Usluer yine aday

CHP'nin çalışkan isimlerinden Gaye Usluer, partisinin meclis üyeliği için yeniden aday olacağını açıkladı. CHP içinde kimler Parti Meclisine girer, kimler kimlerle yarışır orası bizi çok alakadar etmez. Bir Eskişehirli ola- rak politikacıların kendi partilerinde önemli yerlere gelmesini isteriz. AK Partili Harun Karacan'ın Genel Başkan Yardımcısı olmasını, Nabi Avcı'nın Bakan olmasını ve Emine Nur Günay'ın da önemli komisyonlarda bulunmasını sevinçle karşılamıştık. Eğer ki Gaye Usluer yeniden PM üyesi olursa, bu Eskişehir'in Ankara'da elinin kuvvetlenmesi anlamına gelir. Bir tıp profesörü olan eski milletvekili Gaye Usluer, ilkin Parti Meclisi'ne Kemal Kılıçdaroğlu'nun teşvikiyle gelmiş fakat daha sonra Kılıçdaroğlu'na rağmen aynı makamda kalmayı başarmıştı. Ben önümüzdeki seçimlerde de muvaffak olacağına inanıyorum. Kendisini tebrik edeceğimiz yazıyı kaleme almak için de sabırsızlanıyorum.

TCDD'yi tebrik ederiz
Devlet Demiryolları çok güzel bir uygulama olan engellilerin ücretsiz seyahat haklarını kaldırmıştı. Açık konuşmak gerekirse saçma sapan bir karardı bu. Karar hakkında yapılan savunmalar ise saçmalığın katmerlenmesine neden olmuştu. Bir parçası olmaktan kıvanç duyduğum Anadolu Gazetesi konuyu gündeme getirmiş, yetkililerin dikkatini çekmeyi başarmıştı. Şimdi öğrendik ki TCDD bu saçma karardan geri dönmüş. Acımasızca (Ama sonuna kadar haklı bir şekilde) eleştirdiğimiz Demiryolları yetkililerini tebrik etmek boynumuzun borcudur. Sonuç olarak herkes hata yapar. Mühim olan o hatadan geri dönmeyi bilmek

Kaybetmek alışkanlık yaptı
Genel Yayın Yönetmenimiz Ali Baş, ilginç bir soruyu gündeme getirmiş; Biraz olsun başarısızlığın hesabının verilmesi gerekmiyor mu?.. Bahsettiği başarısızlık Eskişehirspor'unki ve hesap vermesi gerekenler ise kulübümüzün iki Mustafası... Başkanımız Akgören ve Teknik Direktörümüz Özer. Eskişehirspor'un küme düşmesinden dolayı ben yönetimi suçlayamam. Bir takımın 15 puanı silindiyse, o takım küme düşer arkadaş. Üstelik takımımızın yemek yapamadığı dönemleri de gördük. İşin özeti eski yöneticilerimizi eleştirmekten, mevcut yönetimi ve teknik direktörü eleştirmeye vakit bulamam. Ancak ortada da acı bir gerçek var. Takımımız tam 13 haftadır maç kazanamadı. Kaybetmek de kazanmak gibidir; alışkanlık yapar. Şimdi ikinci ligde mücadele edeceğiz. Burada maç kaybetmenin eleştirisi daha ağır olacak. Hem de çok ağır olacak. Teknik heyetimiz ve yöneticilerimiz kaybetmeye değil, kazanmaya alışsalar fena olmayacak.

Bize sormadan muhalefet mi olurmuş?
Gelelim hafta sonu yapılacak CHP Kongresi'ne... Kılıçdaroğlu Genel Başkanlığı süresince ya akıllandı ya da akıllı kişileri yanında toplamayı başardı. Eskiden AK Partililer ne zaman bir kavga çıkartsalar, Kılıçdaroğlu bu kavgaya balıklama atlardı. Türkiye'de bir ağız dalaşına girdiğiniz zaman kazanmak için neler söylediğinizin hiç bir önemi olmaz. Sağcılar her şekilde kendi adamlarını destekler, "Erdoğan iyi laf soktu" der, solcular ise kendi adamlarını destekler, "Kılıçdaroğlu haddini bildirdi" der. Sonuç olarak da sağcılar Erdoğan'ın yanında toplanmış olur. Kılıçdaroğlu şimdi kavgaya girmeyerek, rakibine en büyük zararı veriyor aslında. Bu yüzden iktidar cenahı Kılıçdaroğlu'nun gitmesini ve yerine Muharrem İnce'nin gelmesini istiyor. Sayın İnce'yi hepimiz tanıyoruz, burnuna sinek konsa, sineklerle kavga eder... Özetlemek gerekirse iktidar, kendisine nasıl muhalefet yapılacağını da belirlemeye kalkıyor. Bunu sağ cenahta büyük oranda başardılar. Ne zaman iktidarın karşısına sağcı bir lider çıksa, ya koltuk tevdi edilerek 'uslu çocuk' yapıldı, ya hapishaneye atıldı yada tesadüf bu ya; talihsiz bir helikopter kazasıyla aramızdan ayrıldı. Bunu kıran tek isim Meral Akşener oldu. Şimdi iktidarın CHP'yi de dizayn etmeye çalıştığını görüyoruz. Fakat başarılı olmaları çok zor görünüyor. Son seçimin galibi olan Kılıçdaroğlu'nun Genel Başkanlık seçimini hiç zorlanmadan alacağını düşünüyorum.