Yeni bir siyasal oluşum için kolları sıvayan Muharrem İnce Eskişehir'e gelerek bir dizi temas gerçekleştirdi.
Yeni bir siyasal oluşum için kolları sıvayan Muharrem İnce Eskişehir'e gelerek bir dizi temas gerçekleştirdi. Başlangıçta "CHP Genel Başkanı olacağım" diyen fakat bu olmayınca "Cumhurbaşkanı olacağım" diyen, sonra "İstabul Belediye Başkanlığı da yeter aslında" diyen sonra yine CHP Genel Başkanı olmak isteyen İnce'yi tanıyoruz. Son olarak delegelerden destek alamayınca "Bu CHP böyle gitmez" edebiyatı yaparak kendi genel merkezine "Bak ayrılırım ona göre! Bana bir makam verin, yoksa karışmam" diyerek blöf yaptı. Ve Kemal Kılıçdaroğlu, "Kardeşim zaten burnumuzdan soluyoruz, şimdi sana özel makam icat edemeyiz. Ayrılırsan ayrıl; işte kapı, işte sapı..." diyerek o blöfü gördü. Tarihin en büyük askerlerinden biri olan Kartacalı Hanibal, "Ya kendimize bir yol bulacağız, ya da kendimize yeni bir yol yapacağız" demiş. Anlaşıldığı kadarıyla Muharrem İnce de "Ya kendime yeni bir koltuk bulacağım, ya da kendime yeni bir koltuk yapacağım" diyerek yola çıktı. Fakat işler iyi gitmiyor Muharrem İnce için. '1000 günde memleket hareketi' sloganıyla partileşmeye çalışan İnce gittiği yerlerde hiç de kötü karşılanmıyor; çünkü aslında hiç karşılanmıyor... Eskişehir'de de durum aynı oldu. İnce'yi karşılamaya gelen gazetecilerin ve onu korumakla görevli olan polislerin sayısı, Muharrem İnce'yi merak ederek karşılayanlardan fazlaydı. Şimdi Kartacalı Hanibal'den girdik, Çinli Sun Tzu'dan devam edelim ve şu nasihatini bir köşeye not edelim, "Kazanamayacağın savaşa hiç girme..." Eğer ki sizi karşılayan gazetecinin sayısı vatandaşla yarışıyorsa, bence o yola hiç çıkmayın; oturun oturduğunuz yerde...
Atatürk diyememek
Eskişehir ziyareti sırasında Muharrem İnce, "Mustafa Kemal Atatürk'e 'Mustafa Kemal' demek kimin haddine?" ifadelerinde bulundu. Bu sözlerin partisinin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na gittiği açık. CHP içinde 10 Aralık grubunun en etkin isimlerinden birisi olan Canan Kaftancıoğlu "Gazi Mustafa Kemal" demiş ancak Atatürk dememiş. Öncelikle şunu hatırlatalım; tek başına "Gazi Mustafa Kemal" demenin hiç de garip bir yönü yok. Bizzat 12'inci Cumhurbaşkanımız da daha ziyade Gazi Mustafa Kemal diyor. Yine rahmetli Attila İlhan da Atatürk'ten kısaca 'Gazi' diye bahsederdi. Muhtemelen Attila İlhan'ın Atatürkçülüğünden kimsenin şüphesi yoktur. Bunlar yanlış şeyler değil. Yanlış olan Atatürk kelimesini hiç kullanmamaya özen göstermek. Elbette konuşurken Gazi de diyebilirsiniz, Atatürk de diyebilirsiniz, Mustafa Kemal Paşa da. Ancak ısrarla Atatürk dememek farklı bir durum... Sayın Kaftancıoğlu niçin Atatürk kelimesini kullanmamış, zoruna mı gitmiş? İşin orasını bilemeyeceğim. Siyasetin en sağında bulunan ve andımızı yasaklayan, T.C. ibaresini kaldıranlarla, "Milliyetçiliği ayaklarımın altında çiğniyorum" diyenlerle, en solda bulunup Atatürk diyemeyenlerin ortak bir özelliği bulunuyor. Her iki kesim de 'Türk' kelimesinden rahatsızlık duyuyor. "Türk" adını duydukları vakit, tüyleri kirpiler gibi diken diken oluyor. Türkiye'de 80 dünyada 220 milyon Türküz; verdiğimiz rahatsızlıktan ötürü kıvanç duyuyoruz...