Zor yıllar

Bir yılı geçti. Her açıdan çok zor bir yıldı. İyileşme ve düzelme beklerken, tablo her geçen gün biraz daha yıkıcı oluyor. Yeni mutasyonlu virüs ve gevşemeyle birlikte günlük vaka sayıları 40.000’lerin üzerine çıktı. Nisan ayı içinde 60.000’li rakamlara ulaşılabileceği düşünülüyor. Yaza kadar çok zor birkaç ay bizi bekliyor. Toplum olarak çok daha fazla dikkatli olmamız gereken bir döneme girdik. Görünen o ki, vazgeçemediği alışkanlıklarını sürdürerek, insanlık bu mücadeleyi kaybetti. Umarım virüs yeni mutasyonlarla, tıpkı İspanyol gribinde olduğu gibi insanlara daha az zarar verecek bir türe evrilir ve virüs alışkanlıklarından vazgeçer.
………………..

Salgın nedeniyle son dönemde yeterince göz önünde olmayan medeniyetimizin temellerini derinden sarsacak 21. yüzyılın en önemli gündem maddesi olan konu, küresel iklim değişiklikleri. İşte bu gerçeği yapılan bir araştırma farklı bir bakış açısıyla ortaya koydu. New York Üniversitesi Politika Enstitüsü tarafından farklı ülkelerde yaşayan ve iklim değişikliği alanında uzman 738 ekonomistin katıldığı araştırmanın sonuçlarına göre, iklim değişikliği nedeniyle oluşacağı öngörülen ekonomik zararın 2025'e kadar yıllık 1,7 trilyon dolar, 2075'e kadar ise yıllık yaklaşık 30 trilyon dolar olabileceği ortaya konuldu. Araştırmanın sonuçları, "İklim Değişikliğinde Ekonomik Fikir Birliği" başlıklı raporla açıklandı. Araştırmaya katılan ekonomistler, emisyonları azaltmak için harekete geçmek gerektiği konusunda fikir birliğine vardı.  Araştırmaya katılan ekonomistlerin yaklaşık yüzde 74'ü emisyonları azaltmak için acil ve etkili şekilde harekete geçmenin gerekli olduğunu ifade etti. Ekonomistlerin yüzde 89'u iklim değişikliğinin ülkeler arasındaki gelir eşitsizliğini şiddetlendireceğini kaydederken, yüzde 70'i ülkeler içindeki eşitsizliğin dünyamızın ısınmasıyla artacağını belirtti. Araştırmaya katılan ekonomistlerin yaklaşık yüzde 70'i yüzyılın ortasına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmanın getirdiği faydaların, bu hedefe ulaşmak için gerekli maliyetten daha fazla olacağını vurguladı. Araştırmayı gerçekleştiren New York Üniversitesi Politika Enstitüsü Strateji Direktörü Derek Syvlan, yapılan araştırmaya ilişkin değerlendirmesinde, araştırmaya katılan ekonomistlerin önemli miktarının hızlı emisyon azaltımını desteklediğini ifade etti. Syvlan, ayrıca araştırmaya katılan ekonomistlerin çoğunun rüzgar ve güneş enerjisi teknolojilerinde son yıllarda görülen maliyetlerin diğer temiz enerji teknolojilerinde de benzer düşüş göstereceği öngörüsünde bulunduğunu belirterek, ekonomistlerin temel teknolojilerin maliyetlerindeki süregelen düşüş konusunda iyimser olduğunu ifade etti. Syvlan, son olarak araştırmaya katılan ekonomistler arasında, mevcut durumu korumanın ortaya çıkacak zararlar nedeniyle büyük ölçekli enerji dönüşümünden çok daha maliyetli olacağı konusunda net bir fikir birliği bulunduğunu da vurguladı.
 
Yani kısaca özetlemek gerekirse, küresel iklim değişikliklerine karşı alacağımız tedbirlerin ve iklim değişikliklerini azaltmak için harcanması gereken dönüşümün maliyetleri, iklim değişikliklerinin ortaya çıkaracağı ekonomik zararın altında. Böyle bir durumda bu yanlışı sürdürmek, hem boş yere ciddi miktarda can ve mal kaybına neden olacak, hem de dünya genelinde yaşam koşullarını çok daha güçleştirecek, hatta birçok yeri yaşanmaz hale getirecek. Bunu bile bile hala gerekli dönüşümü başlatmamak sadece insanlar gibi “akıllı (!)” bir canlı türüne yakışır. Umarım bizler de vazgeçemediğimiz alışkanlıklarımızdan vazgeçeceğimiz daha akıllı bir türe evirileceğimiz bir mutasyon geçiririz. Yoksa önümüzdeki yıllar bizler, özellikle çocuklarımız için çok çok zor olacak. Şu son bir yılda “salgın nedeniyle yaşadıklarımız ne ki?” diyeceğimiz kadar zor yıllar olacak.
 
Herkese iyi haftalar diliyorum.