Şinasi Kula yazdı
Referandum tarihi bir andı.
Parlamenter sistemin ya da Cumhuriyet rejiminin devamı, ya da adı önce başkanlık sonra da Cumhurbaşkanlığı olarak değişen sisteminin hayata geçirilmesi adına tercihlerin yapıldığı çok önemli gün idi...
Zaman duracak ya da geriye doğru akacak değil ya; yaşandı geçti o gün de doğal olarak, bitti! Gün de bitti, parlamenter sistem de bitti. Zaten bitmesini isteyenler de bunu gizlemiyorlar, açık seçik adını koyuyorlardı bu sistemi bitireceğiz (değiştireceğiz) diyerek anımsayın!
16 Nisan 2017 günü bu ülke insanı sistemin değişip değişmemesi üzerine son tercihini yaptı. %51 ile Evet diyenler, %49 ile Hayır diyenler olarak ikiye bölündük karpuz misali adeta. Doğaldır ki yüzde elli artı bir denkleminin doğruluğunu kabullendiğimiz için 94 yıllık sistemin o gün itibarı ile değişmesini onaylamış olduk…
Hayır cephesinde şok yaşanıyor ve ben şaşırıyorum bu kesime!
İki gün sonrasını kestiremeyen ve kendilerini demokrat-sosyal demokrat gibi sıfatlarla adlandıran bu kesimlere yıllardır uyarılarda bulunduk oysa! Burnunun ucunu görmekten aciz bu topluluklar, hayal dünyasından 16 Nisan gecesi uyanmanın şokunu yaşamaktalar hala...
Bize bişi olmaz, taş gibi ordumuz var
Cumhuriyetin köklü dinamikleri var
Köklü bir sistemi kimse yıkamaz lakırdılarına sığınarak; leyleğin ömrü misali laklak ile ömür geçirenlerin kafalarına referandum sandığı geçince Hanya’yı Konya’yı anladılar nihayet! Anladılar anlamasına ama tek refleks biçimi olarak; olamaz, mümkün değil, yanlıştan dönülsün, hile yapıldı AİHM’e müracaat edelim gibi züğürt tesellisi avuntulardan arınamadılar daha...
“Yav he, he” türünden karikatürler geliyor gözümün önüne tabii. Aslan sosyal demokratlar itiraz ediyor, itirazları kabul ediliyor AİHM tarafından, iktidar mensupları da bu karara saygı duyup yav he he diyerek referandumu yeniliyor. Aklınız alıyor mu?
Yeminle sadece gülüyorum ben bu zavallılıklara…
Be Allah’ın basireti bağlıları, be gününü gün eden salon Atatürkçüleri, bireysel ikballerinden öte hiçbir ideolojileri olmayan statüko bülbülleri! Size on yıl öncesinden hayatın her alanından uyarılarda bulunduk. Yazılar yazdık, televizyon programlarında bu günlerin özetini vurguladık. Elinizin tersi ile itmekle kalmadınız bu uyarıları yapanları, eleştirileri ağır bulduğunuz için bizleri tu kaka ilan edip yalnızlığa itmediniz mi? Bıyık altı sırıtmalarınızla, komplo teorileri yapmakla suçlamadınız mı? “Şinasi Hoca, bu kadarı da komplo teorisi olur olsa olsa” diyen onlarca sıratkan insanın listesini vermemi ister misiniz Eskişehir’den? Keza İzmir’den de elli kişilik bir liste sunarak, “lale devri” aymazlarının hafızalarını tazelememi ister misiniz?
Apırsanız da köpürseniz de Evet tarihe geçti kardeşim.
Atı alan Üsküdar’ı geçti diye resmi ilan yapıldı baksanıza!
Ağlamak, zırlamak, bu milleti aylarca AİHM ile oyalamak yerine ne yapmamız gerek onu konuşun artık. Konuşacak yüzünüz yoksa dinleyin o zaman! Öyle merkez sağ-merkez sol aldatmacasından uzak, Atatürk Cumhuriyetine gönülden bağlı milyonlarca vatanseveri kucaklayacak, bu kitlelerin umuduna umut katacak yeni bir parti gerek ivedilikle. Bu referandum sürecinde yüreğini ortaya koymuş kitle önderi konumundaki namuslu insanların Cumhuriyet paydasında birleştikleri bir parti hayata geçirilmeli. Mevcut olanlardan (yani artık mangal partisinden hiç farkı kalmamış partilerden) bir an önce arınıp, Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlık yürekli yurttaşlarını hayal kırıklığına uğratmayacak gerçek bir HALK PARTİSİ gerek. Bu eleştirdiklerime, referandum sürecinde etkili tek bir kampanya yürütmemek adına koşullanmış VP’yi de katmak gerek unutmayın!
Yeni bir parti gerek…