Yüzümüzü Karaçi'kartmadılar

Pakistan'ın en büyük, dünyanın ise 11'inci büyük kenti olan Karaçi'den Eskişehir'e misafir geldi. Gelen misafir de öyle sıradan biri değil, bu dünyanın 11'inci büyük kentinin belediye başkanı Ali Shallwani idi. Karaçi'ye giden seyyahların söz birliği ettiği bir konu var; o da şehrin çok kaotik olduğu. İşte Belediye Başkanı Ali Shallwani bu durumu değiştirmek için bir dizi ulaşım projesi hayata geçirmiş. Yapmak istediği şeylerden biri de hafif raylı sistem oluncu, Eskişehir'in kapısını çalmış. Hani balıklar denizin içinde olduklarını bilmezlermiş ya, bizler de Eskişehir'in içinde olduğumuz ve kentimize dışarıdan bakamadığımız için bazı şeylerin ffarkında değiliz. Eskişehir bir dünya markası hâline geldi. Dünyanın en büyük 11'inci kentinin belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen'in kapısını çalıyorsa, bu durumdan bir Eskişehirli olarak ve hatta Eskişehirliyi de geçtim; bir Türk olarak gurur duymamak elde değil. "Karaçi’de tramvay projesi ile toplu taşımayı rahatlatmayı amaçlıyoruz. Bu kapsamda araştırmalarımız sonucunda Türkiye’de Eskişehir’de gerçekleştirilen ESTRAM Projesi’ni örnek alabileceğimizi tespit ettik. Hem Eskişehir’i yakından tanımak, hem de projeyi incelemek için ekibimizde buraya geldik" diyen Shallwani, Büyükerşen ve ekip arkadaşları tarafından da çok iyi karşılandıklarını belirtmiş. Pakistanlı kardeşlerimizin başımızın üzerinde yeri var. Hele ki gelen misafir Karaçi'nin Belediye Başkanı olduğu zaman akan sular durur. Büyükşehir yetkililerinin, geleneksel Türk misafirperverliğinin en güzel örneklerini sergilediklerine eminim. Nitekim Belediye Başkanı Iftikhar Ali Shallwani ve mesai arkadaşları, olumlu düşüncelerle Eskişehir’den ayrıldıklarını ve proje konusunda ESTRAM ile çalışmaktan mutluluk duyacaklarını belirtmişler. Anlaşılan Büyükşehir yetkilileri yüzümüzü kara çıkartmamışlar. Kendilerini bizi layıkıya temsil ettikleri için kutlarız.

Dolar düştü de ne oldu?
Damat Beyin istifa etmesiyle birlikte para piyasalarının morali yerine geldi ve dolar 1 lira kadar değer kaybetti. Daha doğrusu dolar düşmedi. Zaten dünya piyasalarında da dolar yatay seyrediyordu. Ve yine zaten, eskiden de dolar yükselmiyor, Türk lirası değer kaybediyordu. Şimdi Türk Lirası değer kazanmış oldu. AK Parti'yi destekleyen ve karşı çıkan çevreler, aynı olayı alıp kendi çıkarları doğrultusunda farklı farklı yorumluyor. AK Parti'ye karşı çıkanlar "Dolar düştü de ne oldu?" diyerek ekonominin hâlen kötü olduğunu savunuyorlar. AK Parti'yi destekleyenler ise aynı cümleyi kuruyor, "Dolar düştü de ne oldu?" Bu arkadaşlar demek ki Türk ekonomisinin çok kötü bir noktada olduğunu itiraf ediyorlar. İşin doğrusu dolar kurunun düşmesinin büyük hayırları oldu ülkemize. Türkiye'nin tam 450 milyar Amerikan doları dış borcu var. Şirketlerimiz bu borçlarını ya ödeyecekler yada çoğunluğu fabrikalarının kapısına asma kilidi asacaklar. İkinci ihtimal olmasın diye uğraşmamız lazım. Dolar kurunun 1 lira düşmesi demek, Türk şirketlerinin cebinde fazladan 450 milyar Türk Lirası para kalacağı demektir. Döviz kuru işte bu kadar önemlidir...