Görüşler
Televizyon yokken belki daha güzel bir Eskişehir'i yaşamıştık...
12 kapalı sineması vardı…
“Lale, Yurt, Büyük, Şan, Marmara ve hele hele Bizim Sineması’nı unutmak mümkün mü?”
Türkiye’de bir çok film, ilk kez Eskişehir’de vizyona girerdi…
"Seç seçebilirsen..."
…….
Araştırmacı Yazar Yaşar Durmaz’ın "Dünya ve Türk Sineması Sohbetleri" başlıklı yazısından anımsadık bunları…
Bu "Yaşar " da, gerçekten "Durmaz"...
"Yola devam" der, neler çıkarır neler?
Son yazısında ne filmleri sıralamış öyle…
Clint Eastwood" Bir avuç dolar ve İyi-Kötü Çirkin”inden girmiş..
Dev aktör Henry Fonda'nın, "Benim adım hiç kimse" adlı yapıtına kadar gelmiş...
"Spagetti Western" türünün ünlü aktörlerini sıralamış:
"Guliano Gemma, Terence Hill, Franco Nero...
Efsane Japon Yönetmen "Akira Kurosawa"ya kadar gelmiş...
…….
Yaşar, yazıyla görüntülemiş, açılımı da bizden olsun...
"Arzu Tramvayı"ndaki "Stanley Kowalski"yi, "Son Tango"daki "Paul"u, "Baba" daki "Don Corleone"yi izleyenler bilir...
"Don Vita Corleone"nin zar zor duyulan, fısıltıyla konuşan sesi hala kulaklarınızda değil mi?
Jestleri, gözleri, mimikleriyle konuşan "Brando", bir aktörden çok fazla bir şeydi... "Chaplin"le birlikte bugün 20. yüzyılın "En büyük aktörü" olarak bilinen "Brando", kendi "ışığını" ve hep bir yerlerde, ruhunun derinliklerinde taşıdığı "kendi karanlığını" yansıtıyordu rollerinde...
…….
Yaşar diyor ki, "Ölmeden bu filmleri görün..."
Adamın adı "Yaşar" ya, ne rahat konuşuyor!..
Bari, "Don Corleone"nin fısıltısıyla soralım:
"Nereden bulup izleriz?"
Ve de “kalemine” sağlık…
Cumartesi öyküsü
İyi ile kötünün mücadelesi
Yaşlı kızılderili reisi kulübesinin önünde torunlarıyla oturmuş , az ötede birbiriyle boğuşan iki köpeği izliyordu ...
Köpeklerden biri beyaz, diğeri siyahtı...
12 yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler, dedesinin çadırı önünde bağırıp dururlardı...
Dedesinin sürekli gözünün önünde tuttuğu, yanından hiç ayırmadığı iki iri köpekti bunlar...
Çocuk çadırı korumak için, bir köpek yeterli gözükürken, niye ötekinin de olduğunu bir türlü anlamazdı…
Hem renkleri niye birbirinin tam zıttıydı...
Niye köpeklerin birisi siyah, diğeri beyazdı?
…….
Günlerden bir gün sordu dedesine :
"Neden birbirinin zıttı iki köpek besliyorsun?"
"Onlar" dedi, yaşlı kızılderili :
"Benim için iki simgedir evlat!"
"Neyin simgesi?" diye sordu çocuk...
"İyilik ve kötülüğün simgesi.... Aynen gördüğün şu iki köpek gibi, iyilikle kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur... Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm… Onun için yanımda tutarım onları..."
…….
Çocuk dedesini dinlerken içinden şöyle geçirdi...
İki köpek arasında mücadele varsa, bunların bir kazananı da olmalı…
"Peki dede" dedi:
"Sence hangisi kazanacak bu mücadeleyi?"
Bilge reis derin bir gülümsemeyle baktı torununa, "Hangisi mi evlat?" dedi:
"Ben hangisini daha iyi beslersem!.."
Neyzen, meyhaneye gitmeden!
Neyzen Tevfik, eş dostun ısrarı ile bir daha meyhaneye girmeye tövbe eder. Birkaç gün sonra, vakt-i kerahet gelince dayanamaz. Bir at kiralayıp soluğu Langa'daki Kosti'nin meyhanesinde alır. Attan inmeden, kapıdan seslenip içkisini getirtir... Meyhanedeki tanıdıkları seslenir:
"Hoca, böyle at üstünde içki içilir mi? Hele atını bağla gel de usulünce içki içip sohbet edelim..." "Yooo.. Asla" der Neyzen:
"Meyhaneye tövbeliyim!.." —
Arınç ve balon
Bülent Arınç, Tayyip Erdoğan'dan sonra en çok konuşan politikacı... Her gün bir şey
söylüyor. Bazen Başbakan’ı destekliyor, bazen de Başbakan'ın tepki gören bir sözünün tersini söyleyerek ilgi çekiyor..."Bu olay aklımıza gelen bir fıkrayı anımsattı" diyor Melih Aşık ve devam ediyor:
-İki kafadar balonla seyahat ederken yollarını kaybetmişler. Bakmışlar bir tepenin üzerinde bir adam duruyor, alçalıp seslenmişler:
"Beyefendi, söyler misiniz biz neredeyiz?"
"Balonun içindesiniz" demiş adam...
Bülent Arınç işte o adama benziyor!...
Batan güneşi seyrederken
Aşk gemisinde, Temel ve Amerikalı John şezlonglara gömülmüş, batan güneşi seyrediyor ve sohbet ediyorlarmış...
Temel başlamış:
"Böyle bir gezi aklımın uçundan bile geçmezdi. Bir yangın fabrikamı kül etti. Sigorta paramı ödeyince, şimdi tatil zamanı deyip çıktım..."
"Tesadüfe bak" demiş John:
"Benim de çok iyi iş yapan bir lokantam vardı. Bir kasırga taş üstünde taş bırakmadı. Sigortadan paramı alınca ver elini tatil..."
Kısa bir sessizlikten sonra, Temel birden doğrulup sormuş:
"Kasırgayı nasıl başlattın Allah aşkına!.."
Biraz üşütmüş
Adam karısını doktora götürmüş, muayeneden sonra "Önemli bir şeyi yok" demiş doktor:
"Biraz üşütmüş, dili paslanmış...”
"Olacak şey değil" demiş adam:
"Durmadan işleyen dil, nasıl paslanır!.."
Günün Sözü
Sahte barış, açık savaştan daha yıkıcıdır.
Hint Atasözü
Günün Balı
İleri demokrasiye ivedi oportünizmle barışmak belki yarar, belki yaramaz.
Ama çok yakışacak...
Mine G. Kırıkkanıt
Cuk
"Düşünen robotlar" geliyormuş.
Bunun hemen arkasından neyin geleceğini de biz söyleyelim:
"Düşünen robot hapishaneleri!”
Fahrettin Fidan
Gerilim
Gizli tanıklar"ın maaşları "Örtülü Ödenek"ten ödeniyormuş.
Anlaşıldı.
Adamların hem kendileri gizli hem de maaşları!
Günün incisi
En iyi ayna, eski bir dosttur.
George Herbert
Kıssa-dan
Alper TT olmuş...
“Altına değil Alper(e hücum…”
Günün Olayı
Şöyle geçmişe bir bakıyoruz da, Deniz Fenerciler, Ergenekonculara nazaran ne kadar şanslı insanlarmış…
Anlaşıldığına göre, hiçbirinin telefonu dinlenip kayda alınmamış...
Haldun Ertem
Günün Biberi
İşsiz sayısı her geçen gün çoğalıyormuş...
Öyle çoğalıyor ki..
"Ne düş olsa yaparım abi" bile diyemiyorlar...
Erdinç Utku
Günün Şiiri
Ağlıyorsun
Biliyorum gerçek değil ellerin
Çünkü tutmadan ellerinle ellerimi
Sana yalnızlığını getirdi hep sabahlar
Gün aldı götürdü gülüşlerinle gemilerimi
Islanmış buldum seni her akşam
Bir tenhada gözlerinle
Yürüyüp giderken akan sular gibiydin
Tükendin, kendi denizlerinle...
H.Faruk Erginsoy (Varlık-1960)
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...