Bir nokta’dan yüzlerce doğru geçebilir. Matematikte en basit kurallardan biridir bu.
Ama tek nokta’dan kaç yalan geçebileceğini bugünlerde öğreniyoruz.
Sağ olsun Sakarya Gazetesi öyle bir hafta geride bıraktı ki, şaşkınlığından o noktadan neler geçireceğini şaşırdı.
Önce gerçeklerin çarpıtıldığı bir haber yaptı, gerçekler kamuoyu ile buluşunca kendi çarpıldı.
Sonra bunun tesiri ile olacak ki ne yapsam ne etsem derken aklına geleni mesnetsiz bir şekilde yazmaya çizmeye çalıştı. Sadece rakibini değil olaylarla alakası olmayanları bile kavganın içine çekerek, gündem değiştirme telaşına tutuştu.
İlk gün yaptığı haberin ardından hemen Vahap Ata’ya koştu bir şeyler söyle diye. Sonra ondan aldığı açıklamayla kahraman ilan ettiği Vahap Ata’yı ilerleyen günlerde yeni açıklama yapmıyor diye, foto şaka bölümünde ti’ye aldı. Şaşırmadım nedense.
Çünkü Sakarya’nın ne yapmaya çalıştığını daha önce aldığı tekzipleri çok iyi bilen kamuoyu
Defalarca yapılan çağrılara rağmen bu kez bu tuzağa düşmedi. İstediğini alamadı başka bir deyişle. Sokaktaki vatandaşlar bile yolumuzu çevirip çeşitli yorumlarda bulunurken vicdansızlığı doruğa çıkmış olanlar Kazım Kurt’un düğünü için bile çeşitli yorumlarda bulunup hayatlarının en mutlu gününü yaşayacak insanları bile mutsuz etmeye çalıştı.
Kalemşorluk yapma hevesiyle insanlıklarına gölge düşürenler ilahi adaletin tecellisi konusunda geçmişte yaşanan örnekleri yok saydı.
Mimarlar bunu yaparsa…
Yapı yönetmeliği ve kanunlarını herkes bilmek zorunda değil ancak Mimarlar çok iyi bilirler çünkü onların bir bakıma mecburiyetidir bu kural ve kanunlar.
Sakarya Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Üstün Ünügür ve Eşi Ayşegül Ünügür’ünde mesleği Mimarlık. Yani bu kuralları çok iyi biliyor olduklarını düşünüyorum.
Yapı yönetmeliği maddelerinde açıkça belirtilen bir husus vardır. Asma kat için belirli bir ölçüden bahseder. Bu ölçülere bakarsak Sakarya Gazetesi’nin kanunları açıkça çiğnediği net bir şekilde görülmektedir. Gazetelerinde yayınladıkları ruhsat ve faaliyet gösterdikleri alana ait metrekare ve kriterler birbirini tutmakta mıdır? Tutmadığını çok iyi biliyoruz.
Peki, Mimar olan Ünügür ailesi 65 yıllık güven derken neden kaçak bir büro’da faaliyet gösterdi. Bu kanunu çok iyi bildikleri halde neden böyle bir çalışma gerçekleştirdi. ?
( kaçak külliyen yalan denince sözlük anlamlarıyla bunu legal yapmaya çalıştıkları için içim rahat. Proje hilafı değil kaçak diyebiliyorum )
Siyasete atılan Ünügür’ler üstelik o bölgede Belediye Başkan adayı olarak seçimlere girmişti.
Eğer seçilseydi Kaçak işyerine sahip bir Belediye Başkanı olmayacak mıydı?
Matbaa tesisleri 8 yıl boyunca ruhsatsız bir şekilde faaliyet göstermiş. Bunu yayınladıkları ruhsat üzerinde yer alan 2005 tarihinden anlıyoruz, zira gazete o matbaada 1997 yılında faaliyete başlamış. 8 yıllık bu ruhsatsız süre nasıl idare edildi.
Tüm bunlar karşısında bende sorumluluklarımı yerine getiriyor hem Tepebaşı Belediyesine hem de Cumhuriyet Savcılığına bu konunun incelemesi için talepte bulunuyorum.