Yaşamı sevmek

İnsan ailesi, çevresi, iş yaşamında birlikte oldukları, sosyal yaşamda ortak paydada buluştuğu arkadaşları ile bulunmaktan mutlu olabilmeli, yaşamdan keyif almalı…
Herhangi bir işyerine gidersiniz. Surat bir karış size hizmet etmeyi angarya gören çalışan, akşam olsa da gitsem anlayışındaysa, siz de orada bulunmaktan mutsuz olursunuz.
Resmi dairelerde bulunanlar ise, iş garantili yaşam içindeyse daha farklı ve keyfi davranabilir.
Okulunu, işini ve çevresini sevmeyen birey etrafına da mutsuzluk aşılar. Dünyaya hep dar bir çerçeveden bakar.
Hangi koşulda olursanız olun, her şey beyinde ve düşüncede başlar…
Hayatınızın son evresi yaşlılıkta, yaşama bakış açınız çok daha önemli olur…
W. E. Gladstone YAŞLANDIKÇA GENÇLEŞEBİLMEK  üzerine şunları yazmış.
“Gençlik bir hayat devresi değil, bir akıl halidir. Yıllar cildi buruşturabilir, ancak heyecanların bitişiyle ruh buruşur. İnsan kendine olan güveni kadar genç, kuşkusu kadar yaşlı; cesareti kadar genç, korkuları kadar yaşlı; umudu kadar genç, bezginliği kadar yaşlıdır. Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz. İnsanları yaşlandıran, ideallerin bitmesidir. Kalbi sevdikçe, neşe duydukça, güzellikleri fark ettikçe, beyni yeni bir şeyler keşfettikçe, herkes gençtir.  İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, oysa yaşamadıkça yaşlanırlar. İnsan yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır.”
Mutlu ve güzel bir yaşam sürmek, demokrasinin nimetlerinden  faydalanmak, sosyal güvenliğin koruyuculuğu altında bulunmak,  insan onuruna uygun gelir elde etmek her kesin hakkıdır.
Avrupa’nın emeklisi ne güzel yaşıyor. Bizler sürünüyoruz. Doğru dürüst sağlık hizmetimiz bile yok serzenişinde bulunuruz. Türkiye sahillerinde yabancıların keyifle yaptığı tatili biz niye yapamıyoruz diye kahvehane ve ev sohbetlerinde dile getiririz.
Sorunun, bireysel seçim tercihlerinde bulunurken, ağıza bir parmak bal çalanların peşinden koşmakta olduğu gerçeğini göremeyiz. Uluslararası sömürünün nedenlerini bilmez, araştırmaz oturduğumuz yerden ahkâm keser ve üretmeden hep fazlasını isteriz.
Beyinlerimizi biraz çalıştırabilsek, çok şeyi değiştirebileceğimizin farkına varırız da, zamanı geldi de geçiyor…