“Eğri otursan da doğru konuş” derler ya, kulakları çınlasın Vali Bahaeddin Güney’den sonra Yunus Emre gereği gibi anılamadı ve tanıtımı yapılamadı. Bir takım insanlar tarafından eleştirilse de eski valilerimizden Bahaeddin Güney, Birleşmiş Milletlerin duvarına harfleri Eskişehir’in en önemli simgelerinden birisi olan lületaşından yapılmış Yunus Emre’nin ‘SEVELİM SEVİLELİM BU DÜNYA KİMSEYE KALMAZ’ sözünü astırmıştı.
Onun döneminde Yunus Emre’yi anma haftaları dolu dolu geçerdi. İlk gün büyük Halk Ozanı Yunus Emre, mezarının başında anıldıktan sonra üç-dört gün boyunca uluslar arası ‘Yunus Emre Sempozyumu’ yapılır. Bu sempozyuma gerek Türkiye’den gerekse Türk Dünyası ülkelerinden çok sayıda ilim adamları katılırdı.
Ünlü şairlerin katıldığı, ‘Yunus Emre’nin şiirlerini okuma yarışması’, ‘Aşıklar Atışması’ gibi etkinlikler yapılırdı. Uluslar arası ‘Beyaz Altın’ festivali yapılırdı. Bu sayede bugün unutulmaya yüz tutmuş meslek arasında yer olan ‘Lületaşı İşlemeciği’ ve bu vesile ile ‘beyaz altın’ diye isimlendirilen ‘Lületaşı’nı yine tüm dünyaya tanıtılırdı. ‘Gümüş Festivali’ ile Alpu İlçesinde yaşayanların en büyük gelir kaynaklarından birisi olan Gümüş’ten yapılmış takıların tanıtılması sağlanırdı. Bu etkinliklere gerek yurt içinden gerekse yurt dışından çok sayıda katılımcılar gelir, yapılan bu etkinlikler bırakın Eskişehir’i dünyaya taşardı. Son yıllarda içine kapanık kutlamalarla adeta kendimiz çaldık kendimiz oynadık. Bu nedenle yıllar önce ünü Türk Dünyası ülkelerine taşan Yunus Emre, hem yurt içinde hem de yurt dışında nerede ise unutuldu.
Yıllar önce yapılan uluslar arası etkinlikler sayesinde büyük Halk Ozanı Yunus Emre’nin Eskişehir de yaşadığı ve mezarının da Eskişehir’de eski adıyla Sarıköy’de bugünkü adıyla ise Yunus Emre Beldesinde olduğunu kime sorsanız söylerdi.
Bugün bırakın Türkiye’deki diğer illeri, Eskişehir’de hadi gençleri bir kenara koyalım yaşı 20 ile 30 arasında olanlara sorsanız bilen sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Eskişehirliler olarak bu büyük değere yeteri kadar sahip çıkamadık. İşte onun için bazı iller de Yunus’a sahip çıkarak, mezarının kendi illerinde olduğunu, yaşadığını ve hatta hayatını orada kaybettiğini, mezarının olduğunu söyleyenlerde var. Her yıl Eskişehir dışında o illerde anma etkinlikleri yapıyorlar. Baktığımda yapılan etkinliklerin Eskişehir’den çok daha görkemli olduğunu görünce hem kıskanıyor hem de bu değere sahip çıkamadığımız için üzülüyorum.
VALİ KILIÇLAR VE KOÇDEMİR’DE SAHİP ÇIKMAYA
ÇALIŞTILAR YETERİ KADAR DESTEK ALAMADILAR
Hakkını yemeyelim eski valilerimizden Kadir Çalışıcı’da bir şeyler yapmaya çalıştı. Daha sonra bugün Emniyet Genel Müdürü olan Mehmet Kılıçlar’da çok uğraştı Yunus Emre’nin hak ettiği bir anma töreni ve etkinlikleri yapmak için. O yıl anma törenlerine sadece Cumhurbaşkanı Abdullah Gül geldi. Geldi konuştu gitti. Ne katkısı oldu? Diye soracak olursanız, bence kocaman sıfır. Ha geçmiş yıllarda TBMM Başkanları, Bakanlar geldi de ne oldu? Diye soracaksınız. Onlarda aynı. Onlarda sadece konuştular. Sivrihisar’ı geçince de ne konuştuklarını unuttular. Daha sonra ikinci kez Eskişehir valiliği görevine gelen Kadir Koçdemir’de gerek Yunus Emre’nin gerekse Nasreddin Hoca’nın hak ettikleri gibi anılmaları için bir şeyler yapma gayreti içerisine girdi. Özellikle 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti unvanını alan Eskişehirlilerin kutlamalara omuz vermesini bekledi, ancak bu omuzda gelmedi!
Eskişehirliler nedense iki büyük değerimiz olan, Eskişehir’in dışında yukarıda da bahsettim birçok şehrin insanlarının sahip çıkmaya çalıştıkları Yunus Emre ve Nasreddin Hoca’ya sahip çıkmıyor veya çıkmak istemiyor.
YUNUS EMRE OTOBÜSLERDE
Daha oturduğu koltuğu ısıtamayan yeni valimiz Güngör Azim Tuna’da Nasreddin Hoca ve Yunus Emre’ye sahip çıkmak ve özellikle Halk Şairi, Filozof ve yazdığı şiirlerle sevgiyi, dostluğu aşılamak isteyen Yunus’un tanıtımı için kolları sıvamış. Şehirleri arası yolcu taşıyan Eskişehirli firmaların otobüslerinin camlarına değerini bir türlü bilemediğimiz Yunus’umuzun sözlerini yazdırmayı başarmış. İlk aşamada 5 otobüs Yunus’un, ‘Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için, dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik’ sözü ile şehirlerarası yollarda gezecek.
Eskişehirli firmaların otobüslerindeki Yunus Emre’nin bu sözlerini okuyanlar Yunus’un Eskişehirli olduğuna ve bu vesile ile mezarının da bu şehirde olduğundan haberdar olacaklarına inanıyorum.
Sayın Vali Azim Tuna’nın bu uğraşısı bana Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözlerini hatırlattı:
‘Az zamanda büyük işler başardık’.
Sayın Tuna, daha iki aylık süre içerisinde bunu başarabildiyse, ileriki süreç içerisinde daha önemli hizmetlere imza atacağının bir göstergesi olarak yorumluyorum. Bundan sonraki atacağı adımları Eskişehirliler olarak sabırsızlıkla bekliyoruz.
‘BENDE ADAYIM’
Yunus Emre Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanı Refik Pehlivan ile karşılaştım dün. ‘Oda Seçimleri’ ile ilgili yazımı okumuş. Diğer odalarla ilgili aday olabilecek isimler hakkında konuştu. Ancak ben bu isimleri teyit ettirmeden yazmadım.
Ancak kendisine çevreden iki-üç aydan beri Kahveciler Odası’na başkanlık için aday olması konusunda baskı geldiğini söyledi Refik Pehlivan. Ekrem Birsen’in ESOB Başkanı olmasıyla koltuğu devralan Zeki Çoban, Yunus Emre Esnaf Kefalet’in başkanlık koltuğunu kaptırdığı Refik Pehlivan’ı oda seçimlerinde sandıkta mı bırakacak yoksa bu koltuğunu da teslim edecek?
Seçimler 2014 yılının Ocak ile Mart ayı sonuna kadar yapılması gerekiyor. Ancak Mart’ta mahalli seçimler var. Bu nedenle bakanlar kurulu kararıyla seçimlerin ya iki ay erkene alınacağı ya da mahalli seçimlerin sonuna bırakılacağı da konuşuluyor.
Baktığımda bu seferki oda seçimlerinin daha çekişmeli ve birden fazla adayların çıkacağını görebiliyorum.