Şekerspor’un hevesi kursağında kaldı
Yine yenildik 3-0
Tepebaşı Kolejspor moral yemeğinde buluştu
İbrahim alkış topladı
Abi kardeş beraber oynadı
Eskişehir'de zeytinyağlı sabunlar ilgi görüyor
Eskişehir'de uygun fiyatlı kıyafetler kapış kapış …
Eskişehir'de o balık revaçta
Eskişehir'de fındığın kilosu dikkat çekti
Eskişehir yine siyah kırmızıya büründü
Afyon'daki feci kazadan sonra araçlar hurdaya dönd…
Kitap okuma alışkanlığı kazanmak için 7 öneri!
Eskişehir'de Öğretmenler Günü coşkuyla kutlandı
Sofranızdaki gizli tehlikeye dikkat!
ÇED toplantısı sonrası İsmail Kumru'dan net mesaj!
Öğretmenler Günü için Eskişehir'e gelip geçmişi ya…
Yapcak bi şey yok!
Görüşler Yapcak bi şey yok! Daha düne kadar.. "Sağlığına iyi bak..&quo
5 Ocak 2013
00:00
A
a
Görüşler
Yapcak bi şey yok!
Daha düne kadar..
"Sağlığına iyi bak.."
Ya da "Dikkatli ol" derdik...
Ama alt yazılı bir filmin tercümesinde, "Take care of you" uyarısı yayılmış gitmiş ve dilimize kadar gelmiş :
"Kendine iyi bak..."
…….
Asırlar önce İngiltere'deki ahşap ve kerpiç damlı evlerin üzerinden kediler ve köpekler eksik olmazmış...
Sağanak bir yağmurda, dam çökünce köpekler ve kediler de evin içine inermiş.
Günümüze kadar gelen bir deyim:
"İt is raining cats and dogs."
"Kedi köpek yağıyor..."
Bir filmden esinlenip dilimize oturtursak, ola¬cağına bakın :
"Köpek gibi yağmur yağıyor!.."
…….
Çoğu kez de “Hayret bi şey” deriz ya..
Bunu da "İbrahim Tatlıses" üretmiş...
Güzel Türkçemiz böyle…
Kendine özgü bir namusu vardır...
Şimdi bir yenisi de çıktı ki, dilden düşmüyor:
"Yapçak bi şey yoki"
Çıkmaz sokağa dalmış gibi her umutsuz görünen olaya karşı bir söz...
Oysa, ne demişti Demirel?
"Demokrasilerde çare tükenmez..."
"İlerisi" olunca mı çaresiz kalıp bağırıyoruz!
…….
Güzel Türkçemizin özelliklerinden biri de..
"Nereye çekerseniz gelir ama, bozulmaz!"
"Şehit"e "kelle" demekle bile sarsılmadı!
Neyse.. Dışarıda köpek gibi yağmur yağıyor..
Kendinize iyi bakın!"
Başka?
Yahu memleket elden gidiyor.
“Yapçak bişey yok mu!..”
Ahmet Atuk’tan Tekel’in doğuşu
Araştırmacı yazar arkadaşımız "Ahmet Atuk" iyi bir sigara tiryakisidir.. .
Tıpkı bizim 2004’ün Ekim’ine kadar olduğumuz gibi... Atuk’un, paketlerin üzerine konulan yazıları görmemek için özel tablası vardır...
Sigarasını alır ve bir bir döşer...
Öyle, "Sigara sağlığa zararlıymış, şöyle yaparmış" falan görmez bile!
İşte Ahmet abi, yazılarından birinde de, "Tütünün Reji bağımlılığından devletin inhisarına geçişini" dile getirmişti...
"Osmanlı Devleti Duyun İdaresi" ve üç banka grubu arasındaki görüşmeler sonucunda 27 Mayıs 1883’te kurulmuş Reji Şirketi...
Hoş, bugün için komik gelir ama, "Tütün de bile yiyip bitirmişler" bizi!..
Şirket, üreticiye tahmini ürün bedelinin yarısını faizsiz avans olarak vermesi gerekirken, genellikle vermemiş...
Üreticiler tütünlerini sürekli olarak "Reji" ye düşük fiyatla vermek zorunda bırakılmışlar...
Böyle sürüp gitmiş tütün alanında dışa bağımlılık...
"Kurtuluş Savaşı"ndan sonra "Reji"ye verilen imtiyazlara "dur" denilmiş ve 1925 yılanda da Reji satın alınmış...
İşte "Tekel" de böyle başlamış...
1900'lü yılların hemen başında Eskişehir'deki Reji İdaresi'nin fotoğrafını bile bulmuş Atuk...
Müthiş bir araştırma…
“Niçin dile getirdik?’
Atuk’ da artık kişisel Reji bağımlılığından kurtulmalı...
Bünyesindeki "tütün" şirketini satıp..
"Özgür olmalı, tekelleşmeli..."
Hele şu zamlardan sonra!
Kadınların yaşı sorulmaz
Bugünkü fıkramız da bu konunun uzmanı "Yıldırım Tuna"dan...
—"Sevaptır" diye kız ve erkek arkadaşlarımdan ikisinin arasını yaptım.
Aradan bir gün geçmedi ki kız telefonla aradı:
"Ne kadar ahlaksız bir arkadaşın varmış, benimle neden tanıştırdın?" diye azarladı:
"Daha ilk gece bana kalkmış, sekste güçlü müsün? diye soruyor terbiyesiz. Yapıştırdım tokadı..."
Şaşırdım ve hemen erkek arkadaşımı aradım. Daha söze başlarken, "Kardeşim kadınların yaşı sorulmaz derlerdi de inanmazdım" dedi:
"Seninkine, seksen üçlü müsün? dedim birden delirdi manyak!.."
Hangi kadın?
Yılbaşı gecesi Temel Dede’ye bir yabancı TV’de dansöz izlettirmişler. Temel dede sormuş:
"Ula bu nedir?"
-Karıdır.
"Ula bu kari midür?"
-He ya.
"Ula bu kariysa pizim evdeku nedur?"
Gerilim
Yılbaşında askeri cezaevini ziyaret ettim.
Bu kadar iradeli adamlar görmedim.
"Yeni yıla nasıl girersen, öyle geçermiş" diye gülümsüyorlar iyi mi!
Sırıttım tabii ama, yüreğine kıymık batıyor insanın...
Yılmaz Özdil
Günün Sözü
"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek yaşattığınız yılanların bir sonraki hedefi siz olursunuz.
Aziz Nesin
Günün İncisi
Zamanın hep her şeyi değiştireceği söylenir ama bir şeyleri değiştirecek olan asıl sizsiniz!
Andy Warhol
Özdeyiş
Düşmanının bilmesini istemediğin şeyi dostuna söyleme.
Schopenhauer
Günün Balı
"Alo abi senin telefonun dinleniyor mu?"
-Neden sordun?
“Dinlenildiğimden şüpheliyim..."
"Kapat o zaman, ben seni arayayım.
Tane’den Kodese
Cuk
Her ne kadar "Namuslu" bir iş olmasa da..
"Telefon dinleyebilmek bir sanattır!"
Günün Şiiri
Yol boyunca
Koparabilir misin bana yıldızlardan
Avuçlayabilir misin karanlığı
Sen ki milyonlar içindesin
Neden kalbinin yalnızlığı
Bulabilir misin bana dost dost
Ki sevsin seni karşılık beklemeden
Buz üstüne yazılır mı çocuğum
Düşündün mü deniz dikiş tutmaz neden
Düşündün mü gecelerde ne var
Böyle insan ürperten
Sanır mısın ruhsuz bu karanlıklar
Ölüm sükunuyla yürüyen
Tutabilir misin geçen zamanı
Dönebilir misin onbeşine
Şaşmadın mı hiç çocuğum
Baharın sessizce gelişine
Kim sürdü gözlerine maviyi
Ki denizleri hatırlatır
Hiç dönen var mı öteden
Sır…
K.Kağnıcıoğlu (Varlık-1954)
Bir gökbilimci
-Arkadaşlarımla birlikte yaşamakta olduğumuz mabedin gölgesinde kör bir adam tek başına oturmakta. Arkadaşım adamı bana gösterdi:
"Memleketimizin en bilge adamı, bu!"
Bunun üzerine kör adama doğru gittim, selam¬ladıktan sonra konuşmaya başladık. Biraz sonra sordum:
"Saygısızlığımı mazur görün, ama ne zamandan beri böyle körsünüz?"
-Doğduğum günden beri.
"Siz hangi bilgelik unsurlarına göre yaşamınızı ayarlıyorsunuz?"
- Ben gökbilimciyim.
Sonra da elini göğsüne getirerek tamamladı:
"Tüm bu güneşlerle ayları ve yıldızları gözlemlerim."
Halil Cilban
Günün Olayı
CHP’li Loloğlu, “Kuvvetler ayrılığını kaldırmak, Türk demokrasisinin ölüm fermanıdır” demiş.
Nasıl yani? “Ferman” padişah emri demek.
Pardon, istemeyenin başbakan olduğunu unutmuşuz!..
Gani Yıldız
Günün Biberi
Böcek olayı bir “CIA” işi mi, cemaat işi mi, yoksa her ikisinin karışımı bir iş mi?
Mağdur rolünü oynamak gibi!
“İş mahkemede defter dürmeye gelir mi?”
Orhan Bursalı
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...
YAZARLAR
-
Et ithalatından utanmalıyız
Kerem Akyıl
-
Erken seçimi CHP mi istiyor vatandaş mı?
Ali Baş
-
Anadolu Üniversitesi’nde dananın kuyruğu kopuyor!
Tarkan Demir
-
Çocuklarımızı koruyalım!
Seval Erci
-
İlk yarıda fişi çekmek gerekiyor
Ahmet D. Canoruç
-
Hedef göstermek bu kadar kolay olmamalı!
Kaan Özcan
-
At hırsızı
Rifat V. Halas
-
Buluşur, yer - içer ve dağılırlar
Funda Morgül
-
2023 giderken bir iki konuda hal ve gidişimiz…
Prof. Dr. Turan Akman Erkılıç
-
Kazım Kurt’un koltuğu
Arif Anbar
-
Ya Cumhuriyet olmasaydı...
Hilal Köver
-
Sürdürülebilir kulüp kültürü
Konuk Kalem
-
2023 yılında bizi neler bekliyor?
Tülin Karagöz
-
Düşükler neden tekrarlar?
Op. Dr. Alper Turgut
-
Eskişehir ve Alkol Ruhsatları
Soner Yüksel
Et ithalatından utanmalıyız
Erken seçimi CHP mi istiyor vatandaş mı?
Anadolu Üniversitesi’nde dananın kuyruğu kopuyor!
Çocuklarımızı koruyalım!
İlk yarıda fişi çekmek gerekiyor
Hedef göstermek bu kadar kolay olmamalı!
At hırsızı
Buluşur, yer - içer ve dağılırlar
2023 giderken bir iki konuda hal ve gidişimiz…
Kazım Kurt’un koltuğu
Ya Cumhuriyet olmasaydı...
2023 yılında bizi neler bekliyor?
Düşükler neden tekrarlar?
Eskişehir ve Alkol Ruhsatları
