YÜRÜMEKLE YOLLAR AŞINMAZ!

YÜRÜMEKLE YOLLAR AŞINMAZ!

2 Eylül 2013 09:58
A
a
Sütiş Eskişehir


Eskişehir’deki Gezi Protestoları sırasında dövüldükten sonra kaldırıldığı ESOGÜ Hastanesinde tedavi görürken hayatını kaybeden 19 yaşındaki Ali İsmail’in ölümüne inanıyorum ki Sayın Valimiz başta olmak üzere hepimiz çok üzüldük. Genç yaştaki bir kişinin ölümü, hele hele anne baba sağ ise evlatlarını kaybetmenin nasıl bir acı olduğunu iyi bilenlerdenim.

İki gün önceki yazımda da belirtmiştim. Kayınbiraderim geride iki çocuk bırakarak vefat etmişti. Eşi, kayın validem-kayınpederim ve çocuklarının ölümün verdiği acıyı üzerinden yıllar geçse de unutamadılar.

Ali İsmail’in anne ve babası da bu acıyı yaşadıkları sürece unutamayacaklar. Unutmaları da mümkün değil.

Peki, günlerden beri Ali İsmail’in ölümünden sonra söylemediği, sanki söylemiş gibi kamuoyuna yansıtılan yazılardan dolayı haksız yere eleştirilen, yargısız infazlar yapılan Valimiz Güngör Azim Tuna, sanki hiç mi bu ölümden dolayı üzüntü duymadı?

VALİMİZ DE BİR BABA

Sonuçta Valimiz Güngör Azim Tuna’da bir baba. Yanlış hatırlamıyorsam Çanakkale’den Eskişehir’e tayini çıktığı günlerde oğlunun düğün hazırlıklarını yapıyorlardı. Yaklaşık 4 ay kadar önce de oğlunu evlendirdi.

Her ne kadar kendi oğlu olmasa bile Ali İsmail’in genç yaşta hem de birilerinin sopalarla öldüresiye kadar dövmesinden sonra aldığı darbeler sonucu ölmesine emin her şeyden önce bir insan olarak üzülmüştür.

Ben Vali Güngör Azim Tuna’nın TV konuşmasının tamamını dinledim. Hem de orijinal kopyadan. ‘Ali İsmail’i kesinlikle polisler dövmedi. Ali İsmail’in dövülme olayları sırasında olay yerinde polis memurları yoktu’ demiyor.

Vali Tuna şunu söylüyor:

Olayın faili veya failleri diyeceğimiz elimizde daha kesin olan delil yok. Bu olayı yapanlar yakınları da olabilir, bir başkaları veya emniyet mensubu da olabilir, esnafta olabilir. Henüz netleşmiş bir durum yok. Bu konuyla ilgili şu anda bir şeyler söylemek mümkün değil. Birileri sorumlu ve zanlı tutmak doğru değil. Üzerine hassasiyetle gidiyoruz. Eskişehir gayet huzurlu bir kent, insanların barış içinde yaşadığı kent, sadece gezi parkı olayları ile ilişkili o günlerde tüm Türkiye’de olduğu gibi burada da hadiseler yaşadık. Bir takım guruplar işi provoke etmeye çalıştılar, hatta yeni aldığımız duyumlara göre yani kendi arkadaşlarına bile zarar verip, bunu; işte polis yaptı, işte süsüne büründürmeye çalışan guruplar oldu, yani bu tür durumlar varken farklı bir görüntü yaratmaya hiç gerek yok.”

Sayın Vali konuşmasında, iddia edildiği gibi, “Bunu yapan kesinlikle Türk polisi değil” cümleleri yok. Yukarıdaki sözlerinin arasından cımbızla çekilerek,’Ali İsmail’i dövenlerin arasında kesinlikle polis yok, kendi arkadaşları dövüp polis süsü verdiler” gibi sözler sarf etmemiş.

SORUŞTURMA SÜRÜYOR

Ali İsmail’in dövülmesiyle ilgili görüntüler adli makamlarda. Görüntüleri izleyen, inceleyen, olay yerinde kimler olduğunu tespit eden Emniyet ve Savcılık, olayla ilgisi olduğu gerekçesiyle içlerinde polislerinde olduğu 5 kişi, ilk sorgularından sonra tutuklandı.

Yargı safhası devam ettiği sürece tutuklu yargılanacak 5 kişiye; ‘Ali İsmail’i ölümüne sebep olan kişiler’ diyemeyiz. Yargı,’suçlu bunlar’ diye karar vermediği sürece.

NEDEN VALİYİ SUÇLUYORSUNUZ?

Ali İsmail’in ölümünden sonra yapılan ve devam eden protesto yürüyüşlerine devlet memurları da destek veriyor. Yürüyüşlere, protestolara katılarak, kendilerine engel olmaya çalışan polislere ellerindeki koca koca taşları atmaktan çekinmiyorlar.

Birileri de çıkıp, devletin polise taş atan, maaşını devletten alan ‘devlet memuru’ koruması altındakileri korumaya çalışıyorlar. O atılan taşlardan birisinin Allah muhafaza, güvenlik görevlilerinin birisinin gözüne, başına isabet etmesi halinde sakat bırakacağını veya ölümüne neden olacağını hiç düşünmüyor musunuz?  

Ali İsmail’in sopalarla dövülmesine, ardından da aldığı darbeler sonucu ölümüne tepki göstereceksiniz, ama ellerinizdeki taşları vatandaşların canına, malına zarar gelmemesi için korumaya çalışanların üzerine atacaksınız?

O zaman Ali İsmail’i dövenlerden ne farkınız kaldı?

Eylemler sırasında, eylemlere destek vermeyenlerin zarar görmemesi için o kişileri korumaya çalışan devletin polisine, devletin kadrolu, devletten maaş alan eylemci memurlarının ellerindeki koca koca taşları fırlatırken hiç mi vicdanları sızlamadı?

Yarın kendisinin, eşinin veya çocuklarının başına bir iş gelse, taş attığı polisten yardım isteyeceği hiç mi aklına gelmedi?

Sen polise taş atarken devletin polisi sana çiçek mi atacak?

Bugün Valiyi suçlayan, eleştiren ve istifa çağrısında bulunanların, 15 Eylül’de yapılacak olan yürüyüşe davet edenlerin, inanıyorum ki yüzde 99’u TV konuşmasını izlemedi, dinlemedi. Sadece birilerinin kulaklarına fısıldadıkları kadar bilgi sahibiler. Sayın Valinin TV konuşmasını kendi kulaklarıyla dinlemiş olsalardı, eminin ki 15 Eylül’deki yürüyüşe destek vermezlerdi!

Herhalde siyasetin duayenlerinden ‘Çoban Sülü-Baba’ lakaplı 9’ncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in; ‘Yollar Yürümekle Aşınmaz’ dediği o meşhur sözünden ilham almış olacaklar ki, birileri yürüyüş eylemlerini ısrarla sürdürmeye çalışıyorlar.

 

*-********

 

 

 

 

 

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi