Mayıs geldi mi Yunus Emre'yi hatırlıyoruz...
Anıyoruz!
Peki niçin Mayıs ayında anıyoruz, bilen var mı?
Çünkü o tarihte topraktan çıkardık ve yeniden toprağa gömdük de ondan!
Nasıl mı, anlatayım...
Mihalıççık'ın Sarıköy ilçesinde bulunan Yunus Emre'nin mezarı bugünkü yerinde değildi. Zaten köydeki zaviye ve türbe Kurtuluş Savaşı yıllarında Yunanlılar tarafından yakılıp, yıkılmıştı...
Tren hattının mezarın üzerinden
geçeceği anlaşılınca, mezarın 100 metre sağa kaydırılmasına karar verildi.
Hükümet, mezar kaydırılırken hiç bir tören yapılmamasını istedi.
Yunus'un mezarı açıldı...
Çıkan iskeletin bir eli kalbinin üstündeydi.
Bir eli başının altında...
Uzmanlar kafatasını inceledi,
iskeletin 6 yüzyıl öncesinde yaşayan bir Türkmen'e ait olduğu açıklandı...
Kafatası, kemikler ve iskelet saygıyla sandukaya konuldu.
6 Mayıs 1949 tarihinde nakil töreni yapıldı.
İşte biz bu nakil töreni nedeniyle her
6 Mayıs tarihinde Yunus Emre'nin mezarına gidip, dua ediyoruz...
Nakil işlemi gizlilik içinde yapılacaktı...
Ancak tam nakil sırasında Eskişehir başta olmak üzere
Bolu, Ankara, Sakarya, Konya ve Afyon'un il ve ilçelerinden binlerce kişi mezara doğru harekete geçti.
Gizli yapılması gereken nakile onbinlerce kişinin katıldığı söylenir.
Yunus yeni mezarına dualar ve tekbirlerle defnedilir.
Yıllar önce devlet “nakil işlemini” gizli yaparken binlerce kişi dağlardan, tepelerden koşarak Yunus'a geliyordu...
O yıllar 2. Dünya savaşı yeni bitmiş.
Yoksulluk var...
Dahası devlet ve Jandarma korkusu da çoktu...
Uzun yıllar sonra ilk kez 2020’de Anadolu halkının olmadığı bir törenle Yunus mezarı başında anıldı.
MEZAR 1970'DE BİR KEZ DAHA TAŞINDI
11 yıl sonra...
Yunus Emre'nin mezarı
24 Mayıs 1970 tarihinde bir kez daha taşındı...
Ama bu kez halktan gizlenmedi...
Sanduka mezardan çıkarıldı...
O törene de onbinden fazla kişi katıldı.
İlahiler, dualar ve gözyaşları içinde yeni kabrine getirildi.
Yeşil bir çuhaya sarılı cenazeye vatandaşlar yüz sürmek için adeta birbiriyle yarıştı...
Dönemin valisi Mustafa Karaer, kalabalığa bir konuşma yaptı...
Dönemin Milli Eğitim Bakanı
Orhan Oğuz da törene katılanlar arasındaydı. Cumhurbaşkanı
Cevdet Sunay, Başbakan Süleyman Demirel'in gönderdiği telgraflar okundu…
İLİM İLİM BİLMEKTİR!
İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin,
Ya nice okumaktır.
Okumaktan mani ne?
Kişi Hakkı bilmektir,
Çün okudun bilemedin,
Ha bir kuru emektir.
Okudum bildim deme,
Çok taat kıldım deme,
Eri hak bilmez isen,
Abes yere yelmektir.
Dört kitabın manisi,
Bellidir bir elifte,
Sen elifi bilmezsin,
Bu nice okumaktır?
Yiğirmi dokuz hece,
Okursun uçtan uca,
Sen elif dersin hoca,
Manisi ne demektir?
Yunus der ki: Ey hoca,
Gerekse var bin Hacca,
Hepisinden iyice,
Bir gönüle girmektir.
*Yunus Emre’nin şiirleri bir derya! Herkesin beğendiği Yunus Şiiri vardır. Ben beğendiğim Yunus şiirlerinden birisini sizinle paylaşmak istedim…
GİTMEYENLER
MUTLAKA UĞRAMALI!
Yunus emre Müzesi Mihalççık ilçesinde 1974 yılında ziyarete açıldı. Yunus Emre’nin muzarı taşındıktan sonra yapılan yeni mezar
13. Yüzyıl Selçuklu mimarisi üslubunda yapılmış, rumi, palmet dekorlu mezar lahti birbirlerine kemerlerle bağlanmış,
sekiz sütunlu etrafı açık anıt mezarın ortasına yerleştirilir.
Anıt mezarın bulunduğu yere 1982’de bir kültür evi, cami ve şadırvan eklendi. Aynı zamanda buraya Yunus Emre’nin bir de heykeli konuldu. Kültür Evinde kurulan müzede
ise Yunus Emre’yi tanıtan kitaplar, Yunus Emre’nin dörtlüklerini içeren levhalar sergileniyor