Türkiye genelinde toplam 14 bin dekarlık yayla alanı, artık yayla alanı olmaktan çıkarıldı.
Türkiye genelinde toplam 14 bin dekarlık yayla alanı, artık yayla alanı olmaktan çıkarıldı. Milletvekili Jale Nur Süllü'den öğrendiğimiz kadarıyla artık yayla olarak sayılmayacak bölgeler listesine Eskişehir de dâhil edilmiş. Alpu sınırlarında bulunan Kalınağıl, Asarlık ve Küçük Alıç mevkilerine artık yayla demeyeceğiz. Zira hükumetimiz, "6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17’nci maddesi gereğince karar verilmiştir" diye bir açıklama yapmış. Şimdi atalarımızdan bize kalan cennet gibi yaylalarımız hakkında bir tasarrufta bulunuyorlar fakat bunun sebenini açıklamak lütfunda bulunmuyorlar. İki satırcık olsun bir sebep ortaya koymak çok mu zormuş? Demek günümüzde vatandaşa açıklama yapmaya gerek bile duyulmuyor. Bu topraklar bizlerin binlerce yıldır kuzularımızı otlattığımız yerler değil mi? Serin ve sakin sularında içimizin temizlendiği cennet parçaları değil mi? Allah'ın bize bahşettiği bu topraklarda neler yapılmak isteniyor? Buraları kime satılmak veya kiraya verilmek isteniyor. Bu ve benzeri soruları artırmak mümkün. Nitekim CHP Milletvekili Süllü, "Araziler peşkeş çekilerek hayvancılık ve tarım bitiriliyor. Yerli üreticinin elinden alınan imkânlar hatırlı firmaların hizmetine sunuluyor. Eskişehir'de yayla alanı olmaktan çıkartılan yerlerin de aynı kaderi paylaşmasına izin vermeyeceğiz" ifadelerinde bulunulmuş.
İşi zora soktuk
Osmanlıspor maçının bizim için bir kader maçı olacağını çok kez dile getirdik. Çünkü lig bittiği zaman 15'inci sıradaki takım kümede kalacak ve altındaki üç takım küme düşecek. Biz ligimizde sonuncu sıradayız ve 15'inci sırada bulunan Osmanlıspor'la aramızda 6 puan fark bulunuyor. Yani Ankara'daki rakibimiz bizim tam da altımıza almamız gereken takım. Maçı neredeyse 3 puanla kapatacakken, talihsiz bir gol yedik ve 1 puana razı olduk. Böylece Osmanlıspor küme düşme hattına indi ve maç kazanan Boluspor 15'inci sıraya yükseldi. Yani artık en yakın rakibimizle aramızda 6 değil 7 puan fark var. Açık konuşayım; eğer yenilseydik lige havlu atardık. Beraberlik umutlarımızın sürmesine neden oldu. Ancak işi de zora soktuk. Şimdi zorlu Demirspor'la maç yapacağız. Bu maçı kazanırsak umutlarımızı artırırız. Ancak haftalar ilerledikçe sıkıntımız da artıyor.
Hayal gücünüze bırakıyorum
Dünya üzerinde koronavirüse ilişkin en iyi önlemleri alan ülkelerden biri Türkiye. Bizi tanıyanlar sivri dilli olduğumuzu, hükumeti eleştireceksek geri adım atmayacağımızı çok iyi bilir. Ancak vatandaşın can güvenliğini sağlayan hükumeti tebrik etmemiz gerekiyor. Tabii hükumetin gerekli bütün tedbirleri alması, sorun yaşamayacağımız anlamına gelmiyor. Vatandaş olarak da kendi tedbirlerimizi almamız gerekiyor. Panik yapmayacağız ve normal yaşantımıza bazı küçük değişiklikler yaparak devam edeceğiz. Öte yandan vatandaşın endişesini paraya çevirmeye çalışan fırsatçılar da ortaya çıkmaya başladı. "Bu durumu fırsat bilenler de 10 liralık bir ürünü 3 – 4 katı üstüne satmak için çaba gösteriyor. Peki bu işler normale döndüğünde vatandaşının yüzüne nasıl bakacaksın?" diyen TÜKDES Genel Başkanı Süleyman Bakal'a harfiyyen katılıyorum. Aslında bu fırsatçılar için söyleyecek çok söz var. Ancak bir gazeteciye yakışmayan kelimeler sarf edemeyiz elbette. Bu konuda içimden geçen kelimeleri, sizin hayal gücünüze bırakıyorum.