Yaşamın içinden
Unakıtan gitti, çevreyolu bitti
Tarihini tam olarak anımsamıyorum.
Ama tanıklar var.
Vali Kadir Çalışıcı, Dönemin AKP İl Başkanı Murat Canözer,
Ethem Kalın, Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı,
AKP’nin ileri gelenleri, Gazeteci Can Hacıoğlu.
--//--
Osmangazi Üniversitesin’de bir konferanstan çıkarken karşılaştığımız dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, bir sorun üzerine şöyle demişti:
“Ayak üzeri olmaz. Öğleden sonra Anemon Otel’de göçmenlerle konuşacağım. O toplantıdan sonra başbaşa görüşelim.”
Arkadaşım Can Hacıoğlu’nu da alıp Kemal Unakıtan’ın söylediği saatte, Anemon Otel’e
gidip, kendisini beklemeye başlamıştık ki, bir görevli gelip şöyle demişti:
“Sizin için sayın bakan oda ayırttı. Orada bekleyeceksiniz.”
Biz Can Hacıoğlu ile kahvelerimizi içerken, Maliye Bakanı Unakıtan, deyim yerindeyse, arkasında avaresiyle girmiş ve kendisine özgü yapısı içinde, seslenmişti:
“Evet Ömer Duru, sor bakalım ne soracaksan. Sen yalan yazmazsın, ben de yalan söylemem.”
Hiç unutmuyorum.
Can Hacıoğlu şakayla karışık Murat Canözer’i işaret ederek:
“Sayın Bakanım bu il başkanı işe yaramıyor. Görevden alırmısınız?”demişti.
--//--
Şehrin ileri gelenleri etrafımızda ayakta, biz Maliye Bakanı Unakıtan’la karşı karşıya konuşurken ilk sorum şu olmuştu:
“Sayın Bakan. Şimdi yapımına başlanan karayolu, çevreyolu mu? Değilse, Çevre yolu nereden geçecek. Bu konu da herkes ayrı bir yorum yapıyor da size sormak istedim”
Dedim ya tanıklarım var.
Dönemin Maliye Bakanı yanında ki bir kişiyi işaret ederek şöyle demişti:
“İşte Karayolları Genel Müdürü de burada, ona soralım. Organizeden başlayıp şehir dışına kadar yapılacak yol çevre yolu mu? Değilse, çevre yolu nereden geçecek? Eskişehir’e nereden giriş yapacak?”
Karayolları Bölge Müdürü olan kişi “Organize Sanayi- Muttalıp”falan dedikten sonra, şöyle konuşmuştu:
“Sayın bakanım, sınırını tam olarak söylemem sakıncalı. Ama şunu belirteyim. Şimdi başlanan yol çevre yolu değil. Eskişehir trafiğini rahatlatma yoludur. Çevreyolu şehrin içinden geçmeyecek.”
Bu kısa açıklama üzerine bana dönüp gülümsemişti:
“İşte böyle sayın Duru. Eskişehir Çevre yolu mutlaka yapılacaktır?”
---//--
Aradan altı buçuk yıl geçti.
Kemal Unakıtanlı günlerin bitmesi ile çevre yolu da tarihe karıştı galiba?
Köprülü kavşaklardan birine Kemal Unakıtan adını verelim diyenler olmuştu.
Bir hatırlatayım dedim.
Unakıtan gittiyse, projeleri de mi gitti?
Günlerin getirdiği
Gaz emrini kim, niçin verdi?
Eskişehir Emniyet Müdürlüğü’nü anlamak mümkün değil. Takım havaya girmiş. Taraftar Eskişehirspor’un Bursa ile yapacağı maça gitmek için günlerce hazırlık yapıyor. Taraftarlar hazırladıkları şov ile stadyuma girmeye hazırlanıyorlar. Es-Es sesleri ortalığı çınlatıyor. Genç yaşlı binlerce kişi stada yürüyor. Ortalıkta ne kavga var, ne dövüş. İnsanlar bayrama gider gibi stada doğru yürüyorlar. Senmisin bu nu yapan, Çevik Kuvvet nereden emir aldıysa, ilkin coplarla, daha sonra da biber gazı ile taraftara saldırıyor. Onlarca kişi perişan kaçışmaya başlıyor. Bando Es-Es’in maç öncesi atacağı şehir turu zehir oluyor. Gazdan gözleri yaşaran çocuklar kaçacak yer ararken, kimi çocuklarda arkadaşlarının gözüne sıkılan biber gazı için çevreden limon bulup getiriyorlar..
Tüm bu olup bitenler için kimse “Bursa maçı öncesi Bando Es-Es için şov yapan bu insanları neden copladınız? Bunlara neden biber gazı ile dağıtmaya çalıştınız? Es-Es diye bağırmak ne zaman suç oldu? Bu şehir insanlarının takımlarını desteklemeleri ne zaman suç olmuştur”diye sormuyor. Eskişehir’de tutarlı bir taraftar kitlesi ve yöneticisi olduğunu herkes biliyor. Yarın maçlarda “Emniyet aleyhine slagon atılırsa, bunun sorumlusu kim olacaktır? Vatandaşlar şaşkın soruyorlar “Bando eşliğinde maça giden insanların kime zararı olmuştur? Vali sayın Kadir Koçdemir,Emniyet Müdürü sayın Naci Kuru bu olumsuz gelişmeye ne diyor acaba? Her konuya olduğu gibi bu konuda da mı sessiz kalacaklar, doğrusu merak ediyoruz.
TGS Başkanı tek başına
Kısa adı TGS olan Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi, tek başına dört gündür açlık grevinde. Ercan İpekçi’yi tanırım yapılan baskılara destek bulmak için düzenlediği toplantılara katıldım. Ercan İpekçi’nin açlık grevine gitmesinin nedeni, sendika üzerine yapılan baskılar. AA çalışanlarından yaklaşık yüz kişiyi emekliye ayrılmaları için baskı yapıldığını belirten İpekçi ve arkadaşları “Sendikamız üyesi AA çalışanlarına müdürleri yoğun baskı yapıyorlar. TGS’den istifa ettirilen 200 kişi Hak-İş’e bağlı yeni bir sendikaya geçirilmeye çalışılıyor. Anadolu ajansında örgütlü 600 çalışana yoğun bir baskı var. Bu baskılar sona erinceye kadar açlık grevi sürecektir”diyorlar. Bir hayli ilginç değil mi? Bilemiyorum Eskişehir’de sendika üyesi Anadolu Ajansı çalışanları ne yapıyorlar. Şimdiye kadar kendilerinden ses çıkmadı da, kulaklarını çınlatalım dedim.
Vatandaş soruyor
Muttalıp’ta korku tüneli
Birkaç kez yazdık.. TEAŞ’tan ve karayollarından ses çıkmadı. Muttalıp’a giden yolun Gazipaşa Mahallesi bitişiğindeki tünel gece ve gündüz korku tüneli olarak çıkıyor insanların karşısına. Gerek şehir merkezinden giderken ve gerekse Muttalıp yönünden gelirken tünele giren araçlar farlarını yaktıkları halde bir birini göremiyorlar. Vatandaşlar diyorlar ki “ Olmaz böyle şey. Tünelin duvarında elektrik delikleri var. Ama, hatlar çekilmediği için girdiğinizde zifiri karanlığa gömülüyorsunuz”
Her an yandan ya da arkadan gelen araçların kazaya maruz kalacağına dikkat çeken araç sürücüleri “Özellikle durumu bilmeyen araç sürücüleri şaşırıyorlar. Merak ediyoruz. Karayolları, Emniyet Müdürlüğü, Vilayet ve diğer ilgililerden kimse bu yoldan gelip geçmiyor mu? Bir kaza olsa bunun sorumlusu kim olacak? Bu tünelin aydınlanması için mutlaka kaza mı meydana gelsin isteniyor”diye soruyorlar.