Dün bir okurum mail atmış. Ak parti kurmaylarını ağırladığımız programda stadyum başta olmak üzere diğer hizmetlerde çok iyimser davrandığımızı ve Eskişehir’e gerçekte bir şey kazandırılmadığını dile getirmiş. Hatta size yakıştıramadım diye bir not yapıştırmış sonuna.
Kendisine teşekkür eden bir mail yazdım ve cevabını köşemde alacağını ilettim sayın: İsmail Yöndem isimli CHP’li olduğunu iletmiş okuruma. İşte o cevap.
Öncelikle Eskişehir’de hizmet konusunda hükümetle yarışacak tek bir makam vardır. Hatta tek isim. Bu CHP değil Yılmaz Büyükerşen ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesidir.
Henüz Akparti’nin A’sı bile yokken var olmakla övünen CHP’li dostlar ne yazık ki bugün çok eleştirdikleri hizmetlerden birini bile kazandırma övgüsüne erişememişler bu şehirde.
Birkaç senedir konuştuğumuz konuların başında geliyor yeni stadyum, yeni gar binası, yeni hastane ve bu konuda çeşitli yorumlar yapılıyor farklı açılardan.
Şöyle bir baktığımızda bu konuşulan konuların yapım yıllarına
Eskişehir Atatürk Stadyumu 1952
Eskişehir Gar Binası 1953
Eskişehir Yunusemre Devlet Hastanesi 1963
Yani yarım asır önce yapılmış şehir de birer tane olan hizmetler bunlar.
Yıl 2012 ve biz 50 yıldan daha önce yapılmış bazı şeylerin yerine yenilerinin yapılacağını konuşurken, birileri bunca senedir neden bu tür hizmetler üretmediklerini atlayarak yapılan hizmetlerin yanlış olduğunu dile getiriyor.
Onu bunu bilmem ama tek bildiğim Eskişehir için birileri bir şey yapıyorsa ona Eskişehirli olarak teşekkür etmemiz gerektiği gerçeği. Bu teşekkür bir erdemdir ve edilenden çok edeni yüceltir. Hep diyorum siyaseten değil de mantıkla siyaset yapıldığında işler çok daha kolay olacaktır ama nerede o günler.
Bazı hizmetler yapılırken kim yaparsa yapsın, nasıl yaparsa yapsın bazı tartışmalar olacaktır.
Stadyum mevcut yerinde yapılmıyorsa nereye yapılırsa yapılsın getirim kaygısı olacaktır. Aynı durum gar binası ve hastane ya da başka bir hizmet içinde geçerli.
Ha illa bir tartışma konusu gerekiyorsa bence bu yapılan hizmetin yeri değil ismi olmalı?
Kapasitesinin gereğinden fazla olup olmayacağı ya da Sazova’ya yapılacak stadyumda Atatürk isminin durup durmayacağını soralım iktidar vekillerine ama o soruyu sormak içinde görünen o ki daha çok zamanımız olacak. Şimdilik bize düşen “Yiğidi öldürmek ama hakkını vermektir”.