Yarışmak isteyenlerin önünü açın!

CHP il başkanlığı için pek çok kişinin ismi gündeme geldi. İl başkanlığı konuşulan isimlerin hepsinin ortak bir cümlesi vardı:
-Uzlaşma olursa, ortak akılla listeler belirlenirse il başkanlığına aday olurum!
Murat Sönmez, İsmail Kumru gibi kamuoyunun önünde olan isimler bu teklifi sunuyordu. Recep Taşel’in yönetiminde yer alan Paşa lakabıyla bilinen İnönü Baydar ise farklı bir cümle kulandı:
-Uzlaşmak iyidir! Ancak uzlaşmazsa olmazsa ben yarışmaya da varım!
Sonhaber Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ayşegül Hümmet’in Baydar ile yaptığı söyleşi bu bakımdan dikkat çekiciydi…
Söylediği şu:
-Uzlaşma çok sihirli bir sözcük. Zaten demokrasi kültürüne inanıyorsak uzlaşıya da inanacağız, başka şansımız yok. Uzlaşarak gideceğiz ama uzlaşma bir baskı oluşturur mu ya da tek aday dayatarak bir anti demokratik yapı oluşmasına sebep olur mu?
-Neticede kongre bir yarış ortamıdır ama kongrenin sonuçları da herkes tarafından kabul edilmeli ve herkes de kendi yolunu ondan sonra birlikte yan yana çizebilmelidir. Uzlaşı deyince sadece belediye başkanlarımız olarak düşünmeyelim…
…/…
Belediye başkanları toplantısında il başkanlığı konusunda bir uzlaşma olmadığı ortaya çıktı. Öyleyse yarış olacak!
Yarışırım diyen bir aday var…
Üstelik çocukluğundan bu yana CHP kültürüyle yoğrulmuş bir isim. CHP yönetiminde görev yapmış…
Yarışmak isteyenlerin önünü açın!
 

TUZAK SORULAR!

Ayşegül Hümmet, söyleşi de İnönü Baydar’a tuzak sorular da yöneltiyor. Ancak Baytar, bu “tuzak soruları” başarıyla püskürtmüş…
Hümmet, “değişim istiyor musunuz” diye soruyor…
Baydar, değişimden yana olduğunu belirtiyor. Ancak bir cümle ekliyor:
-Değişim… Toptan her şey değişsin falan bu çok mümkün değil.
Hümmet, konuyu Yılmaz Büyükerşen’e getiriyor ve değişmeli mi diye soruyor…
Yanıt futboldan geliyor:
-Başarılı bir belediye başkanı beş dönem üst üste seçilmiş, oyunu artırmış her seçimde. Kadronuzda Messi, Ronaldo varken Sabri ile sahaya çıkmak istemezsiniz.
Anında bir başka soru:
-İyi ama Messi ve Ronaldo yaşlanıyor! Hoca kendisi de “yaşlandım” dedi…
-Evet genç olduğunu söyleyemeyiz ama hakikaten Hoca’nın vizyonu ve deneyimi pek çok genci cebinden çıkarır hala, ben öyle görüyorum.
-Hoca aday olmadı diyelim, iki adayımız var: Kazım Kurt ve Ahmet Ataç. İkisi de çok istiyor. Hangisi olur?
O gün gelince konuşuruz onu. Hoca siyaset sahnesindeyken iki isim de Kazım bey de Ahmet bey de bu tartışmaya girmezler
 

KAMU VİCDANI RAHATSIZ OLMUŞTU!

 
Hanefi Avcı, bir dönem Eskişehir Emniyet Müdürlüğü de yapmıştı…
Kamuoyu onu ilk kez 1997 yılında Susurluk Skandalını araştıran TBMM komisyonuna verdiği ifade ile tanımıştı…
Avcı, komisyona verdiği ifadesinde, terörle mücadele adı altında devlet içinde çete kurulduğunu ileri sürmüş Mehmet Ağar, Korkut Eken, Veli Küçük gibi isimler hakkında suçlamalarda bulunmuştu…
…/…
2009 yılında Eskişehir Emniyet Müdürü olarak atandı. Bu görevde olduğu sırada 2010 yılında "Haliç'te Yaşayan Simonlar" adlı kitabı Angora Yayıncılık tarafından basıldı. Kitabında FETÖ’nün emniyet teşkilâtında örgütlendiğini ve telefon dinlemesi dahil yasadışı faaliyetlerde bulunduğunu iddia etti.
Haliyle kumpasa uğradı, anında cezaevine konuldu…
…/…
2022 yılında yaptığı bir açıklama nedeniyle Avcı ve Sabri Uzun’un rütbelerinin sökülmesine ve silahlarına el konulmasına ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait binalara girişi yasaklanmıştı.
Bu karar sonrası Uzun ve Avcı, dava açmışlardı…
Yüksek mahkeme haklarını iade etti…
Bu olay sadece iki vatansever polisi ilgilendiren bir durum değil!
Kamu vicdanı da rahatsız olmuştu.
Adaletin yerini bulması sevindirici!
 
 

İP FELSEFESİ!

Dostoyevskinin ünlü romanı  Suç ve Ceza'da şöyle bir cümle var:
-Bir iple intihar da edebilirsin, salıncak da kurabilirsin. Hayatın ipleri senin elinde...
 
 

GÜNÜN SÖZÜ!

Başkalarının yanlışları ve kötülükleriyle uğraşarak ruhunu karartma, düzeltilmesi gereken tek insan kendinsin.  Ralph Waldo Emerson
 

GÜNÜN KARİKATÜRÜ