2013 yılının başında Eskişehir iki başkent unvanına sahip oldu. Türkiye’de bugüne kadar hiçbir ile nasip olmayan iki başkentlik unvanı. Birisi ‘Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti’ diğeri ise ‘UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Başkenti’.
Bu iki unvana sahip olmasına rağmen Eskişehirlilerin büyük çoğunluğu haberdar değildiler. Sadece soğuk havada açılış töreni yapıldı. Biraz ses getirdi. Ancak arkası gelmeyince o da çabuk unutuldu. Bir kere Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti sorumluğu sadece valide olmalı. Bu sorumluğu Valilik, Büyükşehir Belediyesi, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri ile sivil toplum kuruluşları ve tüm Eskişehirliler birlikte üstlenmeli.
‘Bu başkentlik unvanı verilirken bize mi sordular? Bizim görüşlerimiz mi alındı da şimdi bizden destek istiyorlar’ diye kırılganlık içerisinde olmak, başta Eskişehir sevdalısı Eskişehir’i adeta yeniden inşa eden Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e yakışmaz. Sadece Yılmaz Hoca’ya değil Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’a da tabi ki.
Başta üç belediye olmak üzere Ticaret Odası, Sanayi Odası, Ticaret Borsası, Esnaf Odaları Birliği, SİAD’lar da taşın altına ellerini koymalılar.
Vali Kadir Koçdemir Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkentinin açılış organizasyonunu düzenledi. Dört dörtlük bir açılış olmasa da, o dondurucu soğuk havaya rağmen Atatürk Stadyumunun kapalı tribünleri tam dolu, açık tribün ise yer yer boşluklar olmasına rağmen katılım kötü değildi.
Ancak nedense açılıştan sonra bir daha Kültür Başkenti havası bir türlü estirilemedi. Bir yerlerde bir sıkıntı vardı. Bu sıkıntının sorumlusu kimdi bilmiyorum!
VALİ TUNA VE AJANS YÖNETİMİ
UYUM İÇERİSİNDE GÖRÜNÜYOR
Artık geçmişin üzerine sünger çekelim. Ancak geçmişi de unutmayalım. Yaşananlar gelecek adına bir ders olmalı. Kültür Başkenti havasının yeteri kadar estirilememesinin faturası Vali Kadir Koçdemir’e kesildi merkeze alınarak. Yerine atanan Vali Güngör Azim Tuna’ya herhalde yaşanan sıkıntıların gerekçeleri aktarılmış olacak ki, Eskişehir’e gelir gelmez sorunlara el attı.
Herhalde arızayı buldu ki, Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti havası, rüzgarı yeniden esmeye başladı.
Özellikle Ramazan ayında mahallelerde düzenlenen iftar organizasyonları ve arkasından yapılan çeşitli etkinliklerle Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti’nin önemi Eskişehirlilere aşılandı. Büyük küçük bugün kime sorsanız en azından Eskişehir’in Türk Dünyası Kültür Başkenti olduğunu söyleyebilmekte. Bu önemli gelişme. Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajans Yönetimi, Ajansın Genel Sekreteri ve çalışanları ile Vali Güngör Azim Tuna’nın uyum içerisinde olduklarını görüyorum. Bu önemli. ‘Bir elin nesi var. İki elin sesi var’ Atasözü var. Bu atasözünün anlamı da herhalde biliyoruz. Bugünkü başarının sırrı burada olsa gerek.
YENİLMEZ’İN SÖYLEDİKLERİNE
ÇOK FAZLA TAKILMAMIZ GEREKİR
Ramazan ayı boyunca Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı’nın mahallelerde düzenlemiş olduğu iftar programlarının sunuculuğunu yapan Tiyatro Sanatçısı Ahmet Yenilmez, geçtiğimiz günlerde twetter hesabından Eskişehir’de kendine göre gördüğü olumsuzlukları paylaşmıştı.
Bence eğer biraz yürekli olsaydı bunları Eskişehir’deyken söylemeliydi. Bir ay boyunca Eskişehir’i gezdi. Herkes her yapılanı beğenecek değil elbet. Mesela birileri de Yenilmez’i sanatçı olarak beğenmeyebilir. Sanat yönünü eleştirebilir.
Ahmet Yenilmez’in hoş olmayan sözlerinden dolayı Valiyi veya AK Partiyi eleştirmek doğru olmaz. O sözleri söylesin diye de getirilmedi Eskişehir’e.
Zaten bugün gazetemizin birinci sayfasında okuyacaksınız. Gelen tepkiler üzerine söylediklerinden dolayı da geri adım atmış.
Bundan sonra Eskişehirliler olarak Yenimez’in eleştirileri yerine Türk Dünyası için neler yapabiliriz, ona kafa yorarsak daha faydalı işler yapmış oluruz.
GENÇLER VE ERTUĞRUL SAĞLAM
Eskişehirspor’un Bursaspor karşısında almış olduğu üç puan çok önemli. Kazanılan üç puan kadar bu maçta Ertuğrul Sağlam’ın gençlere güvenerek ilk 11’de ve sonradan yer vermesi çok ama çok önemli.
Ersun Yanal bu cesareti gösteremedi. ‘Elimizde çok kaliteli ve hatta A takımıyla maçlara çıkacak durumda bu gençler’ demesine rağmen onlara güvenemedi.
İşte Ertuğrul Sağlam, Tarık, Aytaç, Hasan Hüseyin, Erkut, Özgür gibi gençleri belki de risk alarak ilk 11 de şans verdi. Onlarda hocalarının kendilerine duydukları güvene karşılık verdiler. Gelecek yıl Eskişehirspor Kulübün yeni transferler yapmasına belki de gerek kalmayacak.
Bu genç futbolcular bu sezon Ertuğrul Hoca ile daha da pişecekler ve önümüzdeki sezonda bugün kendi mevkilerinde oynayan ünlü ağabeylerinin yerine sahada yine bu kez daha emim adımlarla il on birde olacaklar.
Bursaspor galibiyeti önemli dedik. Aslında baktığımızda genelde denk kuvvetler kapıştı. Futbolda şans faktörü de çok önemli. Şans Eskişehirspor’dan yanaydı.
Hafta sonu İstanbul’da oynanacak olan Fenerbahçe maçı öncesi alınan üç puan moral oldu. Sarı-Lacivertli takımın karşında boynu bükük mücadele edecek taraf Es-Es’li futbolcular olmayacak. Bu şansımızın Fenerbahçe karşısında da devam etmesini diliyorum.