Şekerspor’un hevesi kursağında kaldı Yine yenildik 3-0 Tepebaşı Kolejspor moral yemeğinde buluştu İbrahim alkış topladı Abi kardeş beraber oynadı Eskişehir'de zeytinyağlı sabunlar ilgi görüyor Eskişehir'de uygun fiyatlı kıyafetler kapış kapış … Eskişehir'de o balık revaçta Eskişehir'de fındığın kilosu dikkat çekti Eskişehir yine siyah kırmızıya büründü Afyon'daki feci kazadan sonra araçlar hurdaya dönd… Kitap okuma alışkanlığı kazanmak için 7 öneri! Eskişehir'de Öğretmenler Günü coşkuyla kutlandı Sofranızdaki gizli tehlikeye dikkat! ÇED toplantısı sonrası İsmail Kumru'dan net mesaj! Öğretmenler Günü için Eskişehir'e gelip geçmişi ya…

Üye Girişi

Üye Ol

Eskişehir

Alpu

Spor

Gündem

Eskişehir Hava Durumu

Resmi İlanlar

Eskişehir Nöbetçi Eczaneler

Afyon

Bilecik

Eskişehir Gezi Rehberi

Eskişehir Parkları Eskişehir Müzeleri Eskişehir Yemekleri Eskişehir Camileri, Külliyeleri ve Anıtları Eskişehir Alışveriş Merkezleri Eskişehir Restoranları (Yeme İçme) Eskişehir Gece Hayatı

Magazin

DİĞER

Kütahya Ekonomi Eskişehir etkinlik Kültür Sanat Dünya Sağlık Teknoloji Eğitim Röportaj Biyografi Eskişehir Siyasetçileri Yaşam Ramazan

Eskişehir Videoları Foto Galeri Yazarlar Eskişehir İş İlanları Seri İlanlar İletişim

24.11.2024 - Pazar

Önder Baloğlu

Tüm Yazıları Diğer Yazarlar

Yalan işte, yalan!..

Görüşler Yalan işte, yalan!..   Erdoğan ne diyordu? "Öfke bir sanattır..

9 Kasım 2012 00:00

Görüşler

Erdoğan ne diyordu?

"Öfke bir sanattır..”

Acaba, "yalan" da öyle mi?

Ekranlarda gözümüzün içine baka baka söyle¬diklerine göre, "yalan"ın da "doğru" payı olmalı....

"Sundey Times", bir sayısında "Yalan Dosyası"nı ele almıştı...

Buna göre, normal bir insan günde 20 kez yalan söylüyormuş...

Neden yalan söylendiği de üç ana maddede toplanmış:

"Kendimizi olduğumuzdan daha iyi göstermek için."

Zor bir durumdan ya da anlaşmazlıktan kaçmak için.

"Karşı cinse kendimizi beğendirmek için."

İnsanların büyük bölümü yalan söyleyenlerin gözlerini kaçırdığını zanneder ya, araştırmada bunun aksi ortaya çıkmış..

"Kişi, doğruyu söylerken gözlerini kaçırıyormuş..."

…….

Bu konuda "Anton Çehov"un görüşlerine de ilgi duyarız…

"At hırsızından bahsederken, at hırsızlığı etmenin kötülüğünden söz açmak yersizdir" der ve devam eder:

"Her şeyden önce, yalana yüz çevirmeli.. Sanatın iyi tarafı yalana yer vermeyişidir. Ama yalan bir sanatsa, onun madrabazlığına tahammül yoktur..."

Çehov'un bu sözleri özellikle seçimlerde o kadar geçerlidir ki..

"Oy hırsızlığı yaparken, utanmadan oy hırsızlığının kötülüğünden de bahsederler!”

Bir anlamda..

"Talan sanatının madrabazları meydanlarda at koştururlar!"

…….

Sunday Times’in araştırmasında "politik yalancılar" üçüncü gruba giriyor olmalı...

Yani, karşı cinse kendini beğendirmek isteyenler...

"Atıyorlar da atıyorlar!"

Yine de fazla kızamıyoruz...

Görüyorsunuz, normal bir insan bile günde 20 kez yalan söylüyormuş...

Hem de gözünüzün içine baka baka!

"Nasılsın?"

-İyiyim.

"Yalan işte, yalan!"

“Eskişehir’e gidecek olanlara!”

Yaygın basına ne zaman sıçrayacak diye çok düşünmüştük…

Hani şu, “Eskişehir fuhuş kenti olmuş” sözlerine…

Nihayet, kendisinin eski bir Eskişehirli olduğunu belirten “Haydar Ergülen” dile getirmiş…

Olaya hala sinir olduğunuz için biz de aktaralım:

“Eskişehir’e gidecek olanlara bazı uyarılar”:

-Öncelikle şehre gece gitmemenizi salık vermek durumdayım. Olur a, yalnızca Eskişehir'e mahsus bir grup olan travestiler çıkar karşınıza! Onlar adamı ham yaparlar! Ne bileyim sonra eşcinsellerle filan karşılaşabilirsiniz, onlar da sizi "düz" yolunuzdan, değil mi efendim, çevirmeye kalkarlar!

-Neyse hayırlısıyla sabah oldu da içimiz... O da ne, Porsuk kıyısında el ele tutuşmuş genç kızlar delikanlılar geziyor, nehirde kayıklar yüzüyor, kayıkların içinde çiftler var, şimdi bunlar "bir tenhada can cananı bulunca " dediği gibi "Neşet Ertaş"ın, tövbe tövbe... Ne opera binası mı, tiyatro salonu mu, senfoni orkestrası mı? Allah'ım sen benim aklıma mukayyet ol!

Bunlar kim?

"Sennur Sezer, Enis Batur, Tuna Kiremitçi, Hüseyin Atlansoy, Rahmi Emeç..." Eskişehirli şairlermiş, aman benden uzak olsunlar, bu şairlerin sağı-solu belli olmaz!..

"Eskişehir'e gitmek istiyorsanız da gidin, ne haliniz varsa görün! Ben daha da gitmem..."

Günün Şiiri

Özlem saatleri

Akşamla ürperten çizgisinde denizin

Güneşin sulara değdiği an

Geçsin hep aynı dilek ikimizin

İçinden sonsuzluğa kanayan

Vursun sessizce köpüklerin sesi

Çırpman yüreğimizin duvarlarına

Ve gözlerimizin uzak gülmesi

Taşısın o özlemi gene yarına

Bir tutku ki bizi düşlerden

Kanımız gibi sıcacık sarsın

Bak dinmeyen bu akşamla sen

Olmayınca daha çok varsın...

Cevdet Atmaca (Varlık-1968)

Bilgisayar ve kadın

-İkisi de erkekler için "olmazsa olmazdır..."

- İkisi de "alışkanlık" yaratır...

- İkisinin de durup dururken "niye bozulduğunu" anlayamazsınız.

-İkisini de ne kadar iyi kullanırsanız kullanın "saç baş yoldurtan" cinslerdir...,

Bilgi köşesi

-Deniz kobrası "dünyanın en zehirli yılanıdır."

-Sağ elini kullananlar, sol elini kullananlardan ortalama "9 yıl" daha uzun yaşıyor...

- Dünyada insan başına düşen karınca sayısı tam bir milyondur...

Günün Olayı

Yanlışlar eleştirilmesin demiyorum, ben de eleştiriyorum ama "yiğidi öldür hakkını yeme..."

Çıkarın üniversiteleri, bakalım "özgürlükler şehri" dediğiniz bu şehirden geriye ne kalacak...

Ufuk Aydın

Günün Biberi

Eskişehir 2013 Türk Dünyası Başkenti logosu günlerdir tartışılıyor...

En hoşumuza giden yorumu da "Nadide Altuğ" yapmış:"Soğan cücüğü gibi..."

Çok doğru.. Bir de kokmasa!..

Günün Balı

AKP İl Başkanı Süleyman Reyhan "Her köşe yazarına cevap mı vereceğiz?" demiş. Haklısın başkan...

"Çek fırçayı, dağların erkeği!.."

Cuk

Papazlar, kadınların itiraflarını dinledikçe, evlenmediklerine sevinirler.

Armand Salacrou

Günün Sözü

Pek az insan başkalarının deneylerinden yararlanmayı bilecek kadar akıllıdır...

Voltaire

Günün İncisi

Sevmek,bir başkasının hayatını yaşamaktır.

Balzac

Kolsuz Yaşar’dan

Kültür Kenti logosunu her yerde görecekmişiz abi...

Nasıl sevindim bilemezsin!

"Her yerde logo var, kalbim kavuk atıyor!”

Gerilim

Her şeyin alasını hatta daniskasını yapıyoruz…

"Ne mutlu daniskanlıyım diyebilene!"

Gerdek gecesi nasıl geçti?

Delikanlının biri yeni evlenmiş ve rastladığı bir arkadaşına anlatmış evlendiğini.

Arkadaşı da sormuş:

"Gerdek gecesi nasıl geçti?"

"Hiç lafını etme" demiş delikanlı:

"Tam bir rezaletti!"

"Ne o? Yoksa beceremediniz mi?"

"Yok canım" demiş yeni damat:

"O açıdan olağanüstüydü, ancak sabahleyin evden ayrılırken, eski alışkanlıkla yastığın kıyısına 20 lira bıraktım..."

"Şimdi anlaşıldı" demiş arkadaşı:

"Karının senden nefret ettiğini düşünüyorsun!"

"Keşke öyle olsa" demiş damat:

"Akşam eve döndüğümde 50 kağıdı geri bırakmış!.."

"Banyonuz sağlam!"

Bir yolcu gemisinin birinci sınıf şuama yolcularından bir hanım, kamarasının banyosu su aktığı için, geminin su işlerine bakan ustasını çağırtmış. Usta, büyük bir titizlikle inceledikten sonra, "Sizin banyonuz sağlam" demiş:

"Gemi batıyor, gemi!.."

Bizim bankalara kulak küpesi!

Haberi “Mehmet Şenocak" göndermiş, Milliyet’ten aktarıyoruz:

-Amerika’da PNC adlı banka Sandy kasırgasının hemen ardından "ve en önemlisi hiç kimse tarafından zorlanmadan" ödemelerdeki gecikmelerden dolayı gecikme faizi tahakkuk ettirmeyeceğini bildiriyor...

Banka ayrıca... Tayfun süresince başka bankalara ait ATM’leri kullanmak zorunda kalan müşterilerinin ödediği işlem ücretlerinin iade edileceğini bildiriyor.

Bizim bankalar böyle haberleri hangi duygular içinde okuyor dersiniz?