Vatansever olan polisimiz, torbacılar değil

Eskişehir narkotik polisleri başarılı bir operasyona daha imza attı. 61 ilde eş zamanlı gerçekleşen operasyonlara Eskişehir'den de 90 polisimiz katılmış. Yapılan operasyonlarda 12 adrese ve sabahın saat 6:30'unda baskın veriliyor. Operasyonlarda 2 kilo 300 gram esrar ve bu esrarın tartımında kullanılan 3 tane hassas terazi yakalanıyor. Eskişehir polisini tebrik ederiz. Özellikle narkotikçiler çok ciddi başarılara imza atıyor. Artık uyuşturucu yetiştiricileri "İçiciyiz ağbi" derler mi bilmem. Böyle olursa hep beraber oturup güleriz. Tabii aynı esrar yetiştiricilerinin, "Biz vatanseveriz" demesi de mümkün. O zaman da hep beraber oturup ağlarız... Esrar en yaygın uyuşturucu ve bana kalırsa bu sebepten en tehlikelisi. Hemen belirtelim; esrarın uluslararası baronları bulunmuyor. Çünkü hint kenevirinin her yerde yetişmek gibi bir özelliği var. Eskişehir örneğinde de gördük ki, uyuşturucu yetiştirenler evin bir odasını bu işe ayırıp, bir takım düzenekler kurarak kenevir yetiştirebiliyor. Dolayısıyla dünya üzerinde eroin gibi Afgan veya kokain gibi Kolombiya kaynaklı bir esrar ticareti yok. Yani esrar için "Yüzde 100 yerli" uyuşturucu demek mümkün. Tabii işin içine "Yüzde yüz yerli ve milli" lafı girince birileri çıkıp, "Biiiiz, oroyinin de yerlisini yaptık!.. Bunlaaaaar oroyini 1942'de karneyle satmışlardıııı!.." diye kükrer mi bilemeyeceğim. Hepiniz farkındasınız, memlekette suçüstü yakalanan herkes kahraman taklidi yapıyor. Halbuki kahraman olanlar canını hiçe sayarak uyuşturucuyla mücadele eden polislerimiz ve askerlerimizdir. Yoksa esrar yetiştiricilerinin, eroin tüccarlarının, kokain baronlarının içinden milliyetçi çıkmaz. Onlardan olsa olsa millet düşmanı çıkar...

Rakamlar düşüyor
15 – 21 Mayıs tarihleri arasında belirlenen rakamlara göre Eskişehir'deki vaka sayısı, yüz binde 120 seviyelerine gerilemiş. Hatırlayacaksınız bir ara Türkiye'yi renklere bölmüş, en az vakaların görüldüğü şehirlere mavi renk vermiştik. Eskişehir sarı renkle gösterilen, düşük vaka sayısının bulunduğu iller arasındaydı. Sonra hep birlikte turunculaştık ve en kötü renk olan kırmızıya geldik. Hatta yüz binde 600 seviyelerini de aşarak, kırmızıdan sonra bir renk varsa, oraya da aday olacak bir noktaya gelmiştik. Şimdi 17 gün süren kapanma sürecinin sonucunda vaka sayılarımız hızla düştü. Güzel olan haber şu; şimdiye kadar defaatle gördük ki, önlem almaya başladığımız zaman salgın hastalık hemen geriliyor. Tabii bir de kötü haber var; önlemleri bıraktığımız zaman vaka sayıları hemen artıyor. Burada sorumluluğun bir kısmı hükûmette. İktidarın ne yapıp edip, aşı tedarik etmesi gerekiyordu. Bu konuda başarısız oldukları ortada. Son olarak bir aşı antlaşmasının yapıldığını öğrendik. Eğer bu kez verilen sözler yalan değilse, temmuz ayında rahatlamaya başlarız. Öte yandan vatandaş olarak bizlerin de sorumluluğu bulunuyor. Çok kişi salgının başından beri sorumsuzca davrandı. Elbette sıkıldığımızın farkındayım. Ancak biraz daha dayanmamız gerekiyor.

Eğer yeni bir af çıkmazsa
Geçtiğimiz günlerde Eskişehir'i sarsan iki cinayet davasında da yüce mahkemeler karar açıkladı. İlk olarak sevgilisi Emrah Öztürk'ü öldüren Zehra Aras, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Bilindiği gibi Zehra Aras evvela sevgilisinin gırtlağını kestiğini, akabinde de 8 kere bıçakladığını itiraf etmiş, fakat daha sonradan mahkemede itirafını geri çekerek, suçsuz olduğunu ileri sürmüştü. Bir diğer cinayeti ise unutmak mümkün değil. Hamamyolu'nda ortağının evine gece yarısı giren Mehmet Şerif Boğa önce ortağı İlkay Tokkal'ı defalarca bıçaklamış, daha sonra içeri kaçan ve kendisine "Ağbi" diyen Emel Tokkal'ı delik deşik etmişti. Öldürme hırsı tatmin olmayan mehmet Şerif Boğa son olarak 4 yaşındaki Ali Doruk'u da defalarca bıçaklamış, Tokkal ailesinin kanında yüzmüştü. Tıpkı cinayeti reddeden Zehra Aras gibi Mehmet Şerif Boğa da, yüce mahkemeler tarafından suçlu bulundu ve biri ağırlaştırılmış olmak üzere üç kere ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Bize kalırsa en ağır cezaları alan katiller hak ettiklerini buldular ve adalet yerin buldu. Eğer yarın öbür gün bir eroin tüccarı mafya babasını hapisten çıkartmak için af icat edilmezse, son nefeslerini hapishanede verecekler.