi tahlil eden bir yazardır. Ay Işığı Sokağı’nda bulunan beş öyküde de bu tahlillerin örneklerini görebiliyoruz. Karakterler, her insanın içinde bulundurduğu duygu ve dürtülere sahiptir; fakat bu duygu ve dürtüleri bastıramamakta hatta bu duygu ve dürtülerin pençesinde can vermektedir. Karakterler bütün zayıflıklarıyla işlenmiştir. Gelin biraz da içeriğine bakalım. Fransa’nın bir liman kentinin denizci mahallesinde geçiyor olay. Gezinirken duyduğu arya söyleyen sesi izleyerek tanımadığı insanların hayatlarına dalan bir gezgin; patronuna kölece bağlılığı yüzünden korkunç bir eyleme sürüklenen karanlık, itici ve yabani bir hizmetçi. 1810 yılında İspanya’daki savaşta yaralanan, düşman bir ülkede amansız bir hayatta kalma mücadelesine girişen bir Fransız albayı. 1918 yılının bir yaz gecesi Leman gölünde bulunup kurtarılan, ancak sonra yüreğini kavuran yurt özlemine yenik düşen bir Rus savaş esirini. Yaşıtları üniversiteye giderken hâlâ liseye devam eden avare bir gencin öğretmeninin otoritesine isyan ettikten sonra ödediği ağır bedeli okuyoruz Ay Işığı Sokağı’nda. Zweig bu öykülerde insanı insanlıktan çıkarıp en uç noktalara sürükleyen deneyimlerin izini sürerken, okuru da ister istemez karakterlerinin ruh çalkantılarının içine çekiyor…
Özetle...
Zweig’in beş kısa öyküsünden oluşur. İlk öykü kitaba adını vermiştir. Yazarın eserleri günlük okunacak şekilde kısa olması aynı zamanda bizleri olayların içine sürüklemesi kalemin hayal gücüyle iş birliğidir. Her hikaye bin düşünce misali. Kitaba ismini veren anlatımdan vicdan sahipleri kişilik koyacaktır geleceklerine. Öyküler ızdırap, intihar,hırs,sevgi genel olarak üzüntü temalı. Olay analizleri, betimlemeler her zamanki gibi güzeldi kendinizi olayların içinde hissediyorsunuz Zweig ve yine insanların iç dünyalarındaki duygulara hislere güzel değinmiş. Çok daha iyi eserlerini okuduğum için bu biraz basit kaldı. Ay Işığı Sokağı’nın Zweig’ın en iyi eseri olduğunu söyleyemeyeceğim. Zweig’ın roman türünde daha başarılı olduğunu düşünsem de bu eserin Zweig severlerin kitaplığında bulunması gerektiğini düşünüyorum