ESOGÜ rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Arslantaş, ESOGÜ Kurumsal İletişim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Oytun Meçik, ziyaretimize geldi…
Rektör Şenocak’ın söyledikleri, gazetelerimizde detaylı olarak yer aldı!
Şenocak’ın anlattığı bir olay, toplumun geldiği ruh halini anlatması bakımından oldukça önemli olduğunu düşünüyorum…
Rektör Şenocak şöyle düşünmüş:
-Bizim üniversite rektörlüğünün önü bomboş, taş. Bu alana estetik kazandıralım diye mimarlığa proje çizdirdik. Orayı yeşillendirelim, öğrenciler dersten, kütüphaneden çıktığında yeşilliğin altında otursun çayını, kahvesini içsin.
Bu düşüncelerin ardından 3 proje çizilmiş…
Rektör, bu kez “Demokratik olsun, öğrenciler kalacak yerleri kendileri beğensin.” Önerisini getirmiş…
Sosyal medyada oylama yapılmış…
Gelen yorumlardan biri şöyle:
-Siz yeşili yok etmeyi seversiniz!
Rektör Şenocak küplere biniyor haliyle…
Diyor ki:
-Orası beton. İnsan önce projeye bakar. Bir ön yargı var.
…/…
Einstein bile ne demiş:
-Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan zordur!
Rektörümüzün işi kolay değil!
MEŞELİK KAMPÜSÜ’NE MEŞE!
Osmangazi Üniversitesi’nin merkez kampüsünün ismi “Meşelik kampüsü”
Rektör Kemal Şenocak’ın dikkatini çekmiş. Kampüste hiç meşe yok! Orman Bölge Müdürlüğü’ne gitmiş, yaklaşık 800 meşe ağacı almış ve kampüsün her yerine dikmiş…
Kimi yönetici kampüsün ismini değiştirir, kimisi de Şenocak gibi kampüsü ismine yakışır hale getirir!
ŞEHRİN DIŞINDAN BİR GÖZ!
ESOGÜ Rektörü Kemal Şenocak’ın üzerine basa basa söylediği bir konu var…
Burası lise değil akademi!
Hocaların akademik kurullarına da katılmaya başlamış. Kurullarda hocalar 1 yılın hesabını veriyor…
Şenocak, “araştırma ile ilgili” net konuşuyor!
-Hocalara arkadaşlar benim 2. ajandam yok. 1. ajandama göre de bu üniversitenin araştırma üniversitesi olması için uğraşacağız. Bakıyoruz bir bölümde ortalaması 0 (sıfır) makale. Diğer bölümde hoca başına düşen bir makale…
-Otomatikman genel değerlendirme 0.5'e düşüyor. Bu haliyle araştırma üniversitesi olmasına imkan yok. Buna kızıyoruz haliyle. Diyorsun niye bu bölüm çalışmıyor. Burası üniversite lise değil. Burada sadece eğitim yok. Araştırma da yapacaksın. Okutmandan bir farkınız olması lazım. Sadece ders vermeye geliyorsanız buraya gelmeyin kardeşim. Liseye gidin. Ben ne yapayım o kadroyu!
…/…
Üniversitedeki hocalar Eskişehir’de yıllardır bu şekilde hiç uyarılmadı. Şenocak hoca, gerçekleri tüm çıplaklığıyla açıklıyor!
Sanırım Eskişehir’e dışardan gelmenin avantajı! Arkadaş, dost, akraba ilişkisi yok! Eksiği, yanlışı söylemekten çekinmiyor!
BİLİM ESKİŞEHİR’DE YABANCILIK ÇEKMEZ!
ESOGÜ Rektörü Şenocak, “Eskişehir bilim kenti olmalı” diyor! Eskişehir’de bunun alt yapısı olduğunu görüyor, mutlaka!
Öğrenci kenti olmak başka, bilim kenti olmak başka!
Eskişehir “Eğitim başkenti” ilan edilmişti! Edildi edilmesine ama şimdiye kadar dişe dokunur bir çalışma göremedik!
Şenocak, okuduğu bir makaleden örnek veriyor:
-Japonya 1965'te bir bilim kenti kuruyor. Güney Kore 1973'te bilim kenti kuruyor. Burada temel uygulama stratejik ürünlerin geliştirilmesi için büyük bilim kenti. Düşünsene Eskişehir'de eğitim başkenti kapsamı içerisinde büyük bilim kenti kuruluyor ve burada büyük laboratuvarlar oluşturuluyor! Türkiye'nin her tarafında bilim insanları akademisyenlerin geliyor. Burada araştırma yapıyorlar!
…/…
Şenocak benzer bir uygulamanın 1993 yılında Türkiye’de de kurulmasının gündeme geldiğini anlatıyor:
-Ankara'da 1993 yılında Gazi Üniversitesi hocaları bir yasa teklifi hazırlamışlar. Meclis gündeminde 2. sıraya gelmiş. Yani Ankara'da da 13-14 alanda temel uygulamalı stratejik ürünleri geliştirmelerine yönelik bir bilim kenti kurulacak. Erken seçim oluyor sonra meclis kapanıyor. Kadük oluyor!
…/…
Türkiye’de bilimsel araştırma için ayrılan bütçe milli gelirin sadece yüzde 1’i…
Bu oran Japonya ve Güney Kore’de yüzde 3’leri geçmiş durumda. Şenocak, bu konuda kararlı ve bir çalışma yapmak için de kolları sıvamış durumda!
Eskişehir, bilime inanan ve güvenen bir şehir! Bilim burada yabancılık çekmez!
GÜNÜN SÖZÜ!
Kim olursa olsun, insan daima, her yerde akılla çıkarın buyurduğu gibi değil, canının istediği gibi hareket etmeyi sever. (Yeraltından Notlar, Dostoyevski)
Zevk -sefa...bilim adına tık yok.Yok bahçe,,yok ucuz yemek,yok sosyal haklar...İlgi bunlara..Aşk meşk zaten gündelik konu...Nasıl olsa üniversiteye kapasğı atan prof.oluyor bir şekilde.Çoğu akraba veya dost tanık ,hatırı sayılır kişilerin adamı.
Yazıyı yazmadan önce bakın. O kampüste heryer meşe ağacı. Tek bir tane yok derken en az 500 tane meşe ağacı vardı o kampüste
Bilim adına yaptığınız bir tek yenilik gösterin...İsimlerin önüne ünvan yazmakla bir şey değişmiyor.Üniversitelere öğretim görevlisi olmanın yolu nerelerdem geçiyor bilmeyen var mı.Esi dost tanık siyaset fiziki görünüm hepsi geçerli.Maşallah öğretim görevlileri manken gibi..Sanki güzellik yarişmasında seçilmişler.Para dersen gani.Yurt dışı geziler bedava.Bol keseden ünvan..yeterki biraz yabancı dil öğren.Aşk kışkançlıkadam kayırma hepsi bol.Kimseye hesap verme korkusu yok.Birisi çıksında yalan desin
Sen kendi üniversite ne bak.Liselere bakan Meb var.
Aşk meşk için meşe ağaçları eksikti.Bilim le uğraşanlara bak.Yazdıkları ürettikleri internetten alınma.
Üniversiteler tam hayal kırıklığı...Aşk meşk yuvağı..Para çok..denetim hiç. yok.ünvan bol.
Verdiği örneğe bak.Yakışmış mı.
Osmangazi Üniversitesi prof.rektör Senocak beyi davranışından ötürü tebrik ediyorum. Keşke herkes’in ufku böyle açık olsa. Problemlerin hepsi çözülüp hiçbir sıkıntı yaşanmaz..