Yine Eskişehirli Bakan yok...

Ankara kulislerinden gelen bilgiler, kabinede köklü bir değişimin yaşanacağını belirtiyor. Zaten nicedir Sayın Cumhurbaşkanımızın bir yurt gezisine çıkacağı dile getiriliyordu. Aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı olan Sayın Erdoğan'a son zamanlarda pek çok şikayetlerin gittiğini biliyoruz. Gelen şikayetlerin ekseriyeti başkanlık sisteminin çalışmıyor olması üzerine.

Partiyle uzaktan yakından alakası bulunmayan kişilerin bakan olması, milletvekillerinin hiçbir sorunu çözememesi büyük sorunlar. İşin doğrusu başkanlık sistemi yürümüyor ve en büyük zararı da AK Parti'ye veriyor.

Nitekim parti içinden bazı önemli isimler ayrılarak Gelecek ve DEVA Partilerini kurdular bile. Şimdilik dar kadro hareketi olan bu partilere teşkilatların akışı engellendi. Sonuç olarak belediye seçimlerinde sağlam bir tokat yeseler de iktidar nimetleri hâlen bazı kişileri partide tutmaya yetiyor. Ayrıca başka bir partiye geçip muktedirleri kızdırmak ve 'FETÖ'cü' diye hapse atılmak riskine kimse girmek istemez. Ancak parti tabanının için için kaynadığı bizim bile kulağımıza geliyorsa, Sayın Erdoğan'ın kulağına da elbette gidiyordur.

Son olarak Avrasya Araştırma'dan Kemal Özkiraz, Cumhurbaşkanının parti içindeki çözülmeyi engellemek için bir geziye çıktığını ileri sürdü. Demek Sayın Erdoğan'ın sağduyusu da olmasa AK Partililer bir çılgınlık yapıp, erken seçim isteyecekler...

Tabii bu seyehat öncesinde kabinede köklü bir değişiklik yapılıp, teşkilatların gazının alınması da düşünülüyormuş.

Öncelikle Sabah Gazetesi'ne göre "Asrın en büyük ekonomisti" olan Berat Albayrak'ın Dışişleri Bakanlığına kaydırılacağı konuşuluyor. Allah hakkımızda hayırlısını versin... Yerine de Adnan Bali'nin geçeceği konuşuluyor. Yani yine 'Kabinede AK Partili Olmayanlar' dönemi devam edecek anlaşılan...

Tabii Sayın Adnan Bali'nin, hayatı boyunca bir bankada veznedarlık bile yapmamış bir kişiden daha kötü bir performans çizmeyeceğinin hepimiz farkındayız. Ancak hazinemiz de tam takır olmuş durumda. Bu durumda Bali'nin 'İş Bankası'nın Elde Son Kalan Kasalarından Sorumlu Devlet Bakanı' olup olmayacağını birlikte göreceğiz...

En önemlisi icracı bakanlıkların başına eski Başbakanlarımızdan Binali Yıldırım "Başkan Yardımcısı" olarak geçirileceği. Diğer Bakanlıklarda ise Başkan Yardımcılığı görevi Süleyman Soylu'ya verilecekmiş.

Şimdi diyeceksiniz ki, "Nasıl yani? Dışişleri Bakanlığı icracı değildir. Orası da mı Süleyman Soylu'nun sorumluluğunda olacak?" Yok yok merak etmeyin. Yanlışlıkla 'Omuz atma'ların önüne geçmek için Dışişleri Bakanımız doğrudan kayınpederlerine bağlı olacakmış...

İşin özeti damadımızın kolu kanadı kırılmış, ancak kurda – kuşa da yem edilmemiş. İstanbul hezimetinden sonra Binali Yıldırım, Affı Şahaneye mazhar olmuş. İç mücadeleyi ise Süleyman Soylu kazanmış. Yani Süleyman Soylu'yu sevenler sevinebilir. Sayın Soylu'yu yalnızca adı – sanı olmayan troller sevmiyor. Gurbet ellerde ta uzaklarda, Karadağlarda bile sevenleri var.

Kimileri bu dediklerime, "Dedikodu" diyebilir elbette. Hani "Gemi var, gemicik var" demiş ya atalarımız; hah işte!... Gazetecilikte de dedikodu vardır, dedikoducuk vardır. Bu anlattıklarımız da 'dedikoducuk'... Yakında neyin doğru olup olmadığını hep birlikte göreceğiz nasıl olsa. Ancak şurasını kesin olarak söyleyebilirim; yeni dönemde Bakanlar Kurulu'na bir Eskişehirli olarak yine uzaktan bakacağız. Avucumuzu yalayacağız anlayacağınız. Bu durumda Eskişehirli iktidar vekillerinin, "Bari üç dönem kuralı esnetilse" diye dua etmekten başka çaresi kalmayacak...

Tabii kabine değişikliğinin hiçbir derde deva olmayacağını da söylemeliyim. Açık konuşacağım; parlamenter sisteme geri dönmeyen hiçbir çözüm işe yaramayacaktır. Bu arada sukut-u hayale uğrayan, "Üzerimi çizecekler" diye endişe eden bazı milletvekillerinin de yeni partilere geçtiğini görebiliriz. Sözüm meclisten dışarı...