Önce "Sokağa çıkma yasağı artık uygulanmayacak" diyen hükûmetimiz, daha sonra perşembe günü apar topar karar değiştirmiş ve "Sokağa çıkma yasağı uygulanacak" demişti.
Önce "Sokağa çıkma yasağı artık uygulanmayacak" diyen hükûmetimiz, daha sonra perşembe günü apar topar karar değiştirmiş ve "Sokağa çıkma yasağı uygulanacak" demişti. Tabii yetkililerin bu kararsızlığı toplumda büyük tepkilere neden olmuştu. Daha sonra sevgili hükûmetimiz yine karar değiştirdi ve "Sokağa çıkma yasağı kaldırıldı" ifadelerinde bulundu.
Şimdi ortada öyle büyük bir beceriksizlik var ki, eleştirmeye nereden başlayacağımı şaşırdım. Kümese girmiş sansar gibiyim; önce hangi tavuğa saldırsam kararsızlıktan donakaldım... Madem karasızlıktan başladık buradan devam edelim. Bir hükûmet için en kötü şey ülkeyi kötü yönetmek değil, yönetmeyi becerememektir. Yani hükûmetimiz kötü bir karar verse bile, hiç karar vermemesinden evlâdır. Bizimkiler artık kötü karar verme işini geçmiş durumdalar.
Sokağa çıkma yasağı, "Bugün kırmızı kravat mı taksam, bordo krıvat mı?" gibi basit bir karar değil. Bu karar insanların özgürlüklerinden tutun, esnafın durumuna, asayiş olaylarına kadar pek çok şeyi etkiler. Dolayısıyla "Bundan sonra yasak olmayacak" derken yüzlerce kişiye danışmanız, saatler süren münakaşalar etmeniz, olası kararların olası sonuçlarını simüle etmeniz gerekir. Haydi anladık hata yaptınız, Bu değerlendirmeleri beceremediniz ve sonradan kendinizi beceriksiz göstermek pahasına karar değiştirdiniz. Bu durumda arkanızda olur, "Herkes hata yapar. Hükûmet risk alarak kararını değiştirdi. Hatadan dönmek erdemdir. Kendilerini tebrik ediyoruz" der işi kapatırdık. Çünkü ister inanın ister inanmayın hükûmeti arada sırada tebrik etmeyi çok istiyorum. Fakat arkadaşlar benim hevesimi sürekli kursağımda bırakıyor. Komedi burada bitmiyor. Aslında 'stand up' daha yeni başlıyor...
Daha sonra aradan 24 saat geçmeden hükûmet bir kere daha karar değiştiriyor ve "Biz yine vazgeçtik. Yasak kalkmıştır" diyor. Üstelik bunu da her türlü devlet ciddiyetini ayaklar altına alarak ve twitter hesabından duyurarak yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir Muz Cumhuriyeti değildir. Devleti yönetmek, devlet ciddiyeti gerektirir.
Özetlemek gerekirse çarşamba günü alınan kararın, perşembe günü iptal edilmesine ilişkin alınmış karar, cuma günü iptal edilmiştir. Alın size Güçlü Türkiye; tepe tepe kullanırsınız artık... Biliyorsunuz iktidar cenahı sıklıkla muhalefete, "Bunlar üç tane kazı bile güdemezler. Sabah bunlara üç tane kaz emanet etsek, akşama en az birini kaybedip öyle gelirler" der. Şimdi o lafı usulca yere bırakın ve ses çıkartmadan olay yerini terk edin...