İki ay önce Eskişehir’i ilgilendirdiğini düşündüğüm bir haber vardı. Phebus Müzayede Evi tarafından 24 Kasım 2024’te bir aile tarafından 50 bin dolar (1 milyon 775 bin) açık artırmayla satışa çıkarılan ve 700 senelik olduğu düşünülen elyazması Yunus Emre Divanı sanat camiasında dikkat çekmişti.
İki ay önce Eskişehir’i ilgilendirdiğini düşündüğüm bir haber vardı. Phebus Müzayede Evi tarafından 24 Kasım 2024’te bir aile tarafından 50 bin dolar (1 milyon 775 bin) açık artırmayla satışa çıkarılan ve 700 senelik olduğu düşünülen elyazması Yunus Emre Divanı sanat camiasında dikkat çekmişti.
Divanın bu şekilde ortaya çıkması ardından kültür sanat camiasından “Devlet alsın” çağrısı geldi. Bu çağrıların ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın rüçhan hakkıyla satın almak için harekete geçti.
Bakanlığın satın almak için görevlendirdiği kurul, Divan’ın değerini, 750 bin TL (yaklaşık 21 bin dolar) olarak belirledi. Ancak eser sahibi aile bu fiyatı yeterli bulmadı. Yaşanan anlaşmazlık sebebiyle eserin fiyatının tekrar değerlendirilmesi için mevzunun bir üst kurula taşınmasına karar verildi. Eğer aile üst kurulun incelemesi sonrası Bakanlığın yapacağı yeni teklifi kabul etmezse eser, müzayede ile sıradan kişilere satılabilecek.
…/…
Şunun için yazıyorum. Bu eserin gerçek yeri Yunus Emre’nin doğduğu topraklar olan Eskişehir’dir. Bu eseri barındırabilecek önemli müzelerimiz var. Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, eserin Eskişehir’e kazandırılması için öncülük yapabilir.
Dahası “bu bir görevdir”
Eserin sahibi olan Aile ve bakanlık yetkilileri ile harekete geçilebilir.
Yunus Emre’siz bir Eskişehir, Eskişehirsiz bir Yunus Emre düşünülemez!
Hatırlarsınız 4-5 yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla Venedikli ressam Gentile Bellini'ye ait olduğu bilinen Fatih Sultan Mehmet portresini Londra'da yapılan açık artırmada 935 bin sterlin (yaklaşık 8 milyon lira) ödenerek satın almıştı…
Eskişehir, bunu bir fırsat olarak görmeli ve değerlendirmeli!
EMEKÇİLERİN HAZİN HİKAYELERİ
Şevval Şahin…
Hayatının baharında…
1.5 ay önce Grand Kartal Otel'de garson olarak işe başladı. Yangın başladığında babası ile telefonda görüntülü konuştu…
-Ne yapması gerektiğine birlikte karar verdiler…
Bekleyecek mi, atlayacak mı?
Ortak karar alıyorlar ve Sevval Şahin 12. Kattan aşağıya atlıyor.
Ağır şekilde yaralanıyor. Daha sonra da yaşamını yitiriyor…
…/…
Esra Nazik 25 yaşında! Kartalkaya'da yanan otelde 1 ay önce işe başladı. Aşçı olarak çalışıyordu…
Babasının gözyaşları dinmiyor:
-Kızım daha çok gençti, diyor…
Ve Nazik ölmeden önce elinde telefonla birkaç yeri arıyor ve şöyle diyor:
-Yanıyoruz neredesiniz?
Tatilcilerin hazin hikayelerini dinliyoruz. Emekçilerin de hazin hikayeleri var!
BAKANIN 10 GÜNÜ!
Kartalkaya faciasının ardından kimse gerçek suçlunun kim olduğuna odaklanmıyor. Herkes suçu bir başkasına atma gayretinde!
Milletçe karalar bağladığımız böyle bir günde bile insanlar kutuplaştırılmak isteniyor. Bu bakımdan İç İşleri Bakanı Ali yerlikaya’nın açıklamalarını önemli buluyorum…
Facia her yönü ile aydınlatılacak ve sorumlular ortaya çıkarılacak!
Bakan bunun için 10 günlük bir süre vardı…
Bakanın bu açıklamalarına inanmak ve güvenmek istiyoruz. Sürüncemede kalmadan sorumlular suçlular bir an önce yargı önüne çıkarılmalı!
KENDİNİZ ALIN!
1925'te Nobel Edebiyat Ödülü alan İrlandalı yazar George Bernard Shaw’ın bir çok sözü var ve çoğu kez rastlıyoruz…
Shaw şöyle diyor:
-Hiçbir şey ayağınıza gelmez, en azından iyi olan hiçbir şey. Her şeyi gidip kendiniz almanız gerekir!
…/…
Beklemeyi seçenler için kötü haber. Arayıp, bulmanız ve almanız gerekiyor. İyi ve iyilik çok değerli!
GÜNÜN SÖZÜ!
İnsanlar" paranın peşinden o kadar hızlı koşuyor ki, "ahlakın" arkadan yetişmesi mümkün değil. Ali Şeriati