Yaşamın İçinden: Ömer Duru
İlkokul yıllarınızı hatırlayın.
Bayramlara nasıl hazırlandığınızı getirin gözünüzün önüne.
Kimbilir çoğunuzun o günlerden kalma resimleri de vardır albümlerinde.
Kara tahtanın üstüne asılı Atatürk’ünüzü anımsayın.
Atatürk sevginizi
29 Ekim gününüze.
23 Nisanınıza.
10 Kasımlarınıza.
Nasıl hazırlandığınızı getirin aklınıza.
Ve, hatırlayın.
29 Ekimlerin, 23 Nisanların ve 10 Kasımların.
Bu günlere taşıdığı bütünlüğünü, büyüklüğünü.
--//--
Liseli yıllarınızı hatırlayın.
29 Ekimlerle.
23 Nisanlarla beslenmiş yüreğinizin.
19 Mayıslarla meydanlara çıkışını getirin aklınıza. “Ey Türk Genci”diyen Ata’yı.
“Ey büyük atam” diyen gençliği.
Hatırlayın.
Dalga dalga.
Bayrak bayrak olmuş gençliğin Ata’sına sevgisi avuç avuç Samsun toprağı olur, serpilirdi Anadolu’ya.
Kız-erkek kardeşlik ekilirdi yurdun dört bir yanına.
Piramitler yükselir.
Piramidin tabanı genişlerdi.
--//--
Siz büyükler.
Çocuklarınızın. Genç yaşta ki evlatlarınızın o mutlu günlerini alkışladığınız günleri hatırlayın.
Sizde onlar gibi hazırlanırdınız o bayramlara değil mi?
Atatürk’ün, Cumhuriyet’in, meclisin Ata’nın Samsun’da karaya ayak basmasının ululuğunu yarınlara taşıyan gençlerden dinler, onları akışlardınız.
Hep küçük olduk. Genç olduk. Yaşadık ve yaşıyoruz bu günleri öyle değil mi?
Bu günlerin adı bağımsızlık özgürlük ve demokrasiyi getirdi aklımıza..
Ve çok ilginç.
Çocukluğumuzu, gençliğimizi, yaşlılığımızın. Sözün kısası Ulusal duygularımızı yaşamak ve yaşatmak rahatsız ediyor birilerini.
23 Nisan’dan başlandı. 29 Ekim ve 19 Mayıs’a kadar gelindi.
Diyeceksiniz ki, uğruna binlerce şehit verilmiş böylesi günleri unutmak ve unutturmak kolay mı?
Değil, ama gelin bir de onlara anlatın.
...------------------------------------------------------------------------------------------
Günlerin Getirdiği
-- Emeksiz’in centilmenliği--
Özel Sakarya Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Emeksiz’den bir mektup aldım.
Mektubun içinden adıma düzenlenmiş, bir de “Medya Kart”çıktı. Sayın Emeksiz diyor ki “Bilgi ve iletişim çağı olan günümüzde insanımıza haber ve bilgi vererek toplumu aydınlatma misyonuna sahip, medyanın da ciddi görevlerinin ve sorumluluğu olduğunun biliyoruz. Bu düşünceden hareketle sizlerin ve birinci derece yakınlarınızın sağlığının emanet edeceği hastaneniz olarak “Medya Kart” uygulamamızla medya çalışanlarının yanındayız. Her yıl yenilenecek olan Medya Kart sayesinde ayaktan tedavilerde fark ücreti ödemeyecek,yapılan operasyonel uygulamalarda ise yüzde 5 indirime sahip olacaksınız. Sağlıklı bir hayat yaşamanız ve birlikte sağlıklı bir toplum dileğiyle. Sevgilerimle.”
Güzel bir duygu değil mi? Sayın Emeksiz’e bu duygularından ve medyaya saygısından dolayı teşekkür ederek, basın çalışanlarına “Medyakart”duyurusunu da yapmış oluyorum..
--ESO’ya kaç aday çıkacak?—
Savaş Özaydemir henüz konuşmadı, ama ESO Başkanlığı için isimler dolaşıyor dillerde. Önceki gün gördük. ESİAD Başkanı Onur Sürmeli görevi, bir başka genç isim Aydın Bandırma’ya devretti. Onur Sürmeli’nin adı ESO Başkanlığı için kulislerde dolaşıyor. Kendisi ne der bilen yok. Sanırım zamanı geldiğinde gerekli açıklamayı mutlaka yapacaktır. Genç işadamlarından Nebi Hatipoğlu adaylığını, verdiği bir yemekte açıkladı. Resmen ESO Başkanlığına adayım dedi. Nebi Hatipoğlu’na destek verenler arasında Sarar’ın olduğunu duyduk. Böyle olunca akla “Sarar öteden beri karşı olduğu Savaş Özaydemir’den rövanşı alacak” yorumlarını getiriyor. Getiriyor getirmeye de, halen görevde olan Özaydemir ekibinden bir başka isim aday olarak çıkarsa, Zeytinoğlu grubunun desteğini alırsa ne olacak? Bir yanda Onur Sürmeli, diğer yanda Eskişehirspor yerine ESO’yu tercih eden Nebi Hatipoğlu.
Eğer Onur Sürmeli aday olursa, Savaş Özademir’de yeni bir adayı işaret ederse, işin içine birde “politika”girerse, doğrusu ESO’da ilginç bir kapışma yaşanacak demektir.
Vatandaş soruyor
--Tramvay değil vatandaş kabahatli—
Bir okurumuzla konuştuk. Bir günde tramvay için yaşadıklarını anlatıp:
“Dün Opera’dan bindiğim tramvayla Kızılay durağına gelinceye kadar neler gördüm neler. Muttalıp Caddesi yönünden gelen bir kamyonet tramvay yolunu kesmişti. Vatman korna çalarak uyardı. Bayat Pazarı girişinde, iki sıra olan araçlardan bazıları tramvay yoluna çıkmıştı. Hatta tramvay durmak zorunda kaldı. Daha ileride Cengiz Topel’den gelen araçlar girmişti tramvay yoluna. Söyler misiniz meydana gelecek bir kazada kabahatli kim olacak”dedikten sonra şöyle devam etti, “Çok ilginç. Bu manzaraları Bayat Pazarı’nın karşısında, Muttalıp Caddesi TC Ziraat Bankası köşesinde hep yaşıyoruz. Bir kaza meydana geldiğinde ise kabahatli olarak tramvayı suçluyoruz. Merak ettiğim bir konu şu.. Tramvay hatlarını işgal edenlere trafik ceza kesmiyor mu? Çünkü tüm bu olup bitenlerin çoğu kent merkezinde oluyor. Trafik polisinin gözü önünde motosikletle, bisikletle raylar üzerinde dolaşan o kadar çok insan var ki. ”
Okurumuz haklı. Teşekkür ediyoruz kendisine..
...
.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...