Hava, su ve toprak. Yaşamımızı sürdürmek için ihtiyaç duyduğumuz temel şeyler. Bizim için böylesine önemli olmasına karşın yeterince sahip çıkıp, koruyabiliyor muyuz derseniz, cevap çok net. Hayır…
Hava, su ve toprak. Yaşamımızı sürdürmek için ihtiyaç duyduğumuz temel şeyler. Bizim için böylesine önemli olmasına karşın yeterince sahip çıkıp, koruyabiliyor muyuz derseniz, cevap çok net. Hayır…
Bu insanın kendi bindiği dalı kesmesinden başka bir şey değil aslında. Bir yandan gelişmiş ülkeler, özellikle Avrupa ülkeleri, Çin, Güney Kore, Japonya ve Biden’in Başkanlık koltuğuna oturmasının ardından ABD, bu sona gidişi yavaşlatmak/durdurmak için önemli arayışlar içindeler. Bu arayışlardan birisi de, enerjide yeşil dönüşüm. Yeşil dönüşümün bileşenlerinden biri, ulaşımda içten yanmalı motorlar yerine, elektrikli araçların geçmesi. Pek çok Avrupa ülkesi, bu konuda kendi ülkeleri içinde 2030 yılına kadar içten yanmalı motor teknolojisine dayalı araç satışını yasaklayacağını açıkladı. Aslında bu sadece elektrikli araçlar boyutuyla bile düşünüldüğünde, paralelinde yeni istihdam alanları da ortaya çıkmasını sağlayacak devasa bir dönüşüm projesi. Kaldı ki, yeşil mutabakat olarak adlandıracağımız bu dönüşüm, sanayide dönüşüm gibi çok daha büyük alanları da kapsıyor. Yine sadece araçlardaki dönüşüm boyutuyla değerlendirdiğimizde, Dünyada 2050 yılına kadar elektrikli araçların pazar payının yüzde ellilere ulaşması hedefleri ortaya konuyor.
2020 yılı elektrikli araçların küresel satışlardaki payındaki artışa bakıldığında, bu hedef gerçekleşebilir bir hedef gibi gözüküyor. Temiz Enerji yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği haber portalinde yer alan habere göre; Dünyada satılan elektrikli araçların sayısında geçen yıl, bir önceki yıla göre yüzde 41 oranında rekor bir artış oldu ve geçen yıl içinde 3 milyon elektrikli araç satışı gerçekleşti. Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) Küresel Elektrikli Taşıtlar 2021 raporuna dayandırılan bu habere göre, 2020 yılında küresel olarak otomotiv pazarındaki daralmaya rağmen, geçen yıl dünya genelinde satılan elektrikli araçların sayısı yüzde 41 artışla 3 milyon seviyesinde gerçekleşti. Elektrikli araç satışları geçen yıl dünyadaki toplam araç satışlarının yüzde 4,6’sını oluşturdu. Tüketicilerin elektrikli araçlara yaptığı harcama 2020’de bir önceki yıla göre yüzde 50 artarak 120 milyar doları buldu. Aynı zamanda, hükümetlerin elektrikli araçlara sağladığı destek ve teşvikler de 14 milyar dolar olarak hesaplandı. Geçen yıl elektrikli araç satışlarında rekor olarak kayda geçen bu artışla, dünyada kullanımda olan toplam elektrikli araçların sayısı 10 milyonu aştı. Ayrıca, toplam elektrikli kamyonet, kamyon ve otobüslerin sayısı da yaklaşık 1 milyona ulaştı. Bu dönemde halka açık hızlı ve yavaş şarj ünitesi sayısı 1 milyon 300 bin oldu. Geçen yıl küresel elektrikli araç filosunun toplam elektrik tüketimi 80 teravatsaatin üzerinde gerçekleşti. Bu tüketim Belçika’nın bugünkü elektrik tüketimine karşılık gelirken, elektrikli araçların talebi küresel elektrik tüketiminin yüzde 1’ini oluşturdu. Sadece Avrupa’da, geçen yıl 1,4 milyon adet satışı gerçekleştirdi ve 2019’a göre satışları ikiye katladı. Çin’deki elektrikli araç satışları ise bu dönemde yüzde 9 artışla 1,2 milyon adet olarak kayıtlara geçerken, ABD’de 295 bin elektrikli araç satıldı. Çin’in toplam elektrikli araç filosu geçen yılki satışların ardından 4,5 milyona, Avrupa’nın ise 3,2 milyona yükseldi. Elektrikli araç satışlarındaki büyüme bu yılın ilk çeyreğinde de devam etti. Bu dönemdeki satışlar geçen yılın ilk çeyreğine göre yaklaşık yüzde 140 yükseldi. Dünyada elektrikli araç pazarının gelecek 10 yılda önemli bir büyüme kaydedeceğini öngören rapora göre, mevcut politikalar ve eğilimler ışığında 2030’da yollardaki toplam elektrikli araç, ağır vasıta, kamyonet ve otobüslerin sayısı 145 milyona ulaşacak. Öte yandan, hükümetlerin uluslararası iklim ve enerji hedeflerini hızlandırmaları durumunda bu rakam 230 milyonu bulabilir.
Bu anlamda ülkemizde dönüşüm, Avrupa ülkelerindeki kadar hızlı ilerlemeyecek gibi gözüküyor. Bu hızı artırmak anlamında ülkemizde mutlaka hükümetin izlediği destekleyici politikalar yeniden gözden geçirilip artırılmalı ve elektrikli araç sahibi olmak isteyenlere sunulan bazı teşvikler devreye sokulmalı. Diğer taraftan batarya üretimindeki maliyetlerin düşürmek amacıyla bu konuda yerli yatırımlara yapılan teşvikler artırılmalı ve elektrikli şarj altyapısına ve mevcut altyapının bu kapsamda optimizasyonuna yapılan yatırımlar artırılmalı ve teşvik edilmelidir. Sadece elektrikli araçlar bağlamında değil, tüm yeşil mutabakat süreçleri için Dünyada pandemi sonrası ekonomik toparlanma süreçlerinde bu dönüşüm faaliyetlerine verilecek destekler ön plana çıkmaya başladı. Bizim de ülke olarak, tüm ülkelerde olduğu gibi pandeminin etkisiyle daralma yaşayan ve ağır yük altında kalan ekonomimizi düzeltme ve yeniden yapılandırma süreçlerinde, yeşil mutabakat dahilindeki dönüşümleri önceliklendirmemiz büyük önem taşıyor.
Herkese iyi haftalar dilerim.