İster sürücü olun ister yaya. Bu şehir de sıkıntısız yürüyorum ya da araç kullanıyorum diyen var ise yalan söylüyordur.
Trafik sıkışıklığı, hatalı parklar falan değil mesele tabi onlara da değineceğim ama asıl sıkıntı asfaltlar.
Kırk yamalı bohça gibi oldu şehrin her tarafı. Çukur çukur üstüne, engebe, doğal kasis, yamalardan kaynaklanan küçük tepecikler v.s v.s. Hele son zamanlarda asfalt renginde ilginç bir kaplama kullanılıyor, bastığı anda insanı zıplatan garip bir malzeme o da cabası.
Hem Büyükşehir, hem Odunpazarı hem de Tepebaşı sayfa sayfa şu kadar asfalt yaptık demesin bana kalırsa, çünkü ortada ne asfalt var, ne de düzgün bir yol.
Belediyeler eskiden sadece asfalt yapıp, çöp topladıkları ve sosyal belediyecilikten uzak kaldıkları için eleştirilirdi. Şimdi sosyal belediyecilik yapmaktan sanki asli görevlerini unutmuşa benziyorlar. Ya gerçekten yapılan çalışmalarda kullanılan asfalt çok kalitesiz ya da çukurları yamamaktan başka bir çalışma yapılmıyor. Bu konuyu sıradan zannedip kulak arkası yapanlar herkesin bu dertten muzdarip olduğunu sakın unutmasın.
PARALI YA DA PARASIZ, PARK EDİLMESİN…
Park sorunu malum Eskişehir’in daha doğrusu caddelerin ve sokakların otopark gibi kullanılması sorunu var. Son günlerde paralı olan bazı caddeler var ve sanki paralı olması o caddedeki sıkışıklığı gideriyormuş gibi bir intiba oluşuyor kimilerinde.
Ben aksini düşünüyorum. Paralı ya da parasız cadde üzerinde bırakın ikinci sırayı, ilk sıranın bile park için uygun gibi gözükmesi beni rahatsız ediyor.
Belediyenin amacı caddelerde park sorununu aşmaksa neden bu yolu tercih ediyor. Zira paralı olması park edilmemesi için sebep değil. Şayet para kaynağı yaratmaksa da hatalı bir tercih.. Kaynak yaratmak için insanların zaten sıkıntılı olduğu bir durumu kullanmak bana etik gelmiyor.
Çözüm için belki ilkel bir düşünce ama bazen kaçınılmaz oluyor ağır cezalar. İnsanları otopark kullanmaya teşvik etmek için mutlaka ceza uygulanması gerekiyor. Kimse emniyet onca araçla uğraşamaz buna ne çekici bulunur ne de personel demesin. Cezalardan elde edilecek gelirin küçücük bir kısmıyla tüm bunlar özel şirketlere bile yaptırılabilir. Yani bu durum için personel ya da kaynak yetersizliği geçerli bir sebep değil sadece bahane.
DEMEK Kİ DAHA ÇOK YOL ALMAMIZ LAZIM
Aslında çok zaman olduğu gibi methiyeler dizip, Eskişehir’in ne kadar modern ve kusursuz bir şehir olduğunu yazabilirdim. Ama bu iyi bir dosta yapılan büyük bir kötülük olur. Eksikleri yazdığımız kadar düzelir, kusurları bulduğumuz kadar yükseliriz. Her fırsatta Avrupa standartlarından bahsederken ayağımızı yere sağlam basmak lazım. Bunun için de sağlam yollar gerekiyor. Ama görünen o ki şimdiki haliyle devam edersek Avrupa şehri olmak için “daha çok yol almamız gerekiyor”