Yaşamın İçinden
Türlü çeşitli
Önceki gün paçama sıçrayan çamuru gören arkadaş uyardı:
“Paçan çamur olmuş.”
“Fark etmez"dedim gülerek,
“Kuruyunca fırçalarım çıkar.”
Ardından da ekledim:
“Yeter ki, yağlı kara bulaşmasın. Çünkü çıkarması zor olur”
--//--.
Eskişehir’de son günlerde, korkunç,
“Uyuşturucu baskınları dikkat çekmeye başladı.”
Emniyet Müdürü Naci Kuru ve ekibi bastırıyor, onlar yerden biter gibi çoğalıyor.
Kamu oyunda, Eskişehir Emniyeti’nin başarılı çalışmaları takdirle izleniyor.
Uyuşturucu tacirleri için Eskişehir geçiş merkezi olduğu kadar, önemli bir pazarda.
Bunun için, uyuşturucu tacirlerine,
“Eskişehir’de üs kurma fırsatı verilmemeli.”
Uyuşturucu toplumu saran bir bela.
Nerden geliyor, nasıl geliyorsa mücadeleyi, büyükten küçüğe, ona göre yapmak gerekir.
Unutmayalım..
Sıtmayı önlemek için Sivrisinekle mücadele yetmez.
Önemli olan sivrisineğin ürediği bataklığı kurutmaktır.
--//--
Her neyse..
Gelelim Eskişehir’e.
Büyükerşen ve Ahmet Ataç:
“Yer demir gök bakır” demeden hizmete devam ediyorlar.
Önceki gün gördük.
Bazılarının “seçim yatırımı”olarak yorumladığı tramvay hatlarının uzatılma çalışmalarının temelleri şölen havası içinde atıldı.
Çamlıca-Batıkent..
Yenikent- Çankaya hatlarının temelleri atıldı..
18 kilometrelik yeni hat 22 mahalleyi saracak.
Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen temel atma töreninde diyor ki:
“Birileri size doğru söylemiyor. Ama ben ve Ahmet Ataç sizleri kandırmıyoruz. Söz veriyoruz ve verdiğimiz sözleri gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bize ister oy verin, ister vermeyin.”
Başta tramvay olmak üzere, yapılan hizmetlerden bu kentte yaşayan insanlar yararlanacak.
Ne olurdu yani..
“Bu kenti seviyoruz"diye nutuk atanlarda, katılsalardı bu şenliklere.
Soksalardı ellerini taşın altına.
Kutlasalardı hizmete emek verenleri.
Ortak olsalardı halkın sevincine kent adına daha iyi olmazmıydı?
Günlerin Getirdiği
MHP’de her şey düzelir mi?
MHP’de herkes “ne oluyoruz” diye birbirine soruyor ilçeler iyi kötü belli oldu. Şimdi sıra il yönetimine geldi. Önceki gün il eski yöneticilerinden Orhan Güngör’ü gördüm. Güngör emekli öğretmen ve MHP’nin bir zamanlar önde gelen isimlerindendi. Hatta adı Sivrihisar Belediye başkanlığı için geçmişti. “Nerelerdesin, görünmez oldun”diye sorduğumda gülerek "Buralardayım, uğraşıyorum” yanıtını verdi.” MHP’de neler oluyor duyuşuma göre, on bir il başkan adayı varmış.” dediğimde ise şöyle konuştu " Bir şey olmaz. Taş yerinde ağırdır partinin ağır topları var. Ahmet Vural ve Beytullah Asil gibi isimler gereğinde yol göstericilik yaparlar. Beytullah Asil biraz geride dursa da partide saygınlığı olan bir isimdir. Milletvekilliği olayında biraz kırılsa da, MHP için ne zaman çağrılsa gelir. "Orhan Güngör deneyimli bir politikacıdır. Onun için de daha ileri gitmeden tekrarladı "MHP sahipsiz kalmaz.”Sahi diyorum her zaman tutarlı tavırları ile dikkat çeken, çarpıldığında hizmet için koşan, Avukat Ahmet Vural nerelerde? Yoksa O’nu da bazıları partiden soğuttu?
Erbakan’ın sevdiği isimdi
Geçtiğimiz günlerde ziyaretimize gelen HAS Parti İl Başkanı Mustafa Özkan’a "Parti nasıl gidiyor. Eski arkadaşlarınız ne yapıyor. Ayrılan ayrılmayan var mı? İbrahim Atıcı ile aranız iyi mi? Atıcı politikayı bıraktı mı” dediğimde şöyle demişti "Arkadaşlarımızın çoğu yanımızda. Aramızdan ayrılanlar da var. Rengini belli etmeyenler de. İbrahim Atıcı bizimle beraber. Tutarlı politik çizgisini devam ettiriyor. Aramıza katılır. Partinin verdiği görevkeri yerine getirir”
HAS Parti il Başkanı Özkan bunları anlattığında , İbrahim Atıcı’nın politik çıkışa geçtiği günler geldi aklıma. Kendisi rahmetli Necmettin Erbakan’ın en sevdiği isimlerden biriydi. Eskişehir’e geldiğinde evinde kalır hatırını sorardı. Atıcı’nın döneminde Vali Hanefi Demirkol Refah’tan milletvekili seçilmişti. Murat Canözer ve şimdi ki ekibi Atıcı’nın yanındaydı. Bunları anlattığımda. Mustafa Özkan “olacak”demiş ve "O günler gene gelecek. O günleri hatırlıyorum. Konuştuğumuz arkadaşlarımızın hiç birisi hayır demiyor. Ama bazılarına-iktidardan yana olmak, nedense daha cazip geliyor” diye konuşmuştu.
Vatandaş soruyor
Çay fiyatları pahalı
Okurumuz Porsuk Bulvarı’ndaki kahvelerden birine gitmiş. Dedi ki "Ben yanımda misafir olduğu için buralara gittim. Başka türlü gitmezdim. İlkin Esnaf Sarayı'nın zemin katında oturduk. Daha sonra Porsuk kenarında dolaşıp çay içtik. Ama misafirin yanında bir şey diyemedim. Çay paraları bana çok pahalı geldi”
Esnaf Sarayı'nın altında ki kahvede çayın bin beşyüz lira, kahvenin ise iki milyon lira olduğunu söyleyen bu vatandaş "Ben kahvelerde 50 kuruşa içtiğim çayı, şehir merkezinde üç katına içtiğimde doğrusu çokşaşırdım. Aynı çay, aynı kahve, nasıl oluyorda fiyat bu kadar yükselebiliyor. Bu konuda kahveciler odası, esnaf dernekleri bir yaptırım uygulayamıyorlar mı” diye sordu.
Doğrusu ilginç bir durum. Yalnız çay-kahve fiyatlarında değil, diğer yiyecek ve içecek fiyatlarında da.. Uygulama aynı.. Okurumuzun söylediği gibi, yetkililer bakalım bu uygulamaya ne diyecekler.