Yılmaz Büyükerşen yazılı bir açıklama yayınlayarak, İnönü'deki THK arazisiyle Büyükşehir Belediyesi'ni ilişkilendiren haberlere açıklık getirdi.
Daha önce de bahsettiğimiz bu konuyu yine ayrıntılarıyla anlatacak değiliz. Yalnız şu kadarını söyleyebiliriz ki Büyükşehir Belediyesi'nin İnönü'deki mevzubahis alanla tırnağınızın ucu kadar bile ilgisi yok. Hani ortada "Yanlış anlaşılmış" bir haber filan yok. Düpedüz asılsız bir haber...
Defalarca dile getirdiğim bir hususu yineleyeyim; Eskişehir üzerinde birileri oyun oynamakta. Gözünü rant hırsı bürümüş bir takım karanlık kişiler, Büyükşehir Belediyesi'ne kayyum atatmayı bile akıllarından geçirecek kadar ahlaksız ve pervasızlar.
"Son zamanlarda Eskişehir'in kırsal ilçelerinde çeşitli kesimler tarafından girişilen, ranta dayalı arazi yağmasına karşı, köylüsüyle ve şehirlisiyle birlikte uyanık durmaya ve mücadeleye devam ediyoruz ve edeceğiz de" ifadelerinde bulunan Büyükerşen meseleyi gayet güzel özetlemiş aslında...
İnönü'deki yalan haberin yalan olduğu zaten anında ortaya çıkacaktı. Nitekim çıktı da. Ancak birileri – anlaşıldığı kadarıyla – Eskişehir kamuoyunun tepkisini denemek istemiş. Ancak şunu unutuyorlar; burası başka şehirlere benzemez. Öyle masa başı oyunlarıyla bu kenti yönetemezsiniz. Burada ne verimli topraklarımızı yedirtiriz, ne de o toprakları koruyan Büyükerşen gibi isimleri yedirtiriz.
Yapılan uluslararası araştırmalar, Türkiye'nin kullandığı Çin aşısının son dereçe etkili olduğunu ortaya koyuyor. Bilimsel veriler gösteriyor ki aşı yüzde 83,5 oranında etkinlik gösteriyor. Bu arada hastaneye yatma ihtimalini ise yüzde 100 düşürüyor. Bunun Türkçe anlamı şu; aşı olursanız yüzde 83 ihtimal hasta olmazsınız. Es kaza hastalansanız bile hastanelik olmaz, bir nezle ve gripten daha rahatsız edici belirtiler göstermezsiniz.
Bütün bunlara karşın birileri ülkemizde aşı karşıtı bir kampanya yapıyor. Tamamen saçmalıklar üzerine yapılan bu kampanyayı yürütenler, insanların canını tehlikeye atıyor. Atatürk'ün "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" sözünü hatırlatmak isterim. Yol göstericimiz bilim olsun, saçmalıklara ve hurafelere inanmayın...
Valilik kafe ve lokantaların kapanış saatlerini 19:00'dan 20:00'a çekerek doğru bir karar verdi. İnsanlar iş çıkışında bir lokantaya oturup yemek yemek isteseler, sürekli saate bakmak zorunda kalıyorlardı. Şimdi hem akşam yemeklerini yiyecek vakitleri hem de günün stresini atmak için çay veya kahve içecekleri zamanları olacak. Ancak alkollü mekanların hâlen kapalı olmasına üzülüyoruz. Alkollü lokantalar normal olanlardan üç misli daha fazla vergi veriyor. Ancak en büyük haksızlık da onlara karşı yapılıyor. Üstelik 'Dostlar alışverişte görsün' kabilinden yarım yamalak yapılan yardımlardan da pay alamıyorlar. Hükûmetten bu konuda da tasarrufta bulunmasını rica ediyoruz.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...