Cumartesi ve Pazar günü Eskişehir hareketli bir gün daha yaşadı. CHP’li 234 belediye başkanı Eskişehir’in misafiri oldular. Yılmaz Büyükerşen, Kazım Kurt ve Ahmet Ataç iyi bir ev sahipliği yaptılar.
Toplantıda belediye başkanları Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in ‘Çatı’ Cumhurbaşkanı adayı olmasını önermişler. Yılmaz Büyükerşen’e Cumhurbaşkanlığı yakışır. O yüce ve şerefli görevi de layıkı ile yapar. Hem de herkesi kucaklayan, herkese eşit mesafede bakan bir Cumhurbaşkanı olur.
Lakin Cumhurbaşkanlığı Türkiye’de ilk kez halkın oyu ile seçilecek. Yılmaz Büyükerşen’i Türkiye’de tanımayan pek az bir kesim olduğuna inanıyorum. Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kadar tanınıyor. Ondan zerre kadar şüphem yok. Lakin daha 2,5 ay önce bu ülkede seçim yapıldı. Seçim sonuçlarını gördük. 81 ilin 47’sinde AK Parti, 14’ünde CHP, 10’unda BDP, 8’inde ise MHP Belediye Başkanlığını kazandı. Tüm belediyelerin yüzde 59,07'sini Ak Parti, yüzde 17'sini CHP, yüzde 12,27'sini MHP, yüzde 7,25'ini BDP alırken bağımsız oranı yüzde 0,43'te kaldı. Seçimlere giren diğer partiler de belediyelerin yüzde 4,19'unu kazandı. 30 Mart'ta yapılan ve ardından bazı bölgelerde yenilenen bin 395 birimdeki seçim sonuçlarına göre Ak Parti, 824 belediyede seçimin galibi oldu.
Ortada böyle bir tablo mevcut iken Yılmaz Büyükerşen’in sadece CHP’nin değil HDP veya BDP’nin dışındaki tüm partilerin desteğini alsa bile Cumhurbaşkanı seçilmesi çok ama çok zor. Hele hele karşısında Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan var ise.
30 Mart’ta çıkan tablo tam tersi olsaydı. Yani CHP Türkiye’de yüzde 46 ile birinci parti olsaydı tablo bugünkünden farklı olurdu. İşte o zaman Yılmaz Hoca er meydanına çıkar, rakip kim olursa olsun çarpışır ve o seçimden galip olarak çıkabilirdi.
Ak Parti’nin hala üstünlüğü! Var iken Yılmaz Büyükerşen’e ‘Cumhurbaşkanı adayı ol’ demek hocayı aslanların önüne yem olarak atmaktan farksız olmaz. Yılmaz Hoca bir marka, bir ekol. Ama hocayı özellikle batı, orta, güneydeki illerde yaşayanlar tanıyor, biliyor. Karadeniz’deki illerin de bazılarında tanınıyor. Ancak doğu ve güneydoğu illerinde tanınmışlığının çok fazla olduğunu sanmıyorum. Özellikle de bu illerin kırsallarında.
İki aylık propaganda dönemini Yılmaz Hoca’nın kendisini tanıtması açısından çok kısa bir süre olarak görüyorum. Başbakan Erdoğan’ın altında uçağından tutun helikopteri ve her türlü ulaşım aracına seçim dönemi içerisinde çok rahat sahip olacağını düşünürsek, Yılmaz Hoca bu imkanlardan hangisine sahip olabilecek.
İyi niyetlerinden zerre kadar şüphem yok. CHP’li belediye başkanları Türkiye’nin bir numaralı koltuğunda Yılmaz Büyükerşen gibi daha çağdaş, daha modern, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında tanınırlığı olan tarafsız, adil ve 76 milyonu da kucaklayacak bir ismin oturmasını istiyorlar.
Ama madalyonun birde tersine bakmak lazım. Eskişehir’de rekor üzerine rekor kıran, atama yerine seçimle iş başına gelen belediye başkanları içerisinde ilk kez üst üste dört kez seçilmiş bir isim olan Yılmaz Büyükerşen, ola ki Cumhurbaşkanı seçilemezse görevine geri dönememe tehlikesi ile karşı karşıya kalacak. Diyelim ki döndü. Büyükşehir Belediye Meclisinde sayısal çoğunluğu ellerinde bulunan Ak Partililer pişirip pişirip bunu önüne koyacaklardır.
Ben şahsen Yılmaz Büyükerşen’i tanıyabildiysem, seçileme riskinin daha yüksek olduğu bir ateşten gömlek giyerek “Cumhurbaşkanlığı seçimi yarışında bende varım” demez.
Çünkü o Eskişehir aşığı. Eskişehirlilerde ona âşık. Bu karşılıklı aşk, sevgi daha yenilerde bir kez daha perçinlenmişse Yılmaz Hoca, ”bu aşk burada bitti” diyerek yeni bir sevgili, yeni bir macera arayışına girmek için Eskişehir’i terk etmez. Kemal Kılıçdaroğlu ve 234 CHP’li belediye başkanı ‘gaz’ verse bile.
Ak Parti’de isim çok…
Eskişehir’den sorumlu Koordinatör Milletvekili M. Ali Okur, Eskişehir’de kendisiyle görüşmek isteyen partili partisiz herkesle görüşüyormuş. Bu görüşmeler sonunda, ’Kimi il başkanı olarak görmek istersiniz? Bana üç isim verin’ diye de soruyormuş.
M. Ali Okur ile görüşenler kendilerinin il başkanı olarak görmek istedikleri söylemişler. Herkes farklı farklı isimler söylemiş.
Dün Ak Partili bir dost ile karşılaştık.
‘Sadi bugünlerde hiç partiye gittin mi? Kimleri görüyorsun?’ diye sordu.
“Bugünlerde değil 30 Mart yerel seçimlerinden beri Ak Parti il binasına adım atmadım. Zaten geçmişte de eğer basın toplantısı var ise veya milletvekillerinden birisiyle görüşeceksem giderdim. O nedenle parti binasına kimler giriyor, kimler çıkıyor bilmiyorum. Kaldı ki beni de ilgilendirmiyor. Partinin ne üyesiyim ne de delegesi’ dedim.
‘Peki, kimler girip çıkıyor, sen biliyorsun herhalde?’ diye sordum.
“Evet, partinin kuruluşunda büyük emekleri geçmiş, il başkanlığı, merkez ilçe başkanlığı, yönetimlerde görev yapmış herkes gelip gidiyor. Bu insanlar düne kadar partinin kapısından içeriye adım atmayı bırak önünden bile geçmiyorlardı. Hepsi de bir şekilde uzaklaştırılmışlardı’ dedi.
Doğru. 12 yıl önce partiyi kuranlar, temelini atanlar bir şekilde küstürülmüşlerdi. Kendilerine yapılan etkinlikler için davetiye gönderilmiyor, mesaj bile çekilmiyordu. O nedenle Ak Parti Eskişehir’de giderek erimeye başlamıştı. 30 Mart’ta belediye başkanlığı seçimi yerine milletvekilliği seçimi yapılmış olsaydı Eskişehir’deki milletvekili sayısı ikiye düşerdi. Eğer 2015 seçimlerine kadar geçmişteki birlik beraberlik sağlanamaz ise üç olan vekil sayısı ikiye düşme ihtimali yüksek.
Koordinatör Milletvekili M. Ali Okur, Eskişehir’de yaptığı görüşmeleri özetleyerek il başkanı olabilecek isimleri Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’ya rapor edecekmiş. Soylu’da bu raporu inceleyip kısa bir özet haline getirip Genel Başkan Revep Tayyip Erdoğan’a verecek. İl Başkanının kim olacağına Erdoğan karar verecek.
Dosyadaki isimler kimler? İsim çok. Ertuğrul Dindar, Fikret Dönmez, Osman Yüksel, Ahmet Yapıcı, Mustafa Birsen, İbrahim Poyraz, İbrahim Atıcı, Dündar Ünlü ve Hasan Singil.
Bu isimler arasında Osman Yüksel, Dündar Ünlü ve Hasan Singil ismi daha çok öne çıkmış. Bu hafta içerisinde en geç hafta sonunda atama yapılacak. Bakalım bu isimler mi yoksa yine çok eleştirilen bir vakfın önerdiği isim mi il başkanı olacak?