İYİ Parti Türkiye genelinde olduğu gibi Eskişehir'de de kongre sürecine girdi. Bunun ilk ayağı olan delege seçimleri Tepebaşı ve Odunpazarı ilçelerinde gerçekleştirildi
İYİ Parti Türkiye genelinde olduğu gibi Eskişehir'de de kongre sürecine girdi. Bunun ilk ayağı olan delege seçimleri Tepebaşı ve Odunpazarı ilçelerinde gerçekleştirildi. Seçilen bütün delegeleri tebrik ederiz, seçilemeyenlere de üzülmemelerini, bir dahaki seçimlerde daha çok çalışmalarını tavsiye ederiz. Nihayet bir seçime giriyorsanız kazanmak gibi kaybetmek de vardır. Söz konusu seçimleri üç açıdan değerlendirmek mümkün. Birincisi seçimler son derece huzurlu bir ortamda gerçekleşti. Hiçbir delege adayı bir diğerinin karaciğerine yumruk atmadı. İl Başkan Yardımcıları, muhaliflerinin kafasında sandalye paralamadı. Demek ki "Demokrasi kavga getirir" söylemleri gerçekleri yansıtmıyormuş. Sadece çarşaf liste uygulaması bile özlediğimiz ve âdil bir uygulamaydı. Üstelik delege adayı olabilmek için de, yalnızca parti üyesi olmak yeterliydi. Hiçbir partili delege adayı olmak için birilerinin desteğini almak zorunda değildi. Başta CHP'liler olmak üzere bütün partilere demokrasiyi tavsiye ederiz; İYİ Parti'yi örnek alsınlar. İkincisine gelince... Şimdi "İyi anladık da kardeşim, kim İl Başkanı olacak?" dediğinizi duyar gibiyim. Tabii İl Başkanının kim olacağını öğrenmek için önce 15 – 16 Şubat'ta yapılacak Tepebaşı ve Odunpazarı seçimlerinin sonucunu beklemek lazım. Bir de kırsal ilçe seçimleri var.
Daha sonra ise 22 Mart'ta yapılacak seçimlere bakacağız. Bu sürece kadar köprünün altından daha çok sular akar. Bazı delegeler kuvvetlerini pazarlık unsuru olarak kullanır ve yönetimlerde yer almak ister. Yönetimlerde yer alamayanlar küsebilir ve karşı tarafa geçebilir. Ancak delege yapısına bakarak mevcut İl Başkanı Mehmet Ektaş'ın ipi göğüslemeye yakın isim olduğunu söyleyebilirim.
Muhtemelen yine mevcut Odunpazarı İlçe Başkanı Zafer Tuna ve Tepebaşı Başkanı İsmail Türk de amaçlarına ulaşacaktır. Ancak nasıl bir yönetim kuracaklarını şimdiden söylemek güç. O yönetimlerde kimler olacak? Bu da – kamuoyunu fazla ilgilendirmese de – önemli bir konu. Yani seçimler bitmedi. Süreç hâlen devam ediyor. Gelelim üçüncüsüne... Delege seçilmek için her partilinin, kendi mahallesindeki partilileriyle irtibata geçmesi lazım. Her birini telefonla aramaları, oy istemeleri, küçük de olsa bir seçim çalışmaları yapması gerekiyor. Bu çalışma partililerin birbirlerini tanımalarını, belki birbirlerinin evine ziyaretlerde bulunmalarını sağlar. Dava arkadaşlıkları kişisel arkadaşlıklara dönüşür. İşte böyle bir seçim çalışması yürüttüğünüz vakit, mahallelerdeki teşkilatlarınızın da önünü açmış oluyorsunuz. 31 Mart seçimleri gösterdi ki İYİ Parti'nin – En azından Eskişehir'de – mahalle teşkilatlanması zayıftı. Meral Akşener'in rüzgarıyla parti belli bir oy alabilir. Ancak parti iktidara gelmek istiyorsa aldıkları oyu üçe veya en azından iki buçuğa katlamalı. Yüzde 25'in altında bir oyla, iktidarın hayalini bile kurmasınlar. Hatta yüzde 30 civarında bir oyla bu hayallere başlasınlar. Muhtemelen CHP ve MHP seçmeninden alacakları oyun sınırına ulaştılar. Her iki partiden yüzde 1'lik toplam oy İYİ Parti'ye ya geçer ya geçmez. HDP seçmeninden ise zaten oy beklemesinler. Dolayısıyla İYİ Partililerin küskün AK Parti seçmeni üzerinde çalışması gerekiyor. Bu da sağlam mahalle teşkilatlarının kurulmasıyla mümkün olur. Sanırım delege seçimleri böyle bir teşkilat yapısının ilk adımının atılmasına neden oldu...