30 Mart 2014 yerel seçimler öncesi AK Parti Milletvekili Ülker Can ile Salih Koca’nın arası açıldı. Ülker Can’ın kafasından geçen belediye başkan aday isimleri ile Salih Koca ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın kafasındaki isimler farklı idi.
Ülker Can kafasından geçen isimlerin belediye başkan adayı yapılmaması, belediye meclis üyeliklerinde önerdiği isimlerin listeye yazılmamasından sonra Salih Koca ile arasındaki olan köprüleri yıktı. Yerel seçimlerin üzerinden geçen üç aylık süre içerisinde Ülker Can ile Salih Koca’nın bir birlerine çok zorda kalmadıkça selam bile vermedikleri konuşuluyor parti kulislerinde.
ÜLKER CAN, ATICI, POYRAZ VEYA
YÜKSEL’İN OLMASINI İSTİYORDU
Süleyman Reyhan’ın genel merkez tarafından istifasının istenmesi sonucu boşalan il başkanlığı koltuğu için Salih Koca ile Ülker Can arasında düello yaşanmasına neden oldu. Ülker Can, İbrahim Atıcı, İbrahim Poyraz veya Osman Yüksel’den birisinin il başkanı olmasını istiyordu. Bu yönde de kulis yaptı.
Salih Koca ise Süleyman Reyhan’ın istifa ettiği günden beri il başkanlığı için kafasından geçen isim olan Tepebaşı İlçe Başkanı Dündar Ünlü veya Zihni Çalışkan’dan birisinin olması için mücadele ediyordu.
Sonuçta Ülker Can ve Salih Koca arasındaki maçın ilk raundu siyasette kendisinden daha tecrübeli olan Salih Koca kazandı.
Salih Koca’nın destek verdiği hatta il başkanı olması için kulis yaptığı Dündar Ünlü Ak Parti İl Başkanı olarak atanınca birinci raundu kaybeden Ülker Can, ikinci raundu kazanmak istiyor. İkinci raunt ise Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe Başkanları için.
ŞİMDİKİ DÜELLO İSE
İLÇE BAŞKANLARI İÇİN
Üç rauntluk maçın ilk raundunu Ülker Can kaybetti. Sırada ikinci raunt. İlk raundu kaybeden Ülker Can, ikinci raundu kazanarak durumu eşitleme mücadelesi veriyor. Can, il başkanı Salih Koca’nın destek verdiği isim olunca Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe Başkanlarının kendisinin destek verdiği isimler olması için kulis yapıyor.
İl başkanlığı için destek verdiği İbrahim Atıcı, İbrahim Poyraz ve Osman Yüksel’in atanmaması üzerine Ülker Can, Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe başkanlıklarına bu üç isimden ikisinin atanması için bastırıyor.
Yine Ak Parti kulislerinden sızan haberlere göre Ülker Can, genel merkez yöneticilerine özellikle de Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’nun kapısını aşındırıyormuş.
Dün Ülker Can’ın Süleyman Soylu’nun kapısını aşındırdığını söyleyen Ak Partili bir kardeşim bir şey daha hatırlattı.
‘Sadi abi. Sen daha önce Eskişehir’den sorumlu olan İstanbul Milletvekili Şirin Paşa’nın (Paşa soyadı değil emekli general olduğu için paşa diye hitap ediyorlar Şirin Ünal) Ülker Can hakkında attığı twit’i okudun mu? (Neler yazdığını anlattı. Ben buradan yazmak istemiyorum. Okumak isteyenler arar bulur) Okumadıysan biraz araştırırsan bulursun. Okumanı tavsiye ederim’ dedi.
Genel seçimlere bir yıl kala Ak Partinin Eskişehir’deki iki milletvekili arasında başlayan soğuk savaşı parti içerisinde bilmeyen çok az kişi olduğunu düşüyorum. Çünkü kime sorsam, ’biliyorum’ diye cevap verdi.
Bu savaş mı? Düello mu? Maç mı? Adı nedir bilmiyorum ama kimin galip çıkacağı merak ediliyor. Her ne kadar Ülker Can, baktığımızda Salih Koca’dan fizik olarak daha güçlü görünüyor olsa da, kadın olduğundan dolayı, gücünün tamamını kullanamayacağından 10’a 9, 10’a 8 gibi küçük bir farkla mağlup olacağını düşünüyorum.
Tabii ‘Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu’ demez ise!
*******
Öldürmeyen Allah öldürmüyor
Çocukluk arkadaşım, Yenikent İlköğretim Okulu’nun eski müdürü Halik Kazan büyük bir kaza atlatmış.
Halil Kazan okul müdürüyken bende Aile Birliği Başkanıydım. Birlikte harabe halindeki Yenikent İOO’nu ayağa kaldırarak Eskişehir’de parmakla gösterilen okulların arasına sokmayı başardık. Yaklaşık 18 gün olmuş ben izin dönüşü duydum ve dün hemen hastaneye gittim. Şu anki sağlık durumu iyi. Ancak ESOGÜ Tıp Fakültesi’nde tedavisi sürüyor. Muhtemelen Ramazan Bayramına kadar da hastanenin konuğu olacakmış.
Çapa Makinesi ile Eğriöz Mahallesindeki yazlık evinin de bulunduğu bahçesini çapalarken, taşa saplanan makineyi kurtarmak isterken makinenin pervanesi sağ ayağına dolanmış ve etlerini yırmış. Allahtan o halde makineyi durdurmayı başarmış. Yoksa kemiğe kadar dayanan pervaneler kemiği de kesecekmiş.
O can havliyle bağırmasıyla evden bahçeye çıkan eşi Kadriye Hanım, eşini o halde görünce korkudan bağırmış. O sesi duyan komşularda bahçeye çıkınca Halil Kazan’ı yerde kanlar içinde bulmuşlar. Bahçedeki bacağından kopan et parçalarını toplayarak ambülans beklemeden bacağının diz üstünden çarşafla sıkıca bağlayarak kan akışını durdurarak arabalarına attıkları Halil Kazan’ı TIP Fakültesi Hastanesine getirmişler.
Acilen ameliyata alınan arkadaşım Halil Kazan’ın kopan etleri yerine yapıştırılarak baldırından da deri alınarak bacağına nakletmişler.
Evde kimse olmasaydı veya arkadaşım makineyi o halde durdurmayı başaramasaydı belki bugün hayatta değildi. Allah korumuş.
Hani bir şarkı var, ’Gel yanıma sar beni, bugün varız, yarın yokuz’ diye.
Aynen öyle. Verilmiş sadakası varmış. Allah eşine, çocuklarına ve sevdiklerine bağışlamış kendisini. Tekrar geçmiş olsun, en kısa zamanda ayağa kalkarak aramıza dönmesini sabırsızlıkla bekliyorum sevgili arkadaşım Halil Kazan.