Ufukta erken seçim göründü

AK Parti içerisinde son dörece önemli iki istifa yaşanması, bir üçüncü sorunun gölgede kalmasına neden oldu. Öncelikle fiilen Başbakan gibi çalışan damat Berat Albayrak'ın istifasını yaşadık. Bu istifa piyasalarda sevinçle karşılandı açıkçası. Çünkü yine açıkçası sayın Albayrak'ın yapabileceği en son iş ekenomiden sorumlu bir bakanlıkmış. Kendisi – mesela – Spordan Sorumlu Devlet Bakanı filan olarak bir köşede bakancılık oynasa; sıkıntı olmazdı...

Öte yandan aynı Sayın Albayrak'ın AK Parti içinde çok önemli bir isim olduğunu unutmamak lazım. Berat Albayrak partinin il ve hatta ilçe kongrelerini bile yöneten bir isimdi. Onun yokluğunda bu işi – kolları sıvayarak – Recep Tayyip Erdoğan'ın üstlendiği söyleniyor. Ancak bu durum Erdoğan'ın iş yükünü bir kat daha arttırıyordur.

İkinci önemli istifa da Bülent Arınç'da yaşandı. Daha önceden yazdığımız bu konuyu kısaca özetleyelim; Sayın Arınç Selahattin Demirtaş gibi HDP'li isimlerin serbest bırakılmasını istedi. Aslında 10 – 11 Aralık AB görüşmelerinde Türkiye'ye sağlam bir tavır sergilenebilir. Şöyle can yakan, zaten bir krizin kucağından diğer krizlerin kucağına atlayan ekonomiyi temelden sarsacak bir tavırdan bahsediyorum. Bunu engellemek için hükûmetin AB ülkelerinin hoşuna gidecek adımlar atması öteden beri AK Parti içinde söyleniyordu. Ancak yeni bir açılım süreci anlamına gelecek adımların atılması MHP tarafından engellenmiş gibi görülüyor. Açıkçası erken seçimin eşiğinden döndük ve kimse farkında değil. Hoş yeni bir açılım sürecini başlatsak zaten Türkiye bir erken seçime giderdi. Yani MHP Türkiye'yi bir krizden çevirdi diyebiliriz.

Şimdi bunların yanında kamuoyunun pek önemsemediği bir olay daha yaşandı. İlk ikisi kadar olmasa da çok önemli bir gelişme; Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan, Merkez Disiplin Kuruluna sevk edildi. AK Partili Arslan, Milli Görüş Hareketinin çok önemli isimlerinden. Hatta oğlu Mücahit Arslan'ın da Saray'da önemli mevkilerde olduğunu, Joe Biden'ı etkilemek için Amerika'da çalışmalara başladığını da duyuyoruz, Baba İhsan Arslan pek çok AK Partili'nin bildiği, düşündüğü ama söylemeye cesaret edemediği bir şeyi yüksek sesle söyledi; "Derhal Parlamenter sisteme geri dönmeliyiz" ifadelerinde bulundu. Kendisi disipline sevk edildiğine göre, demek ki AK Parti içinde Sayın Erdoğan'ın görüşlerine aykırı tek bir cümle bile kurmak artık imkansız hâle gelmiş.

İhsan Arslan gibi, Bülent Arınç gibi kuvvetli isimlerin küskün duruma getirilmesinin sonuçlarını DEVA ve Gelecek Partilerinin kurulmasıyla gördük. Türkiye 1876'dan beri – kesintilere uğramakla birlikte – parlamenter sistemle yönetiliyor. Tek adam rejimiyme bırakın ülkeyi yönetmeyi kendi partinizi ve hatta damadınızı bile yönetemiyorsunuz.

Bu arada AK Parti'nin ortağı MHP ile de ilişkilerinin çok iyi gittiğini söyleyemeyiz. Belli ki arada bazı sorunlar var. CHP liderine açık küfür ve tehditlerde bulunan bir suç makinesinin, iktidarın sanki üçüncü ortağıymış gibi görünmesi ciddi rahatsızlık yapıyor. Ciddi bir devlette böyle şeyler olmaz; bu konuda AK Partililerin çok rahatsızlık duyduğu açık.

Son olarak İYİ Partili Meral Akşener ve CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu ortak bir açıklama yaparak, ve korona salgınıyla ilgili mütemadiyen yapılan açıklamaların yalan olduğunun hükumet tarafından itiraf edilmesinden de faydalanarak, erken seçim çağrısı yaptı. Eğer ki muhalefet bu kadar üst perdeden bir erken seçim çağrısı yaparsa, orada diş macunu tüpten çıktı demektir. İsteseniz de tüpe geri tıkıştıramazsınız.

Hemen hemen herkes "2020'de erken seçim olur" derken buna ihtimal vermediğimi söylemiş, bununla ilgili pek çok da yazı yazmıştım. Buraya kadar haklı çıktım. Ancak etrafımdakilere "2021'in sonbaharında seçim olur, hatta 29 Ekim bayramının milli coşkusunu devlet eliyle kullanarak ve seçim propagandasına malzeme edilerek, 31 Ekim pazar günü sandığa giderler" diye tarih bile veriyordum. Sanırım kehanette bulunmada fazla coşmuşum. Çünkü bu kez galiba haksız çıkacağım. Çünkü bırakın sonbaharı, Hükumetin 2021 yaz aylarını bile çıkartması garanti değil. Eğer ki ilkbaharda önümüze sandık konursa şaşırmam.

Eskişehir'deki bütün partilerimizin teşkilatları hazır olsun. Herkes hazır olsun...